Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Sussam gönül razı değil!

Bazı anlar vardır ki, kimliğiniz, kişiliğiniz, aidiyetiniz, mesleğiniz, emeğiniz bazı şeyleri söylemeye sizi mecbur eder! 

Zordur, söylenecek bu sözü söylemek ya, bazen de diyeceklerinizi içinize atarsınız, kaldırmazsınız adımınızı ve herkesin yaptığı gibi susar beklersiniz olacakları! 

Bu bir tercihtir, lakin  içinizdeki, ‘’Keşke’’ kurdu kemirir de kemirir sizi! 

Hele de her şeyi, pazardaki soğan fiyatının, bankaların faiz oranının, altın fiyatının ve döviz bürolarının tayin ettiği zamanlarda, kimselerin terennüm etmediği konularsa bu konular! 

Bu konuları o kadar çok yazdım ve dillendirdim ki, edeceğim bir tek kelimenin bile artık bıkkınlık verdiği kanaatine varmışken, yaşadığım bir olay kime ne bıkkınlık verirse versin ısrarla inadına söz söylenmesi gerektiğini gösterdi bana! 

Efendim, geçenlerde Beyoğlu Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Misbah Demircan Bey’in artık gelenek haline getirdiği Beyoğlu Sohbetlerine Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk Bey misafir oldu! 

İtiraf etmeliyim, uzunca bir zamandan sonra ilk kez bu tür bir organizasyondan mutlu, umutlu çıktım ve ‘’Ne mutlu ki benim ülkemde böyle bir Milli Eğitim Bakanı var’’ diyerek hamd ettim! 

Kelime hazinesi güçlü, felsefi derinliği tartışılmaz en önemlisi de neyi nasıl, ne şekilde yapacağını bilen bir insan tanımak kimi sevindirmez ki! 

İki sözünden biri, ‘’Kültür’’ olan bir Milli Eğitim Bakanı! 

‘’Eğitim ithal edilmez, ihraç edilir’’ tespiti yapan bir Milli Eğitim Bakanı! 

‘’Eğitim çocuğu geleceğe hazırlamak değil, şimdiye hazırlamaktır’’ diyen bir Milli Eğitim Bakanı! 

‘’Bir okul, müdürü kadar okuldur’’ diyen bir Milli eğitim Bakanı! 

‘’Birisi sizi eleştiriyorsa, sırtınızdaki akrebi gösteriyordur’’ diyen bir Milli eğitim Bakanı! 

En önemlisi de, ‘’Benim hedefim kültür ve zihniyet değişimidir’’ diyen bir Milli Eğitim Bakanı! 

Yerime henüz oturmuşken, bir tiyatro sanatçısını gördüğünde yerinden kalkıp yanına gelip, ‘’Bu ülke size şükran borçludur’’ diyecek kadar zarif bir Milli Eğitim Bakanı! 

‘’Sayın Bakanım, benim zamanımda Türkçe kitaplarımızda, 'Bakmak, görmek' başlıklı bir okuma parçası vardı, bu okuma parçası yeniden kitaplara konsa mı...’’ dediğinizde, ‘’Evet, işte bu!’’ diyecek kadar da fikirlere açık bir Milli Eğitim Bakanı! 

‘’Turizm Otelcilik okulları neden Eylül ayında açılır, Nisan ayında açılmalı! Adam buluş yapmış faydalı bir ömür geçirmiş, lakin diploması yok, biz buna neden diploma vermeyelim?’’ diyecek kadar da reformist bir Milli Eğitim Bakanı! 

Benim ve birçok insanın Sayın Bakanı tanımasına vesile olan şey de, Beyoğlu Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Misbah Demircan Bey’in, ‘’Bizim medeniyetimiz sohbet medeniyetidir’’ şiarıyla gelenek haline getirdiği ‘’Beyoğlu Sohbetleri’’ organizasyonudur. 

İmdi! 

Aldığım bazı duyumlar göre, Sayın Ahmet Misbah Demircan Bey üç dönem sebebiyle Beyoğlu değil bir başka ilçeden aday gösterilecekmiş! 

Oysa, asırlarca bizim kültürümüzün esamesinin okunmadığı Beyoğlu’nda işler rayına girmişken, yapılanların kalıcı olması gerekiyorsa bununda devamlılıktan geçiyor olması aklın yoluyken, bu duruma akıl sır erdiremedim! 

Buyurunuz Fatih’e bakalım! 

Sayın Mustafa Demir Bey milletvekili olunca yerine 1970’li yıllardan bu yana Fatih’te siyaset yapmış, Ak Parti’nin Fatih’te ikinci kurucu ismi olan, üç dönem başkan yardımcılığı yapan, ‘’Türkiye dünyanın merkezi, İstanbul Türkiye’nin merkezi, Fatih de İstanbul’un merkezidir’’ kimlik tanımlamasına vakıf tecrübeli, dürüst, çalışkan, sevilen Sayın Hasan Suver Bey! 

Yine,  neler yaptığının en yakın şahidi olduğum Bağcılar Belediye Başkanı Sayın Lokman Çağrıcı Bey... 

Diğer aday adayları da elbette çok kaliteli insanlardır, maksadım asla kimseyi rencide etmek değil! 

Demem o ki, bazı yerler vardır ki, oralarda üç dönem, hatta dört, beş dönem çok daha faydalı olur, çünkü buralarda asıl olan asırlara dayanan statükoların değişimidir ve bu değişimlerin kalıcı olması için de devamlılık ve tecrübe en olmazsa olmaz kıstastır!