Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Ceylanımız Cerenimiz...

Bugün uzunca zamandır yazmayı düşünüp de yazamadığım bir konuyu yazacaktım ki, bir kadın cinayeti haberiyle güne uyandım! Hem de bendenizin memleketinde, hem de meslektaşım sayılacak olan bir genç kızımız, gecenin bir vaktinde evinin önünde bıçaklanarak katlediliyor!
Ordu Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi 3.sınıf öğrencisi sanatçı namzedi Ceren Özdemir isimli kızımızı vahşi bir şekilde kaybettik!
Ordu memleketim, Ordu Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Dekanı Profesör Doktor Sayın Sabri Yener’in de hocam olması nedeniyle kendisini aradım !
Sesi titriyordu, karşımda evladını kayıp vermiş bir babanın haletiruhiyesi vardı sanki!
Katilin, Ceren'i öldürmesinin sebebini öğrenmek için emniyet yetkililerinden bir dostumu arayacaktım ki, birden gözlerimin önüne bir başka şehrin Devlet Konservatuvarı Müzik Bölümü’nde okuyan kızım geldi..!
Kanım çekildi, ellerim titremeye, tansiyonum yükselmeye başladı!
Hangi sebep Ceren’in öldürülmesini makul gösterebilir ki?
Büyük bir ihtimalle katil yakalanacak biz de bu sebebi öğreneceğiz öğrenmesine de...
Katil yakalanacak yakalanmasına da...
İşte, bu “da”ları nasıl açıklayacağız?
Ceren kızımızı toprağın kara bağrına verirken, Gazi Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi Tekstil Tasarımı 2.sınıf öğrencisi Şule Çet’in son duruşması yapılıyordu!
Uzunca bir zamandır görülen davada, Ankara Çankaya’da bir plazanın 20.katından Şule’nin düştüğü, düşürüldüğü bile netleşmeden mahkeme kararını verecek..!
Oysa bu zamanda, özellikle de polisiye kriminal imkan bakımdan dünyanın hemen hemen en ileri ülkesi olan Türkiye’de bu netleşmemeler bir insan, bir baba olarak bizleri  üzmenin ötesinde başka ama çok başka korkulara götürüyor!
Öyle sorular geliyor ki akıllara, insanın eli yazmaya bile varmıyor!
Bu cinayetler, hele hele bu kadın cinayetleri, hele hele onca dilekçelere feryatlara rağmen adeta katilere meydanı boş bırakan bu gidişat normal değil!
Bu gidişatın, kanuni tedbirlerinin ötesinde çok ama çok farklı yönleriyle araştırılması zarureti var.
Bildiğim bir şey varsa yaşanan bu halin, bizim ne medeniyetimizde ne de kültürümüzde yeri olmadığı!
Sanki, bu işin arkasında çok büyük bir plan yatmakta!
Güya, bugün Dünya Kadın Hakları Günü!
Belki de bu isimlendirmelerden mi başlanmalı?
Yaşanan hadiselere kadın değil de insan açısından mı bakılmalı?
İnsanımız neyi kaybetti ya da insanımıza ne kaybettirildi de çıkmaz sokaklarda yolunu bulamıyor, yüreklere ateş düşüyor?
Ceren balerindi, köyümün (Karaağaç) karşısındaki Kumanlar Köyü'nde toprağa verildi!
Benim bugünkü yazım,“Sağdan sanatçı çıkmaz” lakırdısı olacaktı, elim varmadı!
Dağlarında ceylanların, sokaklarında Cerenlerin (Ceren ceylan anlamındadır) özgürce gezemediği bu ülkede, ne yazık ki daha kat etmemiz gereken çok yol var!