Prof. Dr. Mehmet Çelik

Prof. Dr. Mehmet Çelik

[email protected]

Nemrut'un düşündürdükleri

12 Haziran günü iki eski dostumun ebedi hayata intikalinin haberini aldım.  Biri Manisa’da ziya Elmalı, diğeri Elazığ’da Şerif Uğurlu… Allah ikisine de rahmet eylesin. 

Taziye nedeniyle 13 Haziran günü Elazığ’a geldim. Şerif Uğurlu, Elazığ İmam Hatip okulundan devre arkadaşımızdı. Mezuniyetten sonra uzun yıllar Elazığ’ın merkez camilerinde imam-hatiplik yaptı… 

Bu taziye vesilesiyle 40 yılı aşkın süredir görüşmediğimiz, daha doğrusu görüşemediğimiz bir çok arkadaşımızla görüşme imkanı bulduk… Hepimizin saçları beyazlaşmış, kimininki dökülmüş… Eski günleri yâd ettik… Ağırlıklı olarak da halihazırdaki sağlık sorunlarımızı birbirimize anlattık… 

Perşembe günü kayınbiraderim, eşi ve yeni mezun veteriner hekim oğullarıyla Nemrut’a gezmeye geldik. Onlar görmemişlerdir, bir nevi mihmandarlık yaptım onlara!.. 

Göremeyenler için söyleyeyim: Tarih ve Arkeolojiye meraklı olanlar, kültür ve inanç turizmi için söyleyecek sözü olanlar, gidip görmesinler, çok üzülürler!.. 

40 yılı aşkın akademik hayatını tarih çalışmalarına hasreden bir bilim adamı olarak şunu söyleyeyim: Antikçağa ait özgün tarihi kalıntılar açısından, Memrut’un ikinci bir örneği yok!.. 

Fakat ne yazık ki, bu muhteşem kalıntılar rüzgarın, güneşin, yağmurun, karın, dolunun insafına terk edilmiş durumda. 10 yıl önceki heykel ve kabartmalar, o günkü hallerinden epey şey kaybetmişler… 

Böyle giderse, yani gerekli önlemler alınmazsa, bugünkü hallerini de arar duruma düşeceğiz… 

Bu hüzünlü duygularla Nemrut’tan ayrılıp Eski Kahta’ya geldik!.. Burda da Komegene ve Memlük-Selçuklu izleri taşıyan kalede devam eden restorasyon çalışmaları hakkında bilgi aldık… 

Her iki konuda da bir şeyler yapılıyor yapılmasına da, ama hâlâ ortaya bir şey konulabilmiş değil!..