Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Teşekkürler Rifat Hisarcıklıoğlu

Beştepe Külliyesi yeni yapılmış ve devletimiz külliyeye yeni taşınmıştı! Saygıdeğer Cumhurbaşkanımız da bendenize lütfedip randevu vermişlerdi! 

Kendilerinin kabulünde hemen arkalarında vitrinde duran Odalar ve Borsalar Birliği’nin hazırlattığı bir kitap dikkatimi çekmişti, ‘’Dede Korkut’’! 

Sonrasında da alicenaplıkla bendenize kitabı hediye etmişlerdi. 

Geçen hafta tarihçi bir dostumun kütüphanesinde gördüğüm üç koca ciltlik tarih kitabı, beni uzun zamandır en fazla heyecanlandıran kitap oldu. İnsan nasıl heyecanlanmaz? Karşımda duran, 90 yıldır Osmanlıcasını bir türlü doğru dürüst çevirip yayımlayamadığımız tarih ve kültürümüzün mihenk taşı mesabesindeki bir hazineydi. Biraz mürekkep yalamış herkesin adından ve hikâyelerinden efsane gibi bahsettiği, ama aslına kimsenin doğru düzgün vakıf olamadığı bir kitaptır!   

Kitap dediğime de bakmayın, zira bu eser Ahmed Cevdet Paşa’nın aslı 12 ciltlik Tarih-i Cevdet’i ve ilk defa bu eserin tamamı, Osmanlıcadan çevrilerek üç cilt halinde gayet güzel bir baskıyla yayımlanmış hâlde. 

O Ahmet Cevdet Paşa ki (1823–1895), Osmanlı Devleti'nin yetiştirmiş olduğu âlim ve devlet adamları arasında güneş gibi parlayan, erişilmesi güç, müstesna bir yere sahiptir. Yetmiş iki yıllık ömründe her biri alanında ilk olma özelliği taşıyan, onlarca esere imza atmış mümtaz bir şahsiyettir. Kaleme aldığı Tarih-i Cevdet adlı Osmanlı tarihi, başta tarih yazımı olmak üzere birçok alanda ilkleri barındırır. Mecelle, bütün İslâm devletlerinde İslâm hukuku alanında hazırlanan ilk kanundur. Kavâid-i Osmaniyye adlı eseri, Türkçenin ilk gramer kitabı olup Belâgat-ı Osmaniyye ise yine alanında bir ilktir. Akıcı bir üslûp ve sade diliyle Kısas-ı Enbiyâ, bugün dahi türünün en iyi örneklerindendir. Yazdığı ders kitapları onlarca yıl okutuldu. Yazdığı onlarca hukukî metni, Düstûr ile bir araya topladı; oluşturduğu hukuk dili ise bugün hâlâ kullanılır. Yazı dilinin sadeleşmesi ve harflerin ıslahı için ilk çözüm önerileri de yine ondan geldi. 

Sadece yazmakla kalmadı Cevdet Paşa, beş ayrı Nezâretteki bakanlık dönemlerinde de bizzat gereğini icraya da muktedir oldu. 

Ya, 39 yıl boyunca üzerinde çalışarak, geliştirdiği Tarih-i Cevdet adlı eserine ne demeli? 

Eser, kapsadığı dönemin önemi, olayların ele alınış tarzı, Osmanlı tarih yazıcılığına getirdiği yeni anlayış, kaynak ve belge kullanımı gibi birçok yönden ilktir. 

Cevdet Paşa eserinde, sadece 1774–1826 yılları arasındaki Osmanlı tarihini kaleme almakla kalmaz, okuyucuya ilkçağlardan başlayarak hemen her konuda tarihi bir arka plan vermeye özellikle gayret eder, Avrupa tarihini de detaylı olarak ele alarak Fransız İhtilali'ni etkileriyle birlikte etraflıca tetkik etmeye çalışır. 

İlmiye, mülkiye ve askeriye sınıflarında baş gösteren kaht-ı ricâlden, liyakatsizlik ve usulsüzlüklerden yakınarak kimi zaman çok sert eleştirilerde bulunur. 

Mustarip olduğu konuların başında, her dönemde Padişahın yakın çevresinin muhteris kişilerce kuşatılmış olması gelir. Yanlı ve yanlış bilgilendirmeler ile padişahların nasıl yanıltıldığı, işinin ehli kimselerin yönetimden nasıl uzaklaştırıldıklarını örnekleriyle anlatır. Paşaların iktidar mücadelesi yüzünden halkın arada çaresiz kalmasını, başıbozuk asker taifesinin yanı sıra eşkıyadan çektikleri yetmezmiş gibi ceheleden nasb edilen naipler yüzünden ibâdullahın hak dahi arayamadığını taaccüple kaleme alır. 

Târîh-i Cevdet'in, Türk-İslâm tarihinin modern anlamdaki tarih yazıcılığına geçişte çok önemli bir merhalesini oluşturduğu muhakkaktır. 

Böylesi bir eseri hakkıyla tanıtabilmek gerçekten zor: önümüzde gerçek tarih ve kültürümüzün en müstesna eserlerinden biri duruyor desek abartmış olmayız. İşin iyi yanı ise yayınevlerinin kolay kolay altından kalkamayacağı bu muazzam eser, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından bir kültür hizmeti olarak hazırlanmış. Üstelik 15.000 adet basılarak ücretsiz olarak dağıtımı yapılmak üzereymiş. Ne diyelim? Akıl eden ve emeği geçen herkesten Allah bin defa razı olsun. Yaptıkları büyük hizmettir. 

Ancak üzüldüğüm bir husus, 2017 yılının ilk aylarında basılan bu eserin hâlâ dağıtımının tam olarak yapılmayarak, aldığım duyumlara göre, “Tanıtım Toplantısı” nedeniyle bekletilmesi. Elbette eserin tanıtılması, emeği geçenlerin bilinmesi önemli ama 90 yıldır bekleyen kitabın biran evvel muhataplarını bulması çok daha önemlidir. 

Bir çift sözüm de Odalar Borsalar Birliği Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu Bey’e! 

Şahsım milletim adına size, çok ama çok teşekkür ederim!