Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Suriye Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın vasiyetidir!

Kişi odur ki; ne olduğunun, kim olduğunun, nasıl bir zenginliğinin olduğunun farkında değilse, ne yaşadığının da farkında olmayan, en kötüsü de kendisine en büyük kötülüğü eden kişidir!
Bakınız, ülkemiz dost, düşman, dost görünen düşman, ayı postuna girmiş kuzu görünen düşmanlar tarafından yakasından, paçasından tutulmuş, kah alanda kah masada paramparça edilmeye çalışılmakta!
Tek dayanağı Allah, tek silahı da binlerce yıllık tecrübeye sahip olan millet. (Buradaki millet tarifim, ortak geçmiş, ittifak edilen anane, kısacası kültürel bir tariftir)
Sayın Cumhurbaşkanımız dahil olmak üzere hariciyemiz, dahiliyemiz, maarifimiz, maliyemiz, milli savunmamız canla başla savaşmakta! Bu savaş ne bugün başladı ne de bugün bitecek. Bu savaş, binlerce yıl öncesinde başladı durum gösteriyor ki, bu millet dünyada tayin edici güç olana kadar da devam edecek!
Neden mi bunu dedim?
1453 ile sanayi devriminin olduğu 1758 arasındaki ve sonrasındaki dünyaya bakın, ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız!
Uzunca bir zamandır I. Dünya Savaşı’nın devamını yaşıyoruz, dolayısıyla da karşımızdakilerin elinde yırtıp attığımız Sevr Anlaşması bizim ise gönlümüzde Misakı Milli sınırları..!
Arada bir tek fark var, biz eski biz değiliz!
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra onlar savaşı vekalet savaşı olarak devam ettirerek bizi sekteye uğratmaya çalışmış olsalar da biz eski biz değiliz!
1974 Kıbrıs Barış Harekatını hatırlayın, ilk iş olarak silah satışı üzerinden ambargo uyguladılar bize, biz ne yaptık, balıkçı teknelerimizle çıkarma yaptık Kıbrıs’a!
Devamında, taşeron vekillerini 1980 Darbesiyle üzerimize saldılar: ASALA ve PKK..!
Ne zaman ki, PKK’ya karşı operasyon yaptık hemen, “Bizim silahlarımızı kullanamazsanız” diyerek söze başladılar!
Bunların hemen hemen üstesinden geldik üstesinden  gelemediğimiz tek şey içimiz, içimizdeki ayrışmalarımız oldu!
Ne zaman Suriye ve Irak ile ilgili bir adım atacak olsak içimizde ayrışanlar koro halinde, “Bizim Ortadoğu bataklığında işimiz ne” demeye başlıyor!
Bunu dillendirenler sıradan bir kesim olsa canımız yanmayacak, lakin bunu dillendiren CHP olunca canımız bir başka yanıyor!
Çünkü bu CHP, bize Misakı Milli sınırlarını miras bırakan merhum Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın kurduğu CHP!
Peki, bugün bizimle omuz omuza çarpışıp şehit düşen dünün ÖSO’su bugünkü adıyla Suriye Milli Ordusu kimdir?

Sene 1937, merhum Gazi Mustafa Kemal Paşa bir yanına Suriye diğer yanına Irak genelkurmay başkanlarını alıyor karşısına da Fransa elçisini oturtuyor ve bu toprakların üzerinde söz hakkı olan kişilerin sağında ve solunda oturanlar olduğunu kararlı bir şekilde ifade ediyor!
Sonrasında da Suriye Dışişleri Bakanı Cemil Mardan’a bakınız ne diyor, “Suriye'nin bağımsız Müslüman bir devlet olmasını istiyoruz. Bağımsızlıktan sonra sizinle her halükarda anlaşırız. Fakat Garp'tan bir millet gelecek bizim aramızdaki konuları tayin edecek, bu benim hoşuma gitmiyor. Bu işte onları hakem tayin etmeyeceğim. Sizin gücünüz yok, bizim gücümüz var. Namusum üzerine yemin ederim ki Hatay'ı bırakmam. Çok temenni ederim ki, Fransız hükümeti aklını başına toplasın. Kendileri bilirler.”
Şimdi sorarım size, Ortadoğu bizim için bataklık mı yoksa dede mirası Misakı Milli sınırları içerisindeki vatan toprağı mı?
Hülasa, Suriye bize Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Misakı Milli mirasıdır!