Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Mabetsiz Şehir’in Ayasofya Müzesi

Ey İslam'ın nuru, Türklüğün gururu Ayasofya! 

Şerefelerinde fethin, Fatih'in şerefi, 

Işıl ışıl yanan muhteşem mabet!... 

Neden böyle bomboş, neden böyle bir hoşsun? 

Hani minarelerinden göklere yükselen, 

Ta maveradan gelen ezanlar?... 

Hani o ilahi devir, ilahi nizamlar?...Ayasofya ses vermiyor, 

Ayasofya bir hoş, 

Ayasofya bomboş! 

… 

Son günlerde yaşananlara bakınca yukarıda ki mısralar geldi aklıma ! 

Merhum Osman Yüksel Serdengeçti‘nin “Ayasofya“ şiirinden bir parça! 

Ayasofya! 

Bakanın nereden baktığına bağlı olarak anlam kazanan bina! 

İnsanlığın en eski mabeti! 

Justinianos tarafından 527 yılında yapılmış! 

İslam Peygamberi Hazreti Muhammed Mustafa (sav) henüz doğmamıştı! 

Aslına bakarsanız Kostantinos aynı yerde 361 yılında bir kilise yaptırmış, lakin 404 yılında bir ayaklanma neticesinde yakılıp yıkıldıktan sonra bugünkü Ayasofya yapılır! 

En nihayet, 571 yılında doğan, daha sonra  İslam peygamberi olarak  Hazreti Muhammed Mustafa’nın  (sav)  ümmetinden Fatih Sultan Mehmet tarafından İslam diyarı yapıldıktan sonra cami olur Ayasofya! 

Evet, Ayasofya Fatih Sultan Mehmet Han Konstantinopolis’i İstanbul yaptıktan sonra Ayasofya Camii olmuştur! 

Şu da bir gerçektir ki, Allah muhafaza İstanbul bir gün Konstantinopolis olursa, Ayasofya yine kilise olacaktır! 

Şimdilerde ise Ayasofya Müzesi... 

Şimdiki haline nerden bakıyorsanız o baktığınız yerden anlam yükleyip içiniz yanar ya da halinden ve halinizden memnun olursunuz! 

Yukarıda şiirini arz ettiğim kişi de içi yananların en meşhuru olan merhum Osman Yüksel Serdengeçti’dir! 

Son zamanda bir genç kızımızın Ayasofya Müzesinde bale figürü yaparak resim çektirip paylaşmasıyla tartışmalar başladı ve Ayasofya konuşulmaya başlandı! 

İmdi! 

Ayasofya bir müze ise ki bir müzedir kızımıza bu kadar yüklenilmesi vicdani değildir! Kaldı ki kızımız doğduğu günden bu yana, ilkokuldan mezun olduğu üniversitede de tüm kitaplarda da Ayasofya’yı müze olarak okudu! Resmî çektirip paylaştığı gün de Ayasofya’ya para verip girdi, eğer bu ülkenin vatandaşı Ayasofya’ya para verip giriyorsa kimsenin kızımıza kızıp, yüklenme hakkı yoktur! 

Kaldı ki biz iç yangınımızı dedelerimizden miras aldık. 

24 Kasım 1935! 

Bu millet o günden sonra merhum Osman Yüksel Serdengeçti’nin şiirini okuyarak ağlamaktadır! 

Ondan dolayı merhum Osman Yüksel Serdengeçti, “Mabetsiz Şehir” kitabını yazmıştır! 

Mabetsiz şehir, Ankara’nın adıdır! 

Bilmemiz gereken şudur, Ayasofya müze olduğu için Ankara mabetsiz şehir olmuştur! 

Kızımız gayet masumane, en saf haliyle, bir şekilde kendisinin orada olduğunu göstermek istemiştir, kimsenin kızma hakkı yoktur, çünkü o kızımız Mabetsiz Şehirin başkent olduğu devletin vatandaşıdır ve okul kitaplarında da Ayasofya’yı müze olarak okumuş, o gün de para ödeyip Ayasofya’ya girmiştir. 

Asıl konuşulması gereken de budur! 

Bakınız, merhum Serdengeçti Mabetsiz Şehir kitabında ne diyor, “Gördük; daha neler göreceğiz. Çünkü dünya henüz yarı ilahlardan kurtulmamıştır”! 

Vesselam…