Doğan Sarıbeyoğlu

Maziye bakınca Galatasaray’ın üç devrim yaptığını görüyoruz. On dört yıl şampiyon olamamıştı, Ali Tanrıyar başkanlığında bir güçlü yönetim yaratılmıştı. Çalışma sisteminde büyük değişim yapılmıştı. Şampiyonluk hasretine kavuşulmuştu. Derwall ve yardımcısı Mustafa Denizli yeni bir takım oluşturarak göreve başlamışlardı. Zamanın etkin ekibi Süleyman Seba’nın oluşturduğu Beşiktaş’tı... İlk yıl averajla şampiyon olunamamıştı. Ama ümit doğmuştu. Üç yıl üst üste şampiyonluklar kazanılmıştı. Derwall gitmiş Denizli tek başına kaldığı için, tüm yetkiler Denizli’ye verilmişti. Avrupa’da başarılı dönem başlatmıştı. Şampiyonlar Kulüpler Kupası’nda yarı finale kalınmasını sağlamıştı. Şampiyonlar Ligi’nde bir daha yarı final maçlarını oynanamamıştır. Denizli’den sonra gelen Terim de UEFA Kupası’nı kazandırmıştı, ayrılıp İtalya’ya gittiği için Galatasaray yine kupalardan uzaklaşmıştı. Bu defa devrimi başkan Ünal Aysal yapmıştı. Başarılı bir dönem yaratmıştı. Şampiyonluklar kazanılmıştı, Terim söz konusu olunca takımın başına getirildiğinde şampiyon takımlarda finali oynamıştı, Terim Avrupa’ya gitti. Ünal Aysal istifa edip başkanlığı bıraktı. Takımın tüm yetkilerini devretti. Bu dönemde başkanlık yapanların hepsi futbolda tecrübe açısından güçsüz konumdaki kişilerdi. Galatasaray eski günlerin başarılı yıllarını unutmadılar. Son yıllarda alıştıkları başarılı dönemleri özlediler. Hasretle o günleri aramaktalar. Futboldaki o günlere dönebilmek çok zor. Yabancı futbolcular serbest bırakıldığı için sahaya çoğunluğu yabancı futbolcuların oluşturduğunu görüyoruz. Ulusal takıma ihanet olduğunu düşünüyorum. Yedek kulübesinde oturmakla ulusal takımdan başarılı beklenmesin. TFF derhal buna bir çare bulmalı…