Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Mert dayanır namert kaçar! 

‘’Mert dayanır namert kaçar, 

Meydan gümbür gümbürlenir. 

Şahlar şahı divan açar, 

Divan gümbür gümbürlenir.’ 

Bugüne özel hazırladığım yazı, bundan tam 96 yıl önceye dair bir yiğitlik hikayesi! İçinde olduğu savaş zaferle neticelense bile aldığı emri layıkıyla yerine getiremediği için intihar eden bir kahramanın hikayesi! ‘’İntiharın da kahramanlığı mı olur’’ demeyiniz, öyle intiharlar vardır ki, kendisinden sonra yaşayanların imanını çelikler! 

Osman Gazi köprüsündeki bir halatın kopması neticesinde intihar eden Japon mühendisi hatırlayın, işin aslına bakarsanız, kopan halat onun sorumluluğunda olmamasına rağmen mesuliyet hissedip intihar etmişti! İşte, Japonların bu harakiri geleneği, Japon iş ahlakının çok uç nokta da olsa bir göstergesi! 

Evet, bundan 96 yıl önce Gazi Paşa’nın, ‘’Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri’’ emri ile taarruza geçildiğinde, Çiyiltepe, Kızlaryaylası gibi birbirinden sarp üç tepe düşmüştü, bu tepeleri alacak ve Mehmetçik’in Akdeniz’e ulaşacak en önemli engellerini ortadan kaldıracaktı! Lakin düşman bu tepeleri ağır silahlarla tuttuğu için verilen görevi yerine getiremez, ‘’Verdiğim sözü tutamadığımdan dolayı artık yaşayamazdım…’’ der ve beylik tabancasıyla intihar eder! 

Oysa ondan birkaç gün sonra Mehmetçik tüm tepeleri aşar ve Akdeniz’e ulaşır!  

Miralay Reşad Bey, tepeleri alamadığı için mi yoksa Gazi Paşa’ya verdiği sözü tutamadığı, yani sözünün arkasında duramadığı için mi intihar etmişti acaba? 

Başta Gazi Mustafa Kemal Paşa olmak üzere bütün ecdadımıza rahmet diliyorum!    

Aslına bakarsanız bu ibretlik hadiseyi daha teferruatlı işlemeyi, herkesin baktığı yönden değil bir başka yönden bakmayı düşünüyordum ki, özellikle meslek dünyamda bir hadise gelişti! 

Bizim mahallenin matbuatının müzmin hastalığı yine nüksedince, çakma Köroğlu olan biriyle röportaj yapıp çok büyük iş başarmış edasıyla çarşaf çarşaf gazetesinde yayınladı! Neymiş efendim çakma Köroğlu, “… Aynı zamanda muhafazakârız’’ demiş(!) 

Röportaj yayınlanır yayınlanmaz bizim mahallenin trolleri de mal bulmuş mağribi gibi başladılar sosyal medyadan röportajı paylaşmaya! 

Ne muhafazakarı be! 

Bundan 96 yıl önce Büyük Taarruz’ da, ‘’Allah Allah’’ nidalarıyla zafer yazan Mehmetçik’in karşısındaki Rum meslektaşlarınızla el ele verip, Türk Askerini işgalci addedip, barış güvercinleri uçurup güya barış şarkıları söylemediniz mi? “Rus askerine selam dur, Türk askerini alnından vur’’ diyenlerin konserlerinde arzı endam etmediniz mi? 

Röportaj yayınlanır yayınlanmaz mal bulmuş mağribi gibi atlayanlar, ne oldu çakma Köroğlu’nuza? Mahallesinden yedi zılgıtı, siz tu kaka oldunuz(!) 

Ey, gazetelerinde, dizilerinde, kamu spotlarında çakma Köroğlu’larını arzı endam ettirenler, biliniz ki gün gelecek bol sıfırlarla baş tacı ettiğiniz bu çakma Köroğlu’lar size taşı, ilk atanlar olacaktır! 

Bir sözüm de bu röportajı yapan Sayın Tuba Kalçık Hanımefendi size, Köroğlu türkülerini sentezleyerek özgün icra eden Hasan Sağındık isminde, bir sanatçı var. Siz tanımasanız da gençliklerinde dinleyen gazetenizin yayın yönetmenleri ve müdürleri tanırlar! Çal kapısını, sanat, sanatçı, müzik, muhafazakarlık, çağdaşlık üstüne röportaj yap. Sana şimdiden şu garantiyi vereyim, ne söylerse sözünün arkasında durur! 

Yiğit kendini övende 

Toplar menzili döğende 

Kılıç kalkana değende 

Kalkan gümbür gümbürlenir. 

Ok atılır kal ‘asından 

Hak saklasın belasından 

Köroğlu'nun narasından 

Dağlar gümbür gümbürlenir.’’ 

Aslına bakarsanız denecek sözü, asırlarca önce Köroğlu demiş! 

Not: Bu türküyü bir de Hasan Sağındık ’tan dinleyin derim.