Osman Korkmazel

Çok karakterli, sevecen ve mütevazı bir çocuk şu Linnes. Norveçli(27 yaşında) olgunluk dönemini çoktan aşmış bir görüntü veriyor oynadığı futbolla da. Dün gece Malatya’da, İstanbul’daki ilk maçın 2 tık daha üstüne çıktı. Maçın başında attığı o şık golü anlatsam ( hızlı hücuma çıkış ve Onyekuru ile pas alış-verişi ve yan ağlara topu mıhlayışı) yeter sanırım. Süpersin Linnes, 41 kere değil, 100 kere (dün 100’üncü maçına çıktı) MAŞALLAH. Y.Malatyaspor hiç alışık olmadığı önde şok baskıyla başladı maça. Ama savunma kurgusunu ve çevre kontrolünü bilinçli yapan Galatasaray, ilk kontra çıkışta gecenin adamı Linnes ile golü buldu. Bu golün tesiriyle akılcı futbolunu ön planda tutarak.

Malatyaspor’un (kupadan eleniyoruz telaşıyla) şuursuz saldırısını da hesap edip; temkinli ve de baskın futboluna devam etti. Semeresini de Feghouli’nin enfes golüyle gördü. Bu golde Onyekuru’nun şok baskıyla topu kapıp, Diagne'ye verişi ve onun da ince pası futbol adına derslik enstantanelerdi. Ne yazık ki bu güzelliklere, Marcao’nun hem de kasıktan sakatlanarak çıkması (iyi bilirim bu kasık sakatlığı 3-4 haftada geçmez) Galatasaray adına üzüntü vericiydi. Buna uzatma dakikalarında yenen penaltı golü de eklenince, iş zora girdi denilebilir mi? Malatyaspor’un önde baskıyı yine arttırdı ama turu tamamen zora sokacak öyle bir hata golü gördüler ki, bu tamamen Fornolle ile ilintiliydi. Topu resmen Sarı Kırmızı renklilere değil, beyaz formalılara alın atın diye yolladı, yazık! Zaten bu golü n sonrasında Galatasaray futbolu basitleştirip, ‘skoru koruma moduna girerken, Onyekuru’yla bir gol daha bulunca iyice rahatladı. Son 15, tamamen lige dönüş dakikalarıydı. Bol top gezdirme, koşu mesafesini daraltma, oyuncu değiştirme derken; şık bir gol daha atarak İstanbul’a keyifli dönüş.