Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Yalnız İnsanın Bayramı!

Bayramın üçüncü günündeyiz, yarın sabah itibarıyla, “Nerede o eski bayramlar?” heybesine bir bayram daha attık! 

Neyi merak ediyorum, biliyor musunuz, bugünün çocukları ya da gençleri onlara sorulduğunda, “Nerede o eski bayramlar” diyerek söze başlayabilecekler mi? 

Bayramlar bayram olmaktan çıkıp sayfiyelik yerlerin esnafının bayramı oldu, farkında mısınız? 

Kiminiz abarttığımı sanabilir, ama abartmıyorum emin olun ki abartmıyorum! 

Daha arife gününden Bodrum’da kırmızı alarm verilmiş! 

Korkmayın her hangi bir tabii afetten veya salgın hastalıktan değil, Bodrum’da ayak basacak yer kalmamış! 

Evet Bodrum’da tabii afet yok belki, ancak ne hazindir ki vefasızlık mikrobu sayesinde tabiatımızda erozyonlar yaşanmakta! 

Bayram namazında  Süleymaniye bomboş! 

  Merhum Yahya Kemal bugün yaşasaydı, “Süleymaniye’de Bayram Sabahı” şiirini yazabilir miydi sizce? 

Yazamazdı, kesnlik yazamazdı! 

Buyurun, kapatın gözlerinizi ve biri size, “Süleymaniye’de Bayram Sabahı” şiirinin aşağıda arz edeceğim bölümünü okusun siz de gözleriniz kapalı dinleyin! 

“Ulu mâbed! Seni ancak bu sabah anlıyorum; 

Ben de bir vârisin olmakla bugün mağrûrum; 

Bir zaman hendeseden âbide zannettimdi; 

Kubben altında bu cumhûra bakarken şimdi, 

Senelerden beri rüyâda görüp özlediğim 

Cedlerin mağfiret iklîmine girmiş gibiyim. 

Dili bir, gönlü bir, îmânî bir insan yığını 

Görüyor varlığının bir yere toplandığını; 

Büyük Allah`ı anarken bir ağızdan herkes 

Nice bin dalgalı Tekbîr oluyor tek bir ses; 

Yükselen bir nakaratın büyüyen velvelesi, 

Nice tuğlarla karışmış nice bin at yelesi!” 

Ne gördünüz gözleriniz kapalı ya da şöyle sorayım gördüğünüz resim bugünün bayram sabahı resmiyle aynı mı? 

Bu resmi, kültürün başına musallat edilen turizm ortaya çıkarmıştır! 

Netice, pencerelerinde  evlat, torun bekleyen dedelerin ve ninelerin şehirleri, köyleri! Otların dikenlerin arasında kaybolmuş mezarları! 

Netice, kültürü değil turizmi tüketen, yalnız insan, o yalnız insan yalnızlığını giderebilmek için evlerinde hayvanlar  ile yaşamaya başladı! Oysa hayvan insanın dostudur, lakin asla bir dede, ninenin yerini tutmaz! Tutamaz da ve yalnız insan evi paylaştığı o hayvan peşi sıra gelmesin diyerek ayaklarını kesip, ormana atıp, sosyalleşmek için Bodrum’a koştu! 

Hülasası, yalnızlık insan fıtratına aykırıdır! 

Yalnızlık Allah’a mahsustur, insanın yalnızlığa özentisi şirktir, şirk içindeki insan zalimleşir! 

Unutmayın ki, önce dedeler, nineler, babalar, analar huzurevlerine  terk edildi! 

Şimdi de hayvanların ayakları kesilerek ormanlara terk ediliyor! 

Sizce, biz nereye gidiyoruz? 

“Yalnız insan”ın tedavisi bayramların bayram gibi kutlandığı bayramlarla mümkündür! 

Bayramların bayram gibi kutlanması da, “Medeniyet ve Kültür Bakanlığı” ile mümkündür!