Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Bizi fırıldaklardan yapma Allah’ım!

Ne güzel söylemişti cennet mekan Muhsin Yazıcıoğlu, “İki saniye sonrasını bilmediğimiz bir hayat için fırıldak olmaya değmez“!
Şu son günlerde yaşadıklarımızı düşününce merhum Muhsin Başkan’a hak vermemek elde değil!
Elazığ Malatya depreminin yangını yüreğimizde daha közlenmemişken, 8 şehit ile yürek yangınımız daha da harlandı, derken Van’da yanan yüreğimizi serinletecek kardı, çığ oldu beş can aldı, iki canımızı çığ altından kurtarmak için giden görevlilerin üzerine de çığ düştü!
İstanbul İzmir yolundayım, arabanın camını açıp, “Yanlış yere düştün çığ, yanan yüreklerimize düşecektin” diye bağırıyorum..!
Düşünebiliyor musunuz, belki de yaşamıyor olan (elbette Allah bilir) iki kişiyi çığ altından kurtarmak için, giden ekiplerden -bu yazıyı yazdığım ana kadar belli olan sayı ile- 33 can daha çığ altında can veriyor!
Bu devlet, “Hava kötü, hava hafiflesin de, o iki kişiyi o zaman çıkaralım” demiyor!
Allah’ım devletsiz koma!
Arabanın içindeki sessizlik, Saygıdeğer Cumhurbaşkanının, “Bu barış planı değil, bu bir işgal planıdır” diye haykırdığı sesle bozuluyor!
Saygıdeğer Cumhurbaşkanımız, “Başımda bu kadar dert var, Filistin’de şurda dursun“ demiyor!
Allah’ım sahipsiz koma!
Bu garip, ama hamd dolu duygular içinde cennet vatanımda yol alırken, sessizliği bozan bir başka ses, “Deprem paraları nerede …”!
Vicdansız idraksiz koma Allah’ım!
Bu zamanda..!
Üst üste yaşadığımız hadiselerin, saniye sonrasını bilemediğimiz bu hayatın sonunun ne kadar yakın olduğunu iliklerimize kadar hissettirdiği bu anda!
Şükürsüz koma Allah’ım!
Radyoyu kapattım, sosyal medyadan Sabiha Gökçen Havalimanı’nda kaza haberine dikkat kesildim, can kaybı olmadığını öğrenince de derin bir oh çektim!
Kazadan beladan koru Allah’ım!
Başka olan biten var mı diye, sosyal medyayı karıştırırken, 152 yaşındaki Türk Kızılayı üzerinden, hala siyasi simsarlığa soyunanları gördüm!
Vicdansız koma Allah’ım!
Beyaz üzerinde hilalli bayrağı bekleyen binlerce insan varken, bilmem kaç yıl önce vuku bulmuş bir hadisenin, bugün gündeme getirilmesi..!
Sözüm ona, koca koca gazeteci, siyasetçilerin ağızlarından alev fışkırırcasına bağırmaları..!
Yanan yüreklerimizi, bunlarla daha da yakma Allah’ım!
“Al, bütün makamlar mevkiler, paralar senin olsun” demek geliyor insanın içinden!
“Al da bi sus” demek geliyor, insanın dilinin ucuna!
An vardır ya, susmanın erdem olduğu bir an..!
Diyeceksiniz, “Erdem vicdan sahibinde olur” kimden bekliyorsun sen onu?!
Öyle de, ama ne yapayım işte...
Yazımın başında da arz etmiştim ya, merhum Muhsin Yazıcıoğlu ‘nun sözünü, “İki saniye sonrasını bilmediğimiz bu hayatta fırıldak olmaya değmez”!
Ben de haykırmak istiyorum, yaşadığımız hayatın saniyesine bile hükmedemediğimizi hala göremediniz mi?
Değer mi?
Eşrefi mahlukat sıfatıyla şereflenmiş insana, bu fırıldaklık yakışır mı?
Ne diyeyim..!
Bizi, fırıldaklardan yapma Allah’ım!