Prof. Dr. Nurettin Lüleci

Meteoroloji uzmanları, Kurban Bayramı boyunca yurt genelinde havanın sıcak olacağını duyurdu. Uzmanlar da sıcak çarpması ve bayılmalara karşı tatilcileri uyardı.  

Ağustos ayı sıcaklar açısından geçiş ayı olmakla birlikte, global atmosferik değişimlerin hava sıcaklıklarına nasıl yön vereceğini önceden kestirmek zor oluyor. Gerçek şu ki, aşırı sıcaklar insanın biyolojik yapısını etkilemektedir. Bu bağlamda konunun üzerinde biraz durmakta yarar var. Sıcak  havalarda basit tedbirlerle sağlıklı ve mutlu bir sezon geçirmek elinizde. 

METABOLİZMAYI ETKİLER

Sıcaklık artışlarının metabolizmayı etkilediği bilimsel bir gerçektir. Bu yazımızda sıcaklık artışlarının biyolojik bünyemizde oluşturduğu değişiklikleri ele alıp bazı önerilerde bulunmak istiyorum. Ortamdaki sıcaklık artışı iç bünyemizi de etkilemektedir. Bu durumda adaptasyon mekanizmaları devreye girerek bedenimizi olası zararlı etkilerinden korumaktadır. Özellikle yaşlılar ve bebekler, sıcaklık artışlarına duyarlıdır. Bu yaş dönemindekiler daha dikkatli olmalı ve gerekli önlemlerin alınması elzemdir. Bizim yapmamız gereken, biyolojik yapımızı zorlamadan onun işini kolaylaştırmak, olumlu katkılarda bulunmak olacaktır. 

BAŞTA CİLT SAĞLIĞINI ETKİLER 

Sıcakların artması, cildimizden başlayarak iç organlarımıza doğru vücudumuzu etkiler. Bu yüzden iç bünyemizde birçok değişimler oluşur. Vücudumuzun iç sıcaklığını dengeleyen süreçler, termoregülasyon mekanizmaları olarak adlandırılmaktadır. Bu mekanizmalar, vücudumuzu dengelemek için işlev görür. Vücut ısımız esnek olmakla birlikte yaklaşık 37 derece civarındadır. Bu dereceden aşırı kaymalar vücut işlevlerimizi bozabilir. Örneğin; vücut  ısımız 35 dereceye düşerse, hipotermi oluşur sonuçta kalp durması, beyin hasarı, hatta  ölümler ortaya çıkabilir. Vücut sıcaklığımız 42 dereceye kadar yükselirse yine beyin hasarı ve ölümler oluşabilir. Vücut sıcaklığımızı artıran faktörler; ateş, egzersiz, sindirim faaliyeti  olurken vücut sıcaklığımızı düşüren faktörler ise alkol kullanımı, tiroid bezinin az çalışması ve bazı ilaçlara bağlı olabilir. Beynimizdeki hipotalamus, ısı dengesini kontrol eden bir bölümdür. İç sıcaklığınızın çok düşük  veya yüksek olduğunu algıladığında, kaslarınıza, organlarınıza, salgı bezlerine ve sinir sisteminize sinyaller gönderir. Bu merkez, sıcaklığınızı normale döndürmeye yardımcı olmak için çeşitli yollarla yanıtlar oluşturur. 

Hava durumu raporlarını dinleyin

Sıcaklık veya nem yükseliyorsa ya da bir hava kirliliği uyarısı devrede ise ısıyla ilişkili bir hastalık için risk altındasınız demektir. Dışarı çıkmadan önce hava durumu raporunu kontrol ederek gerekli tedbirleri alın. 

Sıcak çarpmasının belirtileri  

-Bayılma (muhtemelen ilk işaret) veya bilinç kaybı

-Davranış bozuklukları, sinirlilik, tuhaflık ya da garip davranışlar göstermek.

-Vücut sıcaklığının 40 derecenin üstüne çıkması

-Kuru cilt, hızlı veya yavaş, zayıf nabız

-Sıcağa rağmen terleme olmaması 

Kimler risk altında? 

Sıcak çarpmalarında ölenlerin çoğu 50 yaşın üzerindeki insanlardır. Daha fazla riske sokan sağlık sorunları şunlardır: 

-Kalp-damar problemi olanlar

-Terbezlerinin normal çalışmaması, ciltte oluşan yaşlılığa bağlı değişiklikler

-Kalp, akciğer ya da böbrek hastalığı olanlarda ilave sorunların bulunması

-İdrar söktürücüler, sakinleştiriciler ve bazı kalp ve yüksek tansiyon ilaçları gibi vücudun soğumasını zorlaştıran ilaç kullananlar

-Kullandığınız ilaçların sıcaktan dolayı bozulabilmesi

-Çok şişman veya çok zayıf olmak

-Alkollü içkiler 

Egzersiz yapılır mı?

Egzersiz yaparken kaslar ısı üretir ve bu ısı kan damarları yoluyla tüm bedene yayılır. Vücut ısısı arttıkça, cilt bölgesindeki kan damarları genişler ve terbezleri daha hızla çalışır. Eğer egzersiz yaparken hava nemli ise ciltten buharlaşan ter miktarı azalarak terin ciltte kalmasına neden olur. Yapış yapış dediğimiz bir durum ortaya çıkar. Kanımızda bir soğuma oluşmaz ve aşırı ısınma, susuz kalma riski ortaya çıkar. Yine sıcak havalarda kandaki sıvı miktarı daha fazla azalır. Kalp dokuları, kan ve oksijen göndermek için daha farklı çalışmak zorunda kalır. Kalp hızınız artar aşırı yorgunluk oluşabilir, kalp atışları düzensizleşebilir. Hafif baş ağrısı ve baş dönmesi oluşturabilir. Vücut susuz kalırsa ki bu duruma dehidratasyon diyoruz. Dehidratasyon (susuzluk) artarsa, daha ciddi sorunlar ortaya çıkabilir. 

Uyku kalitesi düşer

Yaz aylarında böcek ısırıkları, güneş yanıkları veya içki içme sonucu hayati tehlikelerle karşılaşabiliriz. Sıcakların artmasıyla birlikte burun tıkanmaları, uyku problemleri, tansiyon yüksekliği ve kalp atımlarında düzensizlikler beklenmedik bir şekilde bünyemizi riske sokar.  Sıcak, güneş yanıkları ve terlemenin çok ötesinde sinsi bir şekilde en uçtaki hücrelerimize kadar sızarak sağlığımıza zarar verebilir. Ter kokuları kişisel ve sosyal olarak sizi bunaltabilir.

ODA ISISI DÜŞÜRÜLMELİ

Yaz aylarında çiçekler açar, ayrıca polen üreten bitkiler ve otlar çevreyi esir alabilir. Sıcak havaya tepki olarak, polen üretimi artar ve havadaki polen varlığı, hafif alerjileri olanlarda bile, gün boyunca hapşırma, kaşınma ve gözlerini ovuşturma sıkıntısı yaratır. Engellemek için evinizin pencerelerini kapalı tutun. Sıcaklar arttıkça uyku problemleri de artar ve uyku kalitesi düşer. Aslında normal sıcaklık, gece uykuda kalmanıza ve daha iyi uyku kalitesi elde etmenize yardımcı olabilir. Uyku sorunu olan bazı hastalar, yatak odası ısıları düşürüldüğünde daha iyi dinlendiklerini ve güzel uyku uyuduklarını ifade etmektedirler. Sıcaklıklar arttıkça kalbinizin yükü de o oranda artmaktadır.

Camları gece açın

-Isıyla ilgili hastalık riskini azaltmak için yapabileceğiniz şeyler: 

-Su, meyve veya sebze suları gibi sıvıları tüketin. Alkol veya kafein içeren içeceklerden uzak durun. 

-Fan veya klimasız bir evde veya dairede yaşıyorsanız, evinizi olabildiğince soğuk tutmaya çalışın. Fırın gibi ısı yayan ev aletlerinin kullanımını sınırlayın. Günün en sıcak kısmında gölgeliklerinizi, panjurlarınızı veya perdelerinizi kapalı tutun. Pencerelerinizi geceleri açın. 

-Eviniz sıcaksa, gün ortasında klimalı yerlere; alışveriş merkezine, filmlere, kütüphaneye veya bir komşuya gidin. 

-Otobüs beklemek zorundaysanız gölgede bekleyin. 

Vücutta ısı düzenlemesi

İç sıcaklığınız değiştiğinde, merkezi sinir sisteminizdeki alıcılar, hipotalamusumuza mesajlar gönderir. Buna karşılık, vücudumuz çeşitli yollarla bu sinyallere yanıt verir. Eğer vücudumuzun soğuması gerekiyorsa şu yanıtlar devreye girer: 

a)Terleme: Terbezlerimizin devreye girmesiyle ter oluşur. Böylece buharlaşma yoluyla iç sıcaklığı azalır.

b) Damar genişlemesi: Cildinizin altındaki kan damarları genişleyerek bölgedeki kan akışını artırır ve sıcaklık iç bedenden uzaklaşmış olur. 

Vücudumuzun ısınması gerekiyorsa şu mekanizmalar devreye girer: 

a) Damar daralması: Cildimizin altındaki damarlar büzüşür, cilde giden kan akışı azalır ve böylece iç bünyemiz ısısını korumuş olur.

b) Isı üretimi: Vücudumuzun kasları, organları beyin faaliyet gösterdikçe ısı üretir. Örneğin: titreme iç bünyemizde ısı üretimine neden olabilir. 

c) Hormonal ısı düzenlemesi: Özellikle tiroid bezleri metabolizmayı artırmak için hormonlarını devreye sokar. Sonuçta vücut enerji ve ısı üretir.