Osman Korkmazel

Galatasaray’ın ligdeki değerini iyice parlatacak zorlu, bunun yanında liderliğini iyice sağlamlaştıracak deplasman maçları artık start alıyor. Bursaspor’un ardından içerde çok zorlu, dışarda ise sert deplasman maçları (2 hafta sonra içerdeki FENERBAHÇE maçı ardından, TRABZONSPOR deplasmanı ve de 1 er hafta arayla da M. BAŞAKŞEHİR ve BEŞİKTAŞ deplasmanları var) olacak Galatasaray’ın… İşte dün geceki zor Bursaspor deplasmanı, stadı ful dolduran muhteşem seyircisi; olağanüstü gürültüsüyle Galatasaray’ın enerjisini ve önde baskısını 1 hatta 2 tık düşürdüler. Paul Le Guen ile her geçen hafta tempo ve performansını yükselten ve içerde 2 de 2 yapan Yeşil Beyazlılar, Galatasaray’ın bilindik önde baskını bertaraf ederken ilk net fırsatı da 5. dakikada Stancu ile harcadı. Buna karşılık verdiler mi? 11 de Belhanda 13 de Gomis, Harun’u yokladı. Bu yoklamaların ardından Maicon’un pas hatasıyla ilk kez yenik duruma düşmeleri ve tribünlerin inanılmaz uğultusuyla Galatasaray giderek oyundan koptu. Özellikle kenarlardan gelen ortalar da, Gomis ile hiç buluşmadı.  Ayrıca orta merkezden hücuma devamlı destek veren Ndiaye ve Tolga da basit top kayıpları yapınca, ilk yarı Sarı kırmızılılar adına tatsız kapandı. Galatasaray’ın oyunu 2. bölgeden kurmaya yönelmesi, Bursaspor’u ister istemez geriye yasladı. Tamam, 60. dakikaya kadar bu uygulama işledi. Tek kale de oynamaya başladılar ama Bursaspor’un hücumcuları, ya çizgi defans aşsa ne olacaktı? Neyse ki süratli futbolcuları yoktu. Sonrasında Tudor, bir risk daha aldı ve 2 kenar bekini çıkarıp; 2 hücumcuyu oyuna aldı. Bunun semeresini gördü mü? Gördü, gördü de Feghouli 73’de enfes bir gol atmasa, her zaman kurtarıcı rol üstlenen Tolga, ayak içi plaseyi ağlarla buluşturmasa, ‘zor görürdü’ diyelim ve ‘Şans Tudor’un kapısını çaldı’ diyerek de yazımızı noktalayalım. Zor haftaların süratle geldiğini de unutmayalım…