Azerbaycan'dan Ermenistan'a Türkiye şartı

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan'ın ilişkileri normalleştirebilmesinin şartlarını açıkladı. Aliyev, "Ermenistan anayasasında Türkiye'ye karşı toprak iddiası var. Bundan vazgeçmeliler" ifadesinde bulundu.

Haberin Eklenme Tarihi: 27.09.2021 13:01:00 - Güncelleme Tarihi: 27.09.2021 13:10:00
ABONE OL

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan'ın, Türkiye ve Azerbaycan ile ilişkileri normalleştirebilmesi için bölgesel iş birliği teklifini kabul etmesi, toprak iddiasından vazgeçmesi gibi şartları yerine getirmesi gerektiğini, Zengezur koridorunun açılmasının da bu şartlardan biri olduğunu söyledi.

AA'nın haberine göre Aliyev, Ermenistan'ın işgali altındaki toprakların kurtarılması için 27 Eylül 2020'de başlatılan 44 günlük savaşın birinci yılında Anadolu Ajansına değerlendirmelerde bulundu.

Ermenistan'ın, Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarını kurtardığı 44 günlük vatan muharebesi sırasında da savaştan önce de çelişkili açıklamalar yaptığına dikkati çeken Aliyev, bugün de Ermenistan askeri kanadının farklı, siyasi kanadının farklı açıklamalar yaptığını belirtti.

Azerbaycan'ın, Ermenistan'dan gelen açıklamaları ciddiye almadığına dikkati çeken Aliyev, "Çünkü burada bir yalanın, gerçekleşmeyen arzuların, hülyaların ve provokasyonların bir sentezi var. Bugünkü Ermenistan işte budur. Biz söylediğimizde ki bu başarısız devlettir, bunun uluslararası bir adı da var "failed state", biz bunu demek istiyorduk. Her devletin devletçilik sembollerinden biri de sorumlu davranmaktır. Fakat biz bunu görmüyoruz." diye konuştu.

- "ERMENİSTAN ANAYASASINDA TÜRKİYE'YE KARŞI TOPRAK İDDİASI VAR. BUNDAN VAZGEÇMELİLER"

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın Türkiye ile temas kurmak istediklerine yönelik sözlerinin hatırlatılması üzerine Aliyev, "Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesine gelirsek biz elbette tüm bölgede barış olmasını istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önerdiği 3+3 platformunun, bunun en güzel yolu olacağını düşünüyorum. Fakat Ermenistan henüz bunu kabul etmiyor. Şimdi Türkiye Cumhurbaşkanı tarafından bu seslendiriliyor. Ermenistan'a şans veriliyor." dedi.

Erdoğan'ın bölgesel iş birliği platformu oluşturma teklifinin Azerbaycan, Rusya, İran tarafından desteklendiğini hatırlatan Aliyev, Ermenistan'ın karşı çıktığını dile getirdi.

Aliyev, şunları kaydetti:

Azerbaycan'a karşı iddialarından vazgeçmeliler. Azerbaycan'la ilişkilerini normalleştirmeliler ve Türkiye tarafının her zaman bölgede barış ve geniş çaplı iş birliğinden yana olduğundan eminim. Bugün de böyledir. Türkiye'den çok olumlu sinyaller geliyor. Fakat Ermenistan'da bunun doğru değerlendirilmesi gerekir. Fakat maalesef 2. Karabağ Savaşı'ndan önceki 2 yıllık süreçte Azerbaycan tarafından verilen olumlu sinyaller orada yanlış anlaşıldı, bir zayıflık, bir güçsüzlük olarak anlaşıldı. Oysa biz kan dökmek istemiyorduk. Biz gücümüzü biliyorduk. Sorunu güç yoluyla çözebileceğimizi biliyorduk. Ermenistan ise buna inanmıyordu. Şimdi de geç değil. Yeni oluşan realiteyi doğru kavrasın, bu realiteye göre adımlar atsın, haritaya bakarak kendi yerini orada bulsun, eğer bulabilirse, bir noktadır ve buna uygun adımlar atsın. Bu durumda bölgede geniş çaplı iş birliği mümkün olabilir."

- ZERGEZUR KORİDORU NORMALLEŞMENİN ŞARTLARINDAN

Aliyev, Azerbaycan ana karası ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasında Zengezur'dan geçecek ulaşım koridorunun Ermenistan ile ilişkilerin kurulması için şart olduğunu kaydederek "Elbette bir şarttır. Çünkü 10 Kasım bildirisinde bu belirtiliyor. Ermenistan bu yükümlülüğü aldı. Eğer bu yükümlülüğü icra etmezse o zaman hangi normalleşme söz konusu olabilir?" ifadelerini kullandı.

Ermenistan'ın, savaş sonrası dönemi çok doğru analiz etmesi gerektiğini belirten Aliyev, şöyle devam etti:

"İŞGALİ 30 YIL BOYUNCA GÖRMEYEN YA KÖRDÜR YA DA NANKÖRDÜR YA DA SADECE RİYAKARDIR"

Ermenistan'da ve diğer ülkelerde bazı siyasetçilerin Azerbaycan'ı, Ermenistan topraklarını işgal etmekle suçladığını anlatan Aliyev, "Birincisi bu bir yalan. İkincisi Ermenistan bizi işgal ettiğinde neden sesinizi yükseltmiyordunuz? Neden gözünüzü kapatıyordunuz? 30 yıl boyunca sadece işgal değil tüm tarihi ve dini anıtlarımız yerle bir edildi. Tüm binalar yıkıldı. Bunu görmüyor muydunuz? Minsk Grubunun eş başkanları defalarca orada bulundu. Ağdam'da, Kelbecer'de, Fuzuli'de, Cebrayıl'da bulundular. Görmüyorlar mıydı? 30 yıllık işgal döneminde sadece 2 kez araştırma misyonu gönderildi ve rapor hazırlandı. Raporda, Ermenilerin işlediği tüm suçlar belirtildi. Sonuncu misyon neredeyse 10 sene önce gerçekleşmişti. Minsk Grubu eş başkanlarına yeniden misyon göndermeleri konusunda defalarca başvuruda bulunduk. Orada yasa dışı iskan hayata geçiriyorlardı. Suriye, Lübnan ve başka ülkelerden Ermeniler getirilerek orada iskan ettiriliyordu. Bu bir savaş suçudur. Tüm uluslararası konvansiyonlara göre bu savaş suçudur. Bunu yapmadılar. Bu işgali 30 yıl boyunca görmeyen, şimdi ise olmayan işgali gören elbette ya kördür ya da nankördür ya da sadece riyakardır. Bu daha doğru ifade olabilir." dedi.

Vatan muharebesinden sonra Azerbaycan'ın 30 yıl sonra ata topraklarına döndüğüne işaret edan Aliyev, "Biz kendi ata yurdumuza döndük. 30 yıldır orada yoktuk. Eğer Ermenistan, sınırın oradan geçtiğini söylüyorsa neden orada hiç kimse yoktu. Eğer orası sınırsa gel sınırı koru. Biz geldik o dağlara yerleştik ve bizim haritalarımıza göre, biz kendi topraklarımıza yerleştik. Eğer Ermenistan farklı düşünüyorsa gelsin otursun, bunu tartışalım, müzakere edelim. Bir yıl sürer, 5 yıl sürer, 30 yıl sürer, kim bilir. Ermenistan bugün gerçekliği anlamalıdır. Kısa zamanda şartlarımızı kabul edip bu konuyu çözmelidir ki herkes kendi sınırının nerede olduğunu bilsin." diye konuştu.

- "ERMENİSTAN, TIP ALEMİNDE ANALİZ EDİLİRSE DAHA DOĞRU OLUR"

Ermenistan'ın bölge politikalarını hangi güce göre oluşturduğu sorusuna Aliyev, "Bunu ben söyleyemem. Bunu herhalde konuyla ilgilenen siyaset bilimci ve analistler söyleyebilir. Fakat tecrübeme dayanarak söyleyebilirim ki onların birçok adımları irrasyonel adımlardır. Yanı gerçeklikten uzak, herhangi bir mitolojiye, hülyalara ve gerçekleşmeyen arzulara dayanan bir yaklaşımdır. Bunu da siyasi alemde doğru analiz etmek çok zordur. Bu herhalde tıp aleminde analiz edilirse daha doğru olur."