Ege'de dengeler değişiyor mu?

Yunanistan, Ege ve Akdeniz'de tansiyonu yükseltmeye devam ediyor. Türkiye'nin Yunanistan ve aslında arka planda ABD ile yaşadığı gerilimde en önemli meselelerden biri F-35 konusu. ABD'nin bölgedeki yeni ‘büyük ortağının' Yunanistan olabileceğine değinen uzmanlar, Atina'nın mevcut silahlanma politikasının ekonomik açından sürdürülebilir olmadığı görüşünde. İşte detaylar...

Haberin Eklenme Tarihi: 31.01.2023 12:33:00 - Güncelleme Tarihi: 31.01.2023 12:33:00
ABONE OL

Son dönemlerde Türkiye ve Yunanistan'dan yükselen söylemler giderek sertleşiyor. ABD'nin denge politikasının Atina lehine bozulduğu yüksek sesle konuşuluyor.

Türkiye ile Yunanistan arasındaki yüksek tansiyon son dönemlerde karşılıklı demeçlerle daha farklı bir hal alma yolunda ilerliyor... Ankara'nın 'Uslu durmazlarsa bir gece ansızın' mesajına Yunanistan tarafı 'Hava üstünlüğü bizde. Ezer geçeriz.' yanıtını veriyor.

Ankara kendi imkanlarıyla yerli/milli savunma sanayiini geliştirip kritik eşikleri aşarken, Atina ise son yıllarda silahlanma konusunda giderek el yükselten ve oldukça gelişmiş sistemleri envanterine kazandıran bir yol izliyor. Yunanistan silahlanmaya 2020'de 530 milyon Euro harcadı. 2021'de bu rakam bir anda 2.52 milyar Euro'yu geçti. Geçtiğimiz yıl harcanan para ise 3.37 milyar Euro oldu.

Savunma Sanayii Analisti Arda Mevlütoğlu, Türkiye-Yunanistan arasında son yaşananları, NATO ile ABD penceresinden fotoğrafın nasıl göründüğünü ve Ankara'nın muhtemel yol haritası ile ilgili TRT Haber'e dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

NATO ÜYELİĞİNDEN BU YANA DENGE VAR

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada "ABD'nin bir denge politikası vardı. Türkiye ve Yunanistan ilişkilerindeki denge bozulmaya başladı." ifadesini kullanmıştı.

Arda Mevlütoğlu'na bu mesele ile ilgili, 1952 yılında NATO'ya üye olmalarından sonra her iki ülkenin de silahlı kuvvetlerini neredeyse tamamen ABD askeri yardımlarıyla donattığı yanıtını veriyor.

"ABD, Türkiye ve Yunanistan'a sağladığı araç-gereç, silah ve maddi yardımda bu iki ülke arasındaki bölgesel rekabeti de gözeterek belli kıstasları takip etti." diyen Mevlütoğlu, "Her iki tarafa da aynı ya da muadil silahların belli sayısal sınırlar dahilinde" ifadesinde bulundu.

Mevlütoğlu, bu duruma hava kuvvetleri özelinde bir örnek veriyor ve "Her iki ülke aşağı yukarı aynı zaman dilimlerinde F-104 Starfighter, F-102 Delta Dagger, F-4E Phantom II, F-16 Fighting Falcon sahibi oldu." bilgisini paylaşıyor.

7'YE 10 ORANI BOZULDU

ABD'nin Türkiye ve Yunanistan'a silah yardımında kamuoyunca "7 / 10 oranı" olarak bilinen bir dengeyi gözettiği sır değil. Bu oranın gündeme gelmesi, dönemin Yunanistan Başbakanı Konstantion Karamanlis'in 1947'den itibaren her iki ülkeye yapılan askeri yardım miktarlarını tespit ve kıyaslaması ile oldu.

1974 Kıbrıs Barış Harekatı'ndan Karamanlis'in bu oranı bir pazarlık unsuru olarak masaya sürdüğünü anımsatıyor Arda Mevlütoğlu. Yoğun diplomatik baskı sonucu 15 Nisan 1976 tarihinde yayınlanan "Geleceğin Amerika Birleşik Devletleri-Yunan Savunma İşbirliğine Yönelik İlkeler" belgesiyle birlikte bunun somutlaştığını anımsatıyor.

"Bu duruma Türkiye tepki gösterdi ancak uygulamada 7/10 oranı devam etti." diyor Mevlütoğlu ve şunları söylüyor:

ABD'NİN F-35 VERDİĞİ ÜLKELER YENİ BİR GERÇEKLİĞİ Mİ İŞARET EDİYOR?

Türkiye'nin Yunanistan ve aslında arka planda ABD ile yaşadığı gerilimde en önemli meselelerden biri F-35 konusu. Arda Mevlütoğlu bu krizi 'mızrak başı' olarak nitelendiriyor.

Bilindiği üzere F-35, ABD'nin en yakın müttefikleri ile paylaştığı ileri kabiliyetler ve teknolojik sıçrama sunan bir platform. Biz her ne kadar platform bazında süreci okumaya çalışsak da Mevlütoğlu çok daha farklı ve son derece kritik bir noktaya işaret ediyor:

'OLDUBİTTİ' MÜMKÜN MÜ?

Atina-Ankara arasındaki 'hava' dengesine geçmeden önce Mevlütoğlu'na Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın sıkça vurguladığı 'Yunanistan konusunda bir oldubittiye asla izin vermeyiz' uyarısı soruluyor.

Bazı çevreler Yunanistan'ın doğrudan Türkiye ile uzun süreli sıcak çatışmayı göze alamayacağını ancak uygun bir ortamda ilk ateş eden olup sonrasında ABD, AB ve NATO'nun araya girmesiyle o anki pozisyonunu koruyacağı iddiasını dillendiriyor.

Arda Mevlütoğlu kısa ve net bir cevap veriyor:

"Bu ortam şartları içinde ve önümüzdeki 5-7 yıllık süreç içinde Yunanistan'ın Batı ile güçlü askeri, siyasi ilişkileri ve modernize ettiği deniz ve hava gücüne güvenerek kısa sürebilecek ancak azami hasarı kaydetmeye çalışacağı, Türkiye'yi uluslararası ortamda saldırgan ya da suçlu gösterebileceği bir senaryoya cüret etmesi riskini yüksek görüyorum."

YUNANİSTAN EKONOMİK AÇIDAN MEVCUT DURUMU NASIL SÜRDÜRECEK?

Türk kamuoyunda Yunanistan'ın savunma sanayii bütçesi sıkça konu olur. Şimdilerde de durum farklı değil. Bu söylem temel olarak Atina yönetiminin bu denli yüksek paralar harcayıp silahlanmasının yine çok ciddi bir ekonomik krize dönüşeceğini iddia ediyor.

Mevlütoğlu, hepimizin yakından bildiği 2011'deki Avrupa Birliği'nin desteğiyle 'iflasın eşiğinden dönen Yunanistan' meselesini açıyor. 1996 Kardak Krizi'nden sonra AB'nin sağladığı mali imkanları da kötüye kullanarak Yunanistan'ın çok yoğun ve gösterişli bir silahlanma programı yürüttüğünü anımsatıyor.

2000'lerin başlarına kadar süren bu furyada ABD, Almanya ve Fransa'dan çok sayıda silah, araç/gereç tedarik edildi. Mevlütoğlu, "Ancak bu sistemlerin alımları bütçeye büyük yük bindirdi ve zaten kronik olan idame sıkıntıları daha da arttı. Son yıllarda izlenen silahlanma faaliyetlerinde de benzer bir durumu görüyoruz." ifadesinde bulunuyor.

Mevlütoğlu, siyasi konjonktürün yardımıyla 'ilk alım' finansman maliyeti düşük olsa da tedarik edilen sistemlerin idame ve lojistik maliyetleri uzun vadede Yunanistan ekonomisine büyük yük bindireceği uyarısında bulunuyor. Atina'nın yeni bir kısır döngüye girdiğini ve dışa bağımlılığını daha da artırmış olduğunu sözlerine ekliyor.

DÜMENİN ABD YERİNE İNGİLTERE'YE KIRILMASI MÜMKÜN MÜ?

Temel olarak merak ettiğimiz husus son dönemlerde sıkça duyduğumuz İngiltere meselesi. Kimi zaman jet motoru kimi zaman savaş uçağı ve son olarak fırkateyn meselesinde Ankara-Londra hattının çok sıcak olduğuna şahitlik ediyoruz.

ABD'nin kendine partner olarak Türkiye yerine Yunanistan'ı öne çıkardığı sır değil. Arda Mevlütoğlu'na bu gelişmelerden yola çıkarak "Türkiye stratejik ortaklık için dümeni İngiltere'ye kırabilir mi?" sorusuna Mevlütoğlu, şu şekilde yanıt veriyor

Söz gelimi bu alım yalnızca ikinci el uçak ile sınırlı olursa yaratacağı etki daha dar kapsamlı olur. Ancak yeni üretim Typhoon'lar, söz gelimi yurt içinde montaj veya milli mühimmat ve sistemlerin entegrasyonu gibi uzun vadeli savunma sanayii işbirliği gerektiren bir program ile alınırsa iş değişir. Bu durum Türkiye–İngiltere ilişkilerinin daha da derinleşmesine vesile olabilir. Şüphesiz böyle bir değişimin maliyeti, süresi ve jeopolitik etkileri kayda değer ölçekte olur."