Şafak Malatya

BEŞİKTAŞ camiası için pek güzel bir sezon başlamadı. Önce Başkanlık seçimi için yaşananlar, ardından transfer döneminde istenilen hamlelerin yapılamaması, çok uzun süredir çözümlenemeyen ekonomik kriz, Orhan Ak ve alınan kötü sonuçlar. Her hafta farkı bir başlangıç için beyaz sayfa açma çabası pek de istendiği gibi sonuç vermedi.

Bu kez taraftarın beklentisine cevap vermek için herkes çaba sarf etti. Sakat sporcular beklenmedik şekilde iyileşti. Abdullah hoca en azından ilk on birdeki değişikliklerle inadından vazgeçti. Vasatın üstüne çıkmaya çalışan futbolcularla özellikle 35 dakikalık bölümde beyaza yakın bir sayfa açıldı. Bu durumun ateşini yakan taraftarlar da desteklerini esirgemediler. Beşiktaş gibi köklü kültüre sahip camialar elbette ki kötü tabloları iyiye çevirme konusunda mahirdirler. Yılların birikimi, armanın ağırlığı herkese sorumluluklarını hatırlatır. Bunu yapamayanlar isimleri ne olursa olsun o armadan ayrı kalırlar. Herkesin bunun bilincinde olması gerekir. Beşiktaş'ın bir diğer problemi ise hakemler tarafından lokması, kursaktan en kolay alınan takım olarak görülmesi. Dün, babadan Galatasaray taraftarı olan Mete Kalkavan, akan oyunda tüm takdir haklarını neredeyse Galatasaray için kullandı. Beşiktaş yönetiminin, artık daha gür sesle Beşiktaş demesi şart!

Dün akşam bir kez daha gördük ki, bu takım bireysel kalite olarak hiç yeterli olmasa da, camianın birleşme, kenetlenme ve başarıya yürüme azminde ancak ayak uydurma çabasını sergileyenler geleceğe uzanacaklar. Bu camia bir kere daha cümle alem gösterdi ki,

UMUT DİMDİK AYAKTA.