Toplum sağlığı için güç birliği

Sağlık Haberleri

Türk Böbrek Vakfı ve Türk Kalp Vakfı 'Kardiyorenal Sendrom' başta olmak üzere koruyucu hekimlik anlayışı ile önlenebilir hastalıklar konusuna dikkat çekmek için bir araya geldi. Toplantıda kalp ve böbrekleri etkileyen risk faktörleri, belirtiler ve tedaviye dair bilgiler paylaşıldı.

Türk Böbrek Vakfı ve Türk Kalp Vakfı 'Kardiyorenal Sendrom' başta olmak üzere koruyucu hekimlik anlayışı ile önlenebilir hastalıklar konusuna dikkat çekmek için bir araya geldi. TBV Başkanı Timur Erk, TKV Başkanı Kenan Güven'in öncülüğündeki toplantıda kalp ve böbrekleri etkileyen risk faktörleri, belirtiler ve tedaviye dair bilgiler paylaşıldı.

Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk "Kalp ve böbrek birbirinden en çok etkilenen iki önemli organımız. Son yıllarda sıklıkla gündeme gelen ve bu iki organın bozulması ile ortaya çıkan 'Kardiyorenal Sendrom' için kardeş vakıf olan Türk Kalp Vakfı ile bir işbirliği yaparak konuyla ilgili kamuoyunda farkındalık yaratmayı amaçladık" dedi.

Türk Kalp Vakfı Başkanı Kenan Güven "Kalp sağlığımızı korumada en etkili yöntemin koruyucu hekimlik olduğu bilinciyle, yıllardır çok çeşitli çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Vakfımızın Mütevelli Heyet üyesi olan Sn. Timur Erk'le uzun yıllardır tanışıyoruz ve topluma fayda sağlamak üzere, hayatımızı çok ciddi şekilde etkileyen hastalıklara karşı bilinç oluşturmak amacıyla bir araya geldik."

TBV Başkanı Timur Erk; "Uzun yıllardır ülke çapında yürüttüğümüz koruyucu hekimlik projelerinin yanı sıra ekmekteki tuz oranının azaltılması, masalarda tuzlukların kalkması, okul gıdası logosunun uygulanmasını yönelik kampanya gibi çok çeşitli saha çalışmalarının paralelinde, birinci basamak hekimlerine yönelik nefroloji, kardiyoloji ve endokrinoloji eğitimleri ile de aslında bugün Türk Kalp Vakfı ile ele almakta olduğumuz kardiyorenal sendromlar konusunun ilk adımlarını da atmıştık. Hem toplumun hem de başta hekimler olmak üzere sağlık profesyonellerinin bu konuda farkındalık sahibi olması, bu organlarla ilgili hastalık yönetimi açısından büyük önem arz ediyor.

Böbrek hastalıkları ve kronik böbrek yetersizliği söz konusu olduğunda, yalnızca böbrek sağlığı uzmanları olan nefrologların değil, kardiyologların ve gerekli ise diğer pek çok alana ait tıp uzmanlıklarının bir arada çalışması gerekiyor. Bireyler, hastalığının çok yönlü yaklaşım gerektirdiğini bilmeli ki, bunu talep edebilsin. Özellikle son dönem kronik böbrek yetmezliği hastalığında, hasta odağında bir takım çalışması gerekiyor" dedi.

TKV Başkanı Kenan Güven ise hastaların kaliteli bir yaşam sürmeleri için doktor uyarılarına ve tedavi yöntemlerine göre hareket edilmesinin önemine dikkat çekti. Güven; "Türk Kalp Vakfı olarak, kalp sağlığımızı korumada en etkili yöntemin koruyucu hekimlik olduğu bilinciyle, kalp damar hastalıklarından kaynaklanan ölümlerin en aza indirilmesi için yıllardır çok çeşitli çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Kalp damar hastalıklarına karşı farkındalık yaratmak için yaptığımız etkinliklerin başında yer alan Kalp Haftaları ve Dünya Kalp Günleri'nde yaptığımız örnek çalışmaların yanında uluslararası projelerimizle de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bugün, "Kardiyo-renal sendrom" denilen, kalp ve böbrek rahatsızlıkları konusunda doktorlarımızın vereceği önemli bilgilerin, siz değerli basın mensubu dostlarımızın çok kıymetli emekleriyle halka ulaşması ve hayatımızı çok ciddi şekilde etkileyen bu hastalıklara karşı bilinç oluşturmak amacıyla bir araya geldik" dedi.

Konuyla ilgili bilgi aktaran TBV Mütevelli Heyeti Üyesi Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever; "İnsan vücudu çok sayıda sistemden meydana gelir ve bu sistemi organlar oluşturur. Bu organların hiçbiri tek başına çalışmaz ve diğer organlarla işbirliği içerisindedir. Bu birbirini etkileme, kalp ve böbrek arasında belki diğer tüm organlardan çok çok daha fazladır. Her bir organ çalışmak için kan ihtiyacı içindedir. Kalp inanması güç ama bir gün içerisinde yaklaşık 8 – 9 ton kanı bütün vücuda pompalar. Tüm organlar kalbin pompaladığı bu kan ile işlevini yerine getirir fakat böbreği burada ayırmak lazım çünkü 70-80 kilo bir insanın böbreği 140-150 gram civarındır yani vücudun aşağı yukarı binde 4-5'i civarındadır. Buna karşın kalbin 1 dakikada pompalamış olduğu kan miktarının %25'i böbreklere gider. Yani ağırlık binde 4, aldığı kan miktarı yüzde 25. Bu nedenle 'Kardiyorenal Sendrom' yani kalp – böbrek sendromu dediğimiz tablo, karşımıza sıklıkla çıkıyor" dedi.

TKV Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hüseyin Deniz Kılıç ise iki hayati organın ne denli birbirini etkilediğine dikkat çekti. Kılıç: "Kalbin temel görevi vücut dokularına ihtiyaç duydukları kanı pompalamaktır. Temel fonksiyonları arteryal kanı metabolik artıklardan arındırmak, vücuttaki asit-baz ve elektrolit dengesini, dolaşan sıvı hacmini dengelemek olan böbrek, bu fonksiyonunu yerine getirebilmek için yoğun ve kesintisiz bir kan akımına ihtiyaç duyar. Kalp tarafından pompalanan kanın önemli bir kısmı bu nedenle böbreklere yönlendirilir. Şok gibi vücuttaki dolaşan kan hacminin düştüğü durumlarda böbrek pozitif bir ayırıma tabi tutulur ve diğer dokulara pompalanan kan azaltılarak böbrek kan akımı en son aşamaya kadar korunmaya çalışılır" dedi.




Etiketler : kardiyorenal sendrom türk böbrek vakfı türk kalp vakfı timur erk kenan güven