Prof. Dr. Mehmet Çelik

Bizde parlamenter sistemin geçmişi ve dolayısıyla mebus (milletvekili) seçimleri de 1876’ya dayanır. Bu tarihten günümüze kadar gelen seçim sürecinde epey tecrübeler yaşadık. 

Her türlü katakulliden, ayak oyunlarından, sopalı uygulamalardan, sandık hilelerinden, intihab-ı evvel, intihab-ı sâni numaralarından geçe geçe nihayet 1950’lere geldik. 

En son numaramız olan açık oy-gizli sayım rezaletinden de kurtulduk ve sandık güvenliğini sağladık… 

1950’lerden sonra ufak-tefek kurnazlıklardan da vazgeçmedik;  ama bu ufak-tefek kurnazlıklar seçimin kaderini değiştirecek etkilere sahip olmadıkları için, bunları da gülerek geçiştirdik. 

1950’lerden itibaren baktığımızda, gerek seçimlere katılım oranı,  gerek sandık güvenliği ve gerekse vatandaşın oyunu özgürce kullanması açısından, Türk Demokrasi’si gerçekten dünya ülkeleri arasında ön sıralarda yer almasını hakkıyla hak ettiğini söyleyebiliriz. 

Şu 31 Mart mahalli idareler seçiminde İstanbul ve Ankara seçimlerinde sandıklardaki durum,  demokrasi hanemize maalesef eksi puanlar yazılmasına sebep oldu…  48 saat dolmadan, koca bir havaalanını taşıyan bir ülke, bu müthiş organizasyonla dünya medyasında takdirle haberlere konu olurken, tüm dünya ülkelerinin hayranlığını kazanırken, şu işe bakın, iki şehrinin sandıklarını 15 günde sayamadı, partiler karşılıklı demeçlerle zaman geçirdiler!.. 

Ayıp oldu beyler, bu Türkiye’ye yakışmadı!.. 

Nihayet, il seçim kurulu daha fazla gerginlik olmasın diye inisiyatif kullanarak, şu andaki neticelere göre en fazla oyu alan adaya mazbatayı teslim etti!... AK Parti de bunu makul karşıladı!.. YSK’nın yaptığı, teamüllere uygundur, dedi. 

Ancak, süreç henüz tamamlanmamıştır. AK Parti hukukun kendisine tanıdığı hakkı yasal çerçeve içinde kullanarak, gerekli itirazlarını yaptı. 

YSK, şimdi bu itirazları değerlendirecek. Sonunda, ya AK Parti'nin itirazlarını yeterli bulmayacak, sayın İmamoğlu’nun Belediye Başkanlığını onaylayacak, ya da itirazları hukuken haklı bulacak ve seçimleri iptal edip,  buyurun yeniden sandık başına diyecek!.. 

Sonuç ne olursa olsun, kurumları yıpratmamak lazım. Bugünlere kolay gelinmedi. Kurumlarımıza güveni sarsarsak, yani tuzu kokutursak, yazık ederiz geldiğimiz noktaya!.. 

Burada en büyük sorumluluk, CHP’ye düşmektedir!.. 

Yazık etmeyelim bu ülkeye!..