Ömer Özkaya
Batı’nın içinde yaşayıp ve Batı’yı an be an takip eden entelektüellerimizin Batı’daki gelişmelere verdikleri tepkilere bakınca ister istemez şüpheye düşüyor, Batı’yı 50 yıl geriden takip ettiklerini görüyoruz.
“Florida’ya yeni sosyalizm geliyor” yazıları, İngiliz İşçi Partisi’nin liderinin sol eksantrik kimliği, daha dün ABD seçimlerindeki sol atak ve AB’nin içindeki aşırı milliyetçi ve yeşil renkli sosyalist hareketler gibi onlarca sol, sosyalist, komünist, kapitalist, liberal gibi ideolojik tartışmalar, sanki Darwinizm laboratuvarı Galapagos Adaları’nda olmuş gibi bir havanın oluşmaya başlaması, bizim entelektüellerimizin ara sıra uyanıp bazı haber alt yazılarını okuyup tekrar yatması gibi bir durumu ortaya koymaktadır.
1975’lerden itibaren “yenidünya düzeni” bağlamında Avrasya sosyalizminin tasfiye edileceği açıkça deklare edilmiştir. Bakınız Batı’daki binlerce yayına… NATO’nun Yeşil Kuşak Projesi’nin, sosyalizmin tasfiyesi ile birlikte İslam’ın radikalleştirilerek ve ideolojik mercek altına alınarak; ılımlı, aşırı dinci vs. gibi yüzlerce, binlerce kavramlarla ve analizlerle kabartılıp popülarize edileceği ilan edilmiştir. Bakınız, “Siyasal İslam’ın İflası” kitabına… Hatta İslâmî özgürlük savaşçısı kesilen Batılılar da gördük.
Sosyalizmin, sosyal demokrasinin, sosyal demokratların, kapitalizm ve neoliberal kapitalizm karşısında çaresiz kalarak dolaşımdan kaldırılması, yeniden gündeme gelmeyecekmiş gibi kritize edilmesi ve tarihin çöp sepetine atılması, sahici mi idi acaba?
Neoliberal kapitalizmin krizlerinin hepsinde sosyalizmin farklı düzeylerde gündeme getirilmesi yeni bir olgu da değil.
SSCB ve sosyalist olduğu iddiasındaki devletlerde, halka bazı ürünleri karne ile vermek gibi basitleştirebileceğimiz tahsisat ekonomisini, dört başı mamur bir ideoloji gibi sunmak üzere binlerce kitap yazma komedisi yeniden zuhur edecekse işimiz iştir!
İdeolojik hayaletler galerisi olan Batı’nın sosyalist bir ideolojiyi de yeniden yorumlayıp, allayıp pullayıp “yeni sosyalizm” diye lanse etmesi, amiyane tabirle “yerseniz” olasılığı ile reklamize edilmektedir.
Türkiye’de bile “yeni sol” yani dünün “katı ve ideolojik bilinci yüksek sosyalistler”ini liberalizm ile marine etme dersleri 12 Eylül Darbesi’nden sonra üniversitelerimizde ders olarak okutuldu. Prof. Dr. Necati Mumcu hoca da “Yeni Sağ”ı, yani “Muhafazakâr İslami Liberal Sağ”ı anlatırdı, 12 Eylül sonrasında.
Sovyetler’de öldürülen sosyalizm ve komünizm, Batı’da “yeni sol” olarak piyasaya sürülüp, din soslu liberal sol olarak İngiliz İşçi Partisi’nde sahne alırken, bildiğimiz pervasız, kuralsız, kanunsuz kapitalizm ve liberalizmin de yumuşatılıp özgürlük soslu olarak “yeni sağ” diye nitelendirilip servis edilmesi, Batı’nın acayip işlerindedir.
Ülkemizde Marx’dan, Engels’den, Sosyalizm ve Marksizm’den bahseden herkesin, “özgürlük” diye biraz canlı şekilde bağıranların “entelektüel” ve “sıra dışı” sayılması ve “farklı bir akla sahip” gibi lanse edilmesi alışılagelmiş bir durumdur. Oysa çorbaya biraz Marx tuzu atmakla Marksist olunmaz ki!
Liberal kapitalist ve “sosyalist” ideolojik monopol uygulaması, ideolojik derinliğe ve entelektüel kaliteye sahip olanları tasfiye ederken, sığ ve slogancı 5. sınıf Marx özentilerini ne yazık ki fikir adamı, yazar ve “entelektüel” yapmıştır. Bu bağlamda “Florida’da sosyalizmin zuhuru” tartışması herhalde Türkiye nezdinde dünyanın fikir düzeyinin geldiği trajikomik halin ifşasıdır.
Neoliberal kapitalizm ile Sosyalizm’in kardeşliği ve birbirini beslemesi ile ilgili Harward Kütüphanesi büyüklüğünde kitap yazılmışken, Florida’daki sosyalizmin gölgesine Godzilla muamelesi çekmek, sığlığın son raddesidir! Ne yani Florida’da, İslam’ın adaletini dağıtacağını vaat eden Malcolm X’i mi bekliyordunuz? New York sokaklarını günlerce işgal eden hareket, Afganistan’da mı gerçekleşti? ABD ve AB ülkelerinin her birinde Neoliberal kapitalizm karşıtı hareketler sokaklarda günlerce devam etmedi mi? Lenin ve taifesinin Rusya’da kurduğu iktidarı ele geçirme stratejisi ve kurnazlığına yıllarca sosyalizm muamelesi yapanlar Batılı ve Doğulu entelektüeller değil mi?
Dikkat edelim, bu kış New York’a Komünizm gelebilir!