Osman Korkmazel

Ligde 7’ci sıraya kadar gerileyen Galatasaray, son 7 maçın sadece 1’ini kazanabildiyse; dün gece liderin karşısına çıkacak olsa da, çok mu çok zor bir maçla karşı karşıya dense de, 3 puanı hanesine mutlak ve mutlak yazdırmak zorunda. Yani sözün özü, 3 puandan başkası geçer akçe değil. Üstelik ideal 11’yle de sahadaydılar. Oyun tarzı Salı geceki Porto maçının benzeri futbola yakındı. Sahada hakimiyet kurmuşlardı ama netice alıcı girişimlerinde bulunamıyordu. M.Başakhehir ise bilindik toplu savunma, toplu hücum anlayışından ödün vermezken; Galatasaray’ın önde baskısını kolay kırıyor ve gol fırsatı tanımıyordu. Ev sahibi, ‘Yeter ben de hücuma yöneleyim ve toplu çıkışımı yapayım’ dedi ve 18’nci dakikada golü buldu. Topla en son buluşan İrfan Can vurdu, meşin yuvarlak önce Serdar’ın sırtına çarptı ve Muslera’yı yanılttı. Bu bölümden sonra oyun iki taraf adına da kısır döngü içinde geçerken, ani gelişen bir Galatasaray atağında Ndiaye, Mert penaltıyı yaptırdı. Neyseki Eren üzmedi azınlık taraftarını ve eşitliği getirdi. Rodrigues’in sakatlanıp çıkmasıyla, Feghouli’nin sol kanada, Selçuk’un orta merkeze takviye olarak geçmesi, işe yaradı mı? Tersine oyun ağırlaştı ve hücuma yönelme seyrekleşti. Abdullah Avcı boş durur mu, 2 aktif forvet (Adebayor-Elia) aldı oyuna ve 67 den sonra sık gözükmeye başladı M.Başasehir. Çok geçmemişti ki Elia çok önemli bir gol kaçırdı. Şunu vurgulamalıyım dakikalar 75’i gösteriyor; Galatasaray yorgunluk görüntüsü vermiyordu. Son 8 dakika diri ve etkin olan M.Başaksehir^di. Çok sık geldiler gol alanına. Muslera ön plandaydı yine; gole açmadı kalesini. Galatasaray’ın en iyisi Feghouli 89’da, nefis bir pozisyon hazırladı; Fernando’nun ortasına Onyekuru iyi vursa öne bile geçebilirlerdi. Alınan 1 puan iyinin ötesi denilebilir. Liderden alıyorsun puan farkı açılmıyor; futbolun iyiye yakın. O zaman bu 1 puana sevinilir…