Ahmet Yenilmez
Farkında mıyız bilmem, ama her şey birbirine girdi, dolayısıyla biz de birbirimize girmiş vaziyetteyiz!
En sıradan, en basit konularda bile birbirimizin boğazına çöküyoruz!
Birbirimizi boğazlamak için, ufacık da olsa sebep arar haldeyiz!
Geçen yazımda bahsettiğim Adam Smith denen zatın dediği söz, “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler”, aynı zamanda vahşi kapitalizmin de sloganıdır!
İnsanlığın ipi bir salındı, pir salındı, tabiri caizse ortalık ipsiz sapsızdan geçilmez oldu!
İnsanlık da, ipsiz sapsızın olmayan vicdanına bırakılınca da, ne olduysa eşrefi mahlukat insana oldu!
Hem de din, dil, ırk ayrımı yapılmaksızın..!
Baksanıza Allah aşkına, iki kuruşluk maske Çin’de grip çıktı diye nerdeyse elli, altmış liraya çıktı!
Bizde farklı mı?
Elazığ Malatya’da deprem oldu, bu kış kıyamette insanlar sarılacak bir battaniye, bir yudum sıcak çorbaya ihtiyaç duyduğu anda medarı iftiharımız Türk Kızılayı üzerinden itibarsızlaştırma hareketi başlatıldı!
Hal, öyle bir boyut kazandı ki…
Bakınız, sadece bir spordan, eğlenceden ibaret olması gereken futbol ne hale geldi?
Adam Smith denen zatın, “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” sloganı, sporu da profesyonelleştirip, endüstri haline getirdi!
Dünyanın ne kadar gayrı meşrusu varsa futbola ilişip kulüp başkanı oldu, kanlı, insan hayatını hiçe sayarak kazandıkları paraları, özellikle futbol üzerinden aklamaya başladılar!
Yetmedi, insanları, “yok sen şundansın, yok sen bundansın” diye kamplara böldüler!
Tıpkı, geçmişte ülkemizin en zeki çocuklarını ideoloji adı altında kamplara böldükleri gibi!
Dahası stat kapılarında satırlarla gencecik evlatlarımız doğrandı!
Sadece bizde mi..?
15 Nisan 1989’da İngiltere’de, bir futbol müsabakasında tam 96 kişi can verdi!
İş öyle bir hale geldi ki, ülkemiz için adeta bir beka meselesi oldu!
Geçmişte Fenerbahçe Trabzonspor birbirine düşürülüp ülkede bir kaos ortamı oluşturulmaya başlanmadı mı?
Bendeniz de sıkı bir Trabzonspor taraftarıyım, elimden geldiğince de Trabzonspor maçlarını takip etmeye çalışırım!
Şu son günlerde özellikle de Trabzonspor üzerinden bir algı operasyonu yapılmakta!
Neymiş efendim, Trabzonlu bir Bakanımız Trabzonspor‘u şampiyon yapmak için elinden geleni yapmaktaymış!
Bu nasıl laf Allah aşkına?
İş, eğer takım taraftarlığı ise Sayın Cumhurbaşkanımız da Fenerbahçe taraftarı, yine merhum cumhurbaşkanlarımızdan Turgut Özal ve geçmiş başbakanlarımızdan Sayın Mesut Yılmaz Galatasaray’lı olup, Sayın Devlet Bahçeli de Beşiktaş’lıdır!
Üstelik bu algıyı da anlı şanlı insanlar yapmakta!
Ayıptır, günahtır!
Unutmayalım ki, 15 Temmuz öncesinde FETÖ paralel devlet yapılanması, iki güzide kulübümüz üzerinden bu ülkeyi uçurumun kenarına getirdi!
Adı ne olursa olsun tüm spor kulüpleri bizimdir, kaldı ki değil seksen iki milyonluk Türkiye, tüm Türk Dünyası’nın medarı iftiharı Türk Milli Takımı bu güzide kulüplerimizde top oynayan evlatlarımızdan müteşekkildir !
Bakınız, Milli Takımımız Avrupa Futbol Şampiyonası maçlarını Bakü’de oynayacak diye, Azarbaycan ayağa kalktı!
Demem o ki, futbol seyri güzel olan bir spordur ve spor asla bir ayrışma sebebi olmamalıdır!
Bugün yapılan pis bir tezgahtır ve bu tezgaha gelmemek için bir Trabzonspor taraftarı olarak yürekten diyorum ki “Fenerbahçe benim takımıdır ve ben Fenerbahçelileri en az Trabzonsporlular kadar çok seviyorum”!