Nur Gül Arslan: Yaşam alanlarında doğaya dönüş

İçmimar Nur Gül Arslan, betonlarla örülen kentlerin insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olduğunu söyledi: "Günümüz kentleşme koşullarında başta beton, çelik olmak üzere pek çok teknolojik uyaranın olduğu endüstriyel ürün ve alanlara maruz kalıyoruz. Bu suni mekanlar uzmanlar tarafından araştırıldı ve anlaşıldı ki insanları mutlu etmiyorlar. Hatta insanlık depresyona doğru sürükleniyor. Ve yine araştırmalar ortaya çıkardı ki; doğayı yaşam alanlarımıza yeniden kazandırmaya başladığımızda mutluluğumuz da artıyor."

DOĞADAN KOPANLARDA SORUNLAR ORTAYA ÇIKIYOR

Doğadan kopmanın çeşitli mental problemlere yol açabildiğini ifade eden Arslan şöyle konuştu: "Sanayinin, üretimin fazla olduğu bölgelerde yapılaşma hızla devam ediyor. Yoğunlaşan nüfusla artan maliyetler neticesinde bireyler, küçülen alanlarda minimum maliyetlerle yaşamlarını idame ettirmeye çalışıyor. Yapılarda doğa ile iç içe olma düşüncesinin neredeyse bir lüks gibi algılandığı, bahçeden, doğadan ve doğallıktan kopuşların yaşandığı bu dönemde, bu kapalı yaşam alanlarında kalan bireylerde zaman içinde konsantrasyon bozuklukları, depresyon gibi çeşitli mental problemler ve fiziksel rahatsızlıklar ortaya çıkıyor."

DOĞAL MALZEMELER, YEŞİL BİTKİLER VE SU ELEMANLARI

Arslan, odağına doğayı ve doğallığı alan "biyofilik tasarım"ın tüm bu nedenlerle günümüzde yeniden bir akım haline geldiğini söyledi: "Biyofili, biyolog Edward O. Wilson'ın, insanların yaradılıştan gelen yaşama ve yaşayan sisteme karşı sevgi ve yakınlığının olduğunu varsaydığı bir felsefe. Bu düşünce sistemi 1980'lerin başlarına dayanıyor. Biyofilik tasarım da doğayla olan ilişkimizi yaşam alanlarımızda artırmayı amaç edinmiş mimari bir yaklaşım olarak karşımıza çıkıyor. Biyofilik yaklaşımla tasarlanmış yapılarda doğal malzemelerin, doğal aydınlatma ve havalandırmanın, iç mekanlarda yeşil bitkilerin ve yeşil elemanların, su elemanlarının mevcudiyetinden söz edebiliriz. Bu niteliklerle tasarlanmış yapılarda daha üretken ve daha sağlıklı bir çevre oluşturularak, kullanıcı ve bireylerin memnuniyeti hedefleniyor."

GOOGLE, FACEBOOK, AMAZON GİBİ DEV ŞİRKETLERİN TERCİHİ

Biyofilik tasarımların birçok kurumun ofisinde kullanıldığına da dikkat çeken Nur Gül Arslan, bu sayede fiziksel ve zihinsel refah sağlandığını, ayrıca yaratıcılığın artırıldığını belirtti: "İnsan, hayatının yüzde 87'sini kapalı mekanlarda geçiriyor. Doğal olarak bu alanların tasarımı, kullanıcıların fiziksel, sosyal ve ruhsal hayatlarını doğrudan etkiliyor. İç mekân tasarımı sadece estetik ya da işlevselliği hedef alan bir disiplin olarak değil, aynı zamanda insanların zihinsel ve fiziksel refahlarını iyileştirmenin bir yolu olarak uygulanacak bir değerler sistemi. Çok sayıda çalışanın olduğu Google, Facebook, Amazon, Etsy gibi pek çok kurumun iç mekânlarda uyguladıkları biyofilik tasarımlarla başarılarını artırdıkları biliniyor. Bu bağlamda yaşam alanlarında uygulanacak biyofilik tasarımlarla stres azaltılabilir, fiziksel ve zihinsel refah artırılabilir, yaratıcılık artırılarak bireylerin daha mutlu ve memnun olması sağlanabilir."