Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Bayırbucak öksüzleri yetimleri 

Bugün pazar, bugün dinlenme, aileyle ve sevdiklerimizle beraber olma günü. Her zamankinden daha geç kalkılacak, daha zengin bir kahvaltı sofrasına oturulacak  ve güzel bir pazar kahvaltısı ile güne başlanacak. 

Çocuklarımızla diğer günlerden daha fazla vakit geçirilecek. Babalar ve oğullar salonun ortasında güreş tutacak,  kız evlat babayı, ana oğulu tutacak. Akşam üzeri varsa bir sinema veya tiyatro planı ki sanmıyorum (!)  çıkışta şehrin en işlek caddesinde, marka dükkan vitrinlerinin önünde gezinti yapılacak. Sonra da vakitlice eve dönülüp, yorucu, bol koşuşturmacalı bir haftaya dinlenmiş olarak başlamak için erkenden yatılacak. Ha erkenden dediysem elbette içerisi subliminal mesaj dolu dizileri seyretmeyi ihmal etmeyeceğiz! Babanın oğlunun sevgilisine aşık olduğu, yeğenin dayısının eşini baştan çıkardığı, kadının cinsel obje, erkeğin ise şiddet eğilimli, cinsel sapık gibi gösterildiği diziler! Tabii bir de en muteber, en yetenekli, en başarılı insan olmanın birinci şartı “LGBT” hayat tarzının rol model gösterildiği moda ve magazin programları! 

Tamam tamam homurdanmayın!  “Sen de amma gericisin” demeyin!  “LGBT Onur Haftası” bile kutlanıyor bu ülkede biliyorum. 
Peki, biz baharın ilk günlerinde böyle pazar günleri yaşarken, özenli kahvaltı sofralarına çocuklarımızla otururken, başka diyarlarda kaç yetim öksüz, yiyecek bir lokma ekmek verecek el, bekliyor acaba? 

Biz rahat evlerimizde oğlumuz ile güreş tutarken, kaç oğul, şehit babası için ağlıyor acaba? 
Biz, modern şehirlerimizin alışveriş merkezlerinden çocuklarımıza alışveriş mutluluğu yaşatırken, kaç yetim yerle bir edilmiş sokağında boynu bükük ağlıyor acaba? 

Kayseri’deyim “Alperen Yardım Harekatı“ davet etti “Kınalı Kuzular”adlı oyunumuzu oynadık. Seyircilerimizin arasında “Alperen Yardım Harekatı”nın daveti ile Kayseri’de bulunan Bayırbucak’ta şehit düşen kardeşlerimizin geride bıraktıkları 33 yetim öksüz çocukları, bir başka ifade ile bundan 101 yıl önce Çanakkale’de en fazla şehit olanların  (Şam, Halep diyarı 8040 şehit) torunları!  Kiminin babası şehit, kiminin hem babası hem anası!  Kimisi de sülalesinin kalan son temsilcisi! 

Başlarında,  bir dönem belediye başkanlığı yapmış, sonra cephede savaşmış, şimdilerde ise “Bayırbucak Yetimleri Derneği “ yönetiminde olan Sayın Ramazan Molla Ali… 

“Nasılsınız? ” diye soramadım Ramazan Molla Ali kardeşime! 
Boğazım düğümlendi! 
O bana baktı ben ona baktım! 
Birbirimize bakakaldık! 
O ağladı ben ağladım! 

İkimiz de bir anda çocukların mahzun ve şaşkın halde bize baktıklarını gördük, göz göze geldik bastık kahkahayı. Ağlarken kahkaha atılır mı demeyin, evet atılır! 

 O kahkahanın mahiyetini yaşayan anlar! 
Sabaha kadar ben uyuyamadım muhtemeldir ki Ramazan Molla Ali kardeşim de uyuyamamıştır! 
Sabah, adı gibi düzgün Kayseri Valimiz Sayın Orhan Düzgün Bey’in davetine katıldık. 
Her yıl kutlanan “Turizm Haftası“ açılış töreni vesilesiyle bir araya geldik. Sayın Orhan Düzgün Bey, Ramazan Molla Ali kardeşime, “Hoş geldiniz, nasılsınız, oralar nasıl? “ diye sorduğunda, oralarda neler olup bittiğini, ben de öğrendim. 
80 kilometrelik Bayırbucak sınırımızdan 10 kilometrelik kısım kalmış! Yoğun Rus bombardımanı… 
Daha neler dedi, neler, yazıp pazar keyfinizi kaçırmayalım! 

Konuşmalarda, bölgede yaşananların turizm sektörümüzü de etkilediği, bu kötü etkilenmenin ancak iç turizm ile kapatılabileceği söylendi. 

“Turizm Barışın Güvercini “ yazıyordu karşımda bir pankartta, kalkıp o pankartı parçalamak geldi içimden! Madem öyleydi de neden en çok turist olarak ülkeme gelen Rus, benim kardeşimi bombalıyor! 
Program bitti ayrılık vakti geldi, sarıldık birbirimize sımsıkı! 

Hem öksüz hem yetim yol arkadaşım İsmail Aydın ile koyulduk yola! 
 Ben öksüzüm, İsmail hem öksüz hem yetim, yüreğimizde öksüz ve yetim yavrulardan ayrılmanın burukluğu… 
Hem öksüz hem yetim peygamberin, hem öksüz hem yetim ümmeti ağlıyorduk!