Prof. Dr. Mehmet Çelik

Bir gün kaldı sandığa gitmeye… Artık saatleri sayabiliriz. 1 Kasım sabahı kuyruklara gireceğiz ve oylarımızı kullanacağız. 
Kullanacağımız bir oyla sadece vatandaşlık görevimizi yerine getirmeyeceğiz. 
Ülkemizin, bölgemizin ve çocuklarımızın geleceği için parke taşları dizeceğiz. 
Oy benim değil mi, ister kullanırım, ister kullanmam; canım kime isterse O’na veririm. Bana ne ülkenin geleceğiymiş, bölgenin geleceğiymiş, yok çocuklarımızın istikbaliymiş… Geç bunları, geç!.. demeye hakkımız yok!.. 
Böyle bir düşünce sağlıklı bir düşünce değil… 
Sandık başına giden her vatandaş, mührü basmadan 15 saniye düşünecek: 
7 Haziran’da ben ne yaptım?.. 
8 Haziran’da ne oldu?.. 
Yine aynı şeyi yaparsam, ne olacak?.. 
Bu soruları kendi kendine sormalı, cevabını vermeli ve ona göre oyunu kullanmalı. 
Bunu yapmazsa, 7 Haziran’daki gibi davranırsa, bu gemi su alacak; gemide bulunan herkes bundan zarar görecek, yarınlarımız tehlikeye düşecek!.. 
Bu sefer koalisyon olur, muhalefet aynı hatayı tekrarlamaz diye düşünenler, yine hayal kırıklığına uğrayacaklar… 
Bunlar bir araya gelemezler, gelseler de yürütemezler; her şeyi yüzlerine, gözlerine bulaştırır ve belini 10 yıl düzeltemeyecek bir Türkiye geride bırakarak, kaçarlar!.. 
Zayıf bir hükümetin olduğu bu dönemde, bölgemiz yeniden dizayn edilecek ve biz bundan çok büyük zarar göreceğiz!.. 
Daha sonra gelecek güçlü hükümetler bile bu zararı artık gideremeyeceklerdir. Atı alan, Üsküdar’ı geçmiş olacak!.. 
Allah, hakkımızda hayırlı olanı versin diyerek, sandık başına gidelim ve aklımızla geleceğimizi oylayalım. 
Hayırlı olur inşaallah!