Şafak Malatya

BİR gün önce ishal olan Diaby. Isınırken başı ağrıyan N’Koudou. Maçta fıtığı tutan Güven. Sakatlıktan kafasını kaldıramayan Burak. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Beşiktaş doğru diziliş ile sahaya çıktığında rakibine top göstermedi.

Rize ve Bratislava maçlarında geriye düşen oyuncular, maçın son bölümünde isyan bayrağını çekmiş, bildiği, alıştığı ve oynamak istediği dizilişe geçmiş, bu sebeple son dakikalarda baskın ve arzulu Beşiktaş’ı izlemiştik. Ancak maçın 3’te 2’sini genlerine aykırı bir taktikle oynayıp skor olarak geriye düştükleri için toparlayamadılar. Bazen çaresizlikler, yeni çözümler üretir. Beşiktaş’ta dün akşam çaresizlikten doğan çözümler silsilesine şahit olduk. Bugüne kadar maçları 1 ya da 2 şut ile bitiren Beşiktaş, dakikalar 48’i gösterdiğinde kaleye 4 isabetli şut çekip, rakibine şut dahi çektirmemişti. Ancak Beşiktaş’ın sorunları sadece taktiksel değil. Beşiktaş’ın mevcut kadro yapısında Ljajic olmadan kaleye gitmesi neredeyse imkânsız. Ancak çok garip bir şekilde Ljajic bonservisi alındığından beri sahada yokları oynuyor. Bu sebeple Beşiktaş teknik ekibinin ne yapıp edip Ljajic’in performansını yükseltmesi şart.

Beşiktaş’ın en büyük sorunu ise kalite eksikliği. Sinan Kurumuş ve Fazlı Ulusoy’dan bu yana, bu kadar eksik ve kalitesiz bir kadro olmamıştı. Hani pahalı telefonların imitasyonları olur da, her şeyi yapar ama hiç bir şeyi tam yapamaz ya, Beşiktaş tam da öyle. Yeni başkan kim olur bilinmez. Ancak en büyük vaadi Beşiktaş’a kalite kazandırmak olmalı. Yoksa hiç şansı yok.