Şafak Malatya

Özenerek yaparsın yemeği. Emeğini katmış, malzemeyi bol tutmuşsundur. Akşam olur, aile eşrafı sofraya oturur heyecanla beklersin ne diyecekler acaba diye. Sonra o nereye çeksen oraya giden yorumu duyarsın “Güzel ama bir şey eksik sanki”..  İşte tam da öyle oluyor Beşiktaş  Cenk’in o ters koşuları olmadan. Babel’in dikine içe kat edişlerinden yoksun.

Hemen hemen her manşette aynı haberi okuduk tüm hafta. Hoca, oyunculara Porto maçını unutmalarını öğütlüyor, Akhisar maçının önemini anlatıyordu. Fakat ne olduysa yine Gençlerbirliği maçı öncesi adeta bir büyü gibi teknik heyete sirayet eden Avrupa hevesi kadrosunu gördük sahada. Tel kadayıf olmuş Milli takımımızda oynayan Cenk’in kulübede oluşu, 1 gün önce gelebilen Babel’in yokluğu, özellikle  iç sahada oynanan vasat maçlarda oyunu açma özelliğini üst düzey kullanabilen Oğuzhan’ın olmayışı oyunculardan ziyade teknik ekibin aklının Porto maçında olduğunu gösteriyordu. Bir spor gazetesinin Fenerbahçeli editörünün manşetleri süsyelen Vodafone Park’ın Çınarı’nın 28. Dakikada Tosiç’e atılan tekmeye devam dedikten sonra kartı vermediği, 1 dakika uzatma olmasına rağmen daha uzatma bitmeden devreyi bitirip korneri es geçtiği ilk 45 dakika, hocanın aklının Porto’da olmasından dolayı kısır geçmiş oldu.  Akıllara Gençlerbirliği maçı gelmiş olmalı ki, 2. Devre önce Cenk hamlesi, ardından Babel hamlesi ile  ideal kadroya döndü Beşiktaş. 

Skordan bağımsız konuşmak gerekirse, birilerinin hocanın kulağına  o sihirli cümleyi fısıldaması lazım. Cuma’ları, Cumartesileri, Pazarları kazanamazsan, Salı günlerini oynamayazsın hocam.