Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

AK Parti MHP BBP’liler!

Ne diyeyim ne yazayım bilmem ki? 

Diyeceksiniz ki, ‘’Ne kadar da çok bu ifadeyi kullanıyorsun arkadaş’’, ne diyeyim siz de haklısınız, ama iki satır da olsa beni de bir okuyun, kulak verin istiyorum, siz de bana bir şeyler deyin istiyorum! 

İmdi! 

AK Parti kuruluşunda bendeniz Büyük Birlik Partisi saflarındaydım hatta AK Parti’nin ilk seçimi 2002 seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki görevimden istifa edip Büyük Birlik Partisi listelerinden İzmir ikinci bölge birinci sıradan milletvekili adayı olmuştum! 

Sonuç malum, AK Parti tek başına iktidar oldu, biz ise %1 civarında bir oy aldık! 

Sonrasında AK Parti hükümetleri ve icraatları... 

2002 seçimlerinde alanlarda dillendirdiğimiz seçim beyannamesine şöyle bir baktım, ömrümüzü feda etmeyi göze aldığımız, mesleğimizi, hayallerimizi bir kenara bırakıp yokluğu geçim sıkıntısını tercih ettiğimiz ideallerimize baktım geçen zaman içerisinde kendime şu soruyu sordum, ‘’Yenilmez 2002 seçimlerinde Büyük Birlik Partisi olarak iktidar olsaydınız, bunlardan farklı ne yapardınız yapabilirdiniz ya da nelere gücünüz yeterdi?’’. Kendi kendime verdiğim cevap, ‘’Aynı şeyleri...’’ oldu ya da gençlikten, gözü karalıktan ve meşrep farkından kaynaklanan üç beş farklı başlık sayabildim! 

Zaman zaman iş öyle bir aşamaya geldi ki, merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun sağlığında bizzat kendisine “Başkanım parti olayını bir gözden mi geçirsek’’ demişliğim olmuştur! Dahası merhum Muhsin Başkan’ın gecenin geç bir saatinde bendenizi aradığında  karnımda 58 cm açık yara ile apar topar gittiğim ve Ankara’da dört kişinin bizzat şahit olduğu şehadetinden önceki son görüşmemizde ‘’Seçimlerin sonucuna bakacağını %1’in üstünde bir oy alınması halinde -%1’lik oy Türkiye ölçeğinde fikir ve misyon partileri için ne kadar önemli olduğunun altını çizerek- partinin başına bir kardeşimizin geçmesi gerektiğini, eğer %1’in altında netice alınırsa da partiyi kapatacağını’’ söylemişti! 

Sonrasında aradan 9 yıl geçmesine rağmen hala ne olduğunu anlayamadığımız -tek suçumuz kardeşlerimize inanmak ve devletimize güvenmek-, Kocatepe’deki Allah’ın lütfu cenazeye sarılıp hamd ettiğimiz bir süreç yaşadık, yaşıyoruz, gidişat odur ki maalesef de yaşayacağız!!! 

Gerek ülkemizin geçirdiği süreç ve yaşananlarla gerekse merhumun şehadet olayıyla, Büyük Birlik Partisi oradan oraya savruldu durdu! Fikrimizi beyan ettikçe, ‘’Hain’’ olduk, ‘’Doğrusu şu...’’ dedikçe de akla hayale gelmez küfürler yedik! 

Aynı durum mensubu olmakla şeref duyduğum Ülkücü hareket için de geçerli! 

Bendeniz, yine ‘’Bakınız merhum Türkeş Bey, onun oyuna ihtiyacı olmayan DYP SHP iktidarına güven oyu verdi. Geçmişte AP MSP’nin de içinde bulunduğu MC hükümetlerinde yer aldı. 12 Eylül zincirlerini RP MÇP IDP ittifakıyla kırdık. Bu kadar sivri dilli olmayalım. Özellikle de mevcut AK Parti bize dünün AP ve DYP’sinden çok daha yakın, dünya ahiret kardeşliği kuracağımız kişilerdir’’ dedikçe yine hainlikle suçlanıp, galiz küfürlere muhatap oldum! 

Peki, yaşanan süreçte ne mi oldu? 

‘’Efendim 15 Temmuz oldu’’! 

Doğru, lakin o zamanlar, ‘’Bu adam da ünlü oldu, şöhret oldu, biz hain desek de her fırsatta, “Ben Ülkücüyüm” dedi. “Bu ne diyor” diye kulak verilseydi ilk adımda sivri dil değil de, ‘’selamlaşma, halleşme ‘’ dili kullanılıp en azından malum konularda ittifak edilseydi, ‘’15 Temmuz başarısız işgal girişimi’’ yaşanır mıydı? 

Durun hemen acele etmeyin, bekleyin! 

Bendeniz de dahil AK Parti ve AK Partililer, Sayın Bahçeli, ‘’Okyanus ötesi’’ dediğinde, ‘’Bu cemaatin faaliyetleri bir an önce durdurulmalı’’ dediğinde, ‘’Sayın Bahçeli çok farklı bir şey diyor, bu sözlere dikkat etmek lazım, ki bu insan  vatanperver, vatan için canını gözünü kırpmadan veren bir insan’’ deyip, bir lahza düşünseydik, ‘’15 Temmuz başarısız işgal girişimi’’ yaşanır mıydı? 

Devamında ‘’Cumhur İttifakı’’ kuruldu, bu kararı duyduğum andan itibaren, ‘’Yetmez, ama evet!’’ duygusuyla, ‘’İttifak değil, ittihat olmalı’’ fikrimi, yazılarımda da, bulduğum her ortamda da dillendirdim! 

Hey hat ki, AK Parti’deki birtakım, ‘’Ülkücüsüz AK Parti ‘’ sevdalıları, MHP’deki eskinin dilin dilleri bir anda ortalığı toza dumana kattı ve bırakınız ittihadı ‘’ihtilaf’’ gündemi tayin etmeye başladı! 

Allahtan aklıselim galip geldi de tekrardan ittifak konuşulmaya başlandı! 

Peki kurulan, ‘’Cumhur İttifakı’’ geçen bu zaman içerisinde, ‘’Gönül ittihadını’’ sağlasaydı ne olurdu? 

Bırakınız Ankara, İstanbul’u, İzmir garantilenmiş ‘’Diyarbakır, Tunceli’yi nasıl alırız?’’ planları yapılıyor olurdu! 

Unutulmamalıdır ki, düşman tahminimizden de çok, dost ise az! 

Az bulunanın kıymeti bilinmeli kolay heba edilmemelidir! 

Allah muhafaza zarar gören, ‘’Cumhur’’ olur! 

Vesselam …