New Yorker Dergisi'nden çarpıcı analiz: İran'ı hedefleyen yeni bir Orta Doğu planı üzerine yoğunlaşıldı
Trump hükümeti bu günlerde Suudi Prens Muhammed bin Salman ve Abu Dami emirliğinin veliaht prensi Muhammed bin Zayid el-Neyhan'ın İsrail ile daha yakın ilişkiler kurmaya çalışmakta.
Haberin Eklenme Tarihi: 12.08.2018 13:59:00 - Güncelleme Tarihi: 12.08.2018 14:49:00Ve Filistin'i kendi yararlarında olmayan bir anlaşmaya zorlayan ve esasında ortak düşmanları İran'ı hedefleyen yeni bir Orta Doğu planı üzerine yoğunlaşmış bulunmakta.
TRUMP, NETENYAHU'YA KARŞI HAYRANLIK BESLEMEKTE
Haziran ayında Adam Entous tarafından New Yorker dergisinde yayınlanan bir araştırma raporuna göre genç Körfez liderlerinin ve İsrail'in ABD desteği alarak bölgedeki etkilerini arttırmaya başladı. Önceki ABD başkanlarına göre Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya karşı bir hayranlık beslemekte ve İsrail yanlısı bir seçmen tabanına sahiptir.
SUUDİ KRAL AL SUUD'UN ÖLÜMÜNDEN SONRA FİLİSTİN'E KARŞI DURUŞ DEĞİŞTİ
Bu rapora göre, Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdülaziz Al Suud'un ölümünden sonra ülkenin Filistin'e karşı duruşu tamamen değişti. Bin Salman, İsrail'in İran'ı alt etme konusunda ortak olabileceği konusunda bin Zayid ile aynı fikirde idi. Bunu gerçekleştirmek için ise Filistin meselesine bir son verip, İsrail ile daha şeffaf bir ilişki kurmaları gerekiyordu.
"İSRAİL BİZE HİÇBİR ZAMAN SALDIRMADI"
Entous'a göre bin Salman, Riyad ve Washington'daki Amerikalı yetkililere "İsrail bize hiçbir zaman saldırmadı" ve "ortak bir düşmanımız var" dedi. Hatta İsrail ile güzel ilişki kurmak istediğini söyleyip, Filistin yönetimini eleştirdi.
Rapora göre, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail arasındaki temas Trump'ın ABD başkanı olarak seçilmesinden çok önce başladı. Obama başkanlığı sonlarına doğru, ABD istihbarat görevlileri Birleşik Arap Emirlikleri'nin İsrail ile Kıbrıs'ta gizli toplantılar düzenlediğini öğrendi. İstihbarata göre bu toplantıların birine Netanyahu bizzat katıldı. Kaynaklara göre toplantı Obama'nın İran ile imzaladığı nükleer anlaşmaya karşı gelmek amacıyla düzenlenmişti ve her iki taraf da ABD'ye bu görüşmeler hakkında bilgi vermedi.