Prof. Dr. Mehmet Çelik

Bir ramazan daha geçirdik. Şu anda bayramı yaşıyoruz. Müslümanların büyük çoğunluğu bedenlerine oruç tutturdular. Gündüzleri yiyip-içmediler… Akşamları mükellef iftar sofralarıyla oruçlarını açtılar, teravihlerini icra ettiler. Sahurlarında da gündüz için midelerine mühimmat depoladılar!.. 

Ve, sabırsızlıkla hep akşam ezanlarını beklediler!.. 

İslam coğrafyasının bir kısmı bu hâlet-i ruhiyye içindeyken, birçok beldede kan ve gözyaşıyla boğuşan kitleler vardı; Yemen’de her Allah’ın günü açlıktan son nefesini vermekte direnen küçücük çocuklar, Libya’da, Filistin’de, Suriye’de, Irak’ta, Doğu Türkistan’da vb. birçok coğrafyada bir lokma ekmek, bir bardak sudan ziyade kurşunlarla, bombalarla karşılaşan biçâre insanlar!.. 

İslam dünyası ağır bir imtihandan geçiyor. Suriye’de, Yemen’de Irak’ta, Libya’da, Sudan’da Müslümanlar birbirlerini kırıyorlar. Öldüren de oruçlu, ölen de!.. 

Bu halet-i ruhiyye ile İslam dünyası bayramı idrak ediyor!.. Büyük çoğunluğu vazifelerini hakkıyla ifa etmiş “Allah nice Ramazanlara ve bayramlara!..” eriştirsin dualarıyla, ahmaklıklarını ve gafletlerini tescil modundalar!.. 

Evet dostlar!.. Yüzyıl önceki Akif modundayım. 

Ama O’nun gibi şiirler yazarak, feryâd edemiyorum. 

Cenâb-ı Hak istese bir saniyede yedi buçuk milyar insanın kalbini Sırat-ı Mustakim’e yöneltir, diye düşünüp teselli bulmaya çalışıyorum. 

İmtihan, imtihan diyerek, sakinleşmeye gayret ediyorum. 

Ama olmuyor!.. 

Beceremiyorum!.. 

Ruhum isyan ediyor!.. 

Ben ise, çaresizim!.. 

Bayram neyimize… Rabbim, rahmet kapılarını lütfunla aç, bizi bu gaflet uykusundan uyandır! 

Amin!..