7'li koalisyona tepki: 'Öcalan'a özgürlük' diyen ittifakla mı yürütülecek bu süreç?

24 TV canlı yayınında soruları cevaplandıran Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı ve AK Parti Osmaniye 1. sıra milletvekili adayı Derya Yanık önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Yanık, "Çözüm sürecini kim bitirdi ki CHP ile tekrardan başlayacaksınız? Demirtaş'a özgürlük verilecek dedikleri bir ortamda bu CHP ile mi çözüm süreci yapılacak? Türk milleti bu ülkede kan dursun diye elinden geleni yaptı. Çözüm sürecine çok büyük destek verdi bu millet. 'Abdullah Öcalan'a özgürlük' diyen ittifak ile mi yürütülecek bu süreç?" dedi.

Haberin Eklenme Tarihi: 6.05.2023 10:03:00 - Güncelleme Tarihi: 6.05.2023 10:03:00
ABONE OL

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı ve AK Parti Osmaniye 1. sıra milletvekili adayı Derya Yanık, 24 Seçim Özel'de 24 TV Parlamento Büro Şefi Nagehan Akbulut'un sorularını cevapladı.

Bakan Yanık'ın açıklamaları şöyle:

Bakan Yanık, "Devlet Bahçeli... "Bir sinerji oluşturdu. Çünkü Cumhur İttifakı birlikteliğini Sayın Cumhurbaşkanımız her fırsatta vurguluyor. 81 tamamında vurguluyor. Dolayısıyla Osmaniye bu anlamda Cumhur İttifakı'nın başkenti diyoruz. Uyum içerisinde Milliyetçi Hareket Partisi'yle beraber çalışmalarımızı yürütüyoruz." dedi.

"Yirmi yıl öncesinden başlayarak baktığımızda AK Parti iktidarları sürecince en çok yatırımın ve aslında en temel yatırımı doğrudan doğruya insana yapıldığını görürüz." diyen Bakan Yanık, "Milli Eğitim'de, sağlıkta, terörle mücadelede insan hayatının korunması, güvenliğimizin sağlanması, işte yollar, ulaşım vesaire. Bunların hepsi çok görünen şeyler. Fakat görünmeyen bir tarafı var bizim bakanlığımızın yapıp ettikleri. Sosyal hizmetlerde, sosyal hizmet üretiminde ve vatandaşa iletiminde 20 yılda çok temel bir paradigma değişti. Biz bir hakkı teslim ettiğimize inanıyoruz. Hak temelli sosyal yardım derken ifade ettiğimiz şey de o vatandaşımızın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın dezavantaj gruplarının, sosyal devletten alacakları vardır. Bu kadar net. Dolayısıyla biz o alacağı ödüyoruz. Hak temelli dediğimiz şey budur. Kimdir o dezavantajlı gruplar? İşte vatandaşı tembelliğe itiyor muyuz itmiyor muyuzun cevabı da orada saklı. Bizim sosyal yardımcılarımızın, yüzde 82'si istihdama katılamayacak. Yani sosyal yardım almasa da çalışamayacak gruplar. Kim? Yaşlılar. Kim? Engelliler. Kim? Çocuklar. Dolayısıyla bu grupları desteklemediğinizde sosyal devlet olarak sorumluluğunuzu yerine getireme hayatını idame ettiremeyecek gruplardan bahsediyoruz. Yüzde 82'si zaten çalışamayacak. Geriye kalan yüzde 18'i ne yapıyoruz? İŞKUR'la protokolümüz var. Çalışabilecek olan bu yüzde 18'in içerisinde yaş, eğitim zanaat, meslek bilgisi varsa çalışabilecek olanları doğrudan doğruya İŞKUR'a yönlendiriyoruz. Vatandaş iki kere İŞKUR çağırdı, çalışmadı. Gitmedi. İşe başlamadı. Ne yapıyoruz? Sosyal yardımını kesiyoruz. Bu kadar net." diye konuştu.

"Yardımlarımıza bakın. Bir tarafıyla dediğim gibi sosyal devletin bizatihi yapması gereken, ihtiyaç sahibi dezavantajlı grupların desteklenmesi noktasında sosyal devlet tam da bunu yapar." diye konuşan Bakan Yanık, "Geçtiğimiz yıl itibariyle aile destek programını devreye aldık. Bugüne kadar özellikle mesela 2002 milat olarak başladığımızda o zaman dört kalem sosyal yardım var. O da işte engelliler, yaşlılar vesaire. Başka bir detay yok. İçerisinde bunu 53 kaleme çıkardık. Bu 53 kalemi de eleştiriyorlar. Efendim işte "sürekli kendinize bağımlı kıldığınız oradan oy devşiriyorsunuz" falan. Bu da doğru değil. Çok net ve açık bir biçimde söylüyorum. Ne yaptık? Yıllar içerisinde biz ihtiyaç gruplarının ihtiyaçlarına göre esnek bir biçimde sosyal yardımları hizmete sunduk. Bizim zaten sosyal hizmet olarak engellilerimizin bakım hizmetini, yaşlılarımızın bakım hizmetlerini, çocuklarımızın, çocuk kuruluşlarındaki bakım hizmetlerini ve diğer faaliyetler sosyal hizmet olarak sürdürdüğümüz ve bu sosyal hizmet alan grupların bir kısmına da sosyal yardımlarla desteklediğimiz ayrı. Onun dışında sosyal yardım faaliyetiyle ihtiyaç sahibi gruplara esnek bir biçimde, bazen dönemli dönemsel, bazen süreli, bazen süresiz, yaptığımız yardımlar var." dedi.

"Aile destek programımız 2022 itibariyle hizmete aldığımız aile destek programımız bunlardan biraz daha farklı." diyen Bakan Yanık, "Biz sosyal yardımları sadece yoksulluk temelinde almıyoruz. Bakın bu önemli bir kriter. Çünkü evet yoksul vatandaşlarımızın desteklenmesi sosyal devlet olarak dediğim gibi ama sadece yoksulluk temelli bakmıyoruz. Biz sosyal refahın üretilen toplum toplam refahın, toplumun bu refaha yeterince ulaşamayan kesimlerine dağıtılmasını da önemsiyoruz. Aile desek programımız Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle bu anlamda çerçevesi biraz daha genişletilen ve vatandaşa üretilen refahtan pay dağıtma mantığı üzerine kurulu bir yardım programı." ifadelerini kullandı.

Sosyal yardımlarda yeni değişimlerin olacağını ifade eden Bakan Yanık, "Önümüzdeki süreçte bu refahın adil dağıtımı meselesini biz önemsiyoruz. Sosyal yardımların vatandaşın yoksulluk sınırının altına düşmemesi için bir kaldıraç etkisi yapmasını, kaldıraç görevi yapmasını önemsiyoruz. Sosyal yardım çalışmalarımızı ve ihtiyaç gruplarını yani sosyal politikaları oluştururken çok dikkatli, çok özenli ve çok detaylı çalışmalar yapıyoruz. Bakın bizim bir bütünleşik sosyal yardım bilgi sistemimiz var. Birleşmiş Milletler örneğinde de iyi uygulama örneklerinden birisi. Ödül alan bir sistem. Son derece şeffaf, son derece adil, son derece sistematik. Ne oluyor? İşte ben diyelim gittim bir vakfa, sosyal yardımlaşma, dayanışma vakfına müracaat etti. Dedim ki benim ihtiyacım var. Hemen TC kimlik numaramla sisteme girdiklerinde benim hanemde kaç kişi yaşıyor? Engelli var mı? Yaşlı var mı? Çocuk var mı? Hani ayda kaç lira gelir giriyor? Bütün bunları sistem otomatikman önce bir tarıyor. Adıma Gayrimenkul var mı? Menkul var mı? Araç var mı? Vesaire. Hepsini tarıyor. Taradıktan sonra diyor ki çıkarıyor. Evet senin evet ihtiyacın var. Senin aylık gelirin şu kadar ama hanede sekiz kişi yaşıyor. Dolayısıyla bu şeyin karşılayamaz. gibi... Sadece bazen bununla da yetinmiyoruz. Vakıf personeli arkadaşlarımız yerinde incelemeler yapılıyor. Hanelere gidiyorlar. Şimdi bunu çalışırken şöyle bir grubun ortaya çıktığını fark ettik. Henüz yoksulluk sınırının altında değil. Ama yoksulluk sınırı riskinde geziyor. Dolayısıyla destek dediğimizde yoksulluk sınırının altına düşmeyecek ve sosyal refaha ulaşmış. Belli bir ortalama gelir düzeyine ulaşmış olacak. Ama desteklemediğinizde yoksulluk sınırının altına düştü. Daha yüksek bir maliyetle ona yardım etmeniz gerekecek. Dolayısıyla biz kritik bir son derece teknik bir çalışma ve diyoruz ki bu grupları destekleyelim ki yoksulluk sınırının altına düşmesinler" dedi.

Bakan Yanık, "Muhalefetin iddia ettiği gibi "önce yoksullaştırıp sonra kendinize bağımlı kılıyorsunuz" gibi bir iddia gayet tutarsız ve haksız bir iddia. Tam tersi. gayet rasyonel gayet realist, gayet sahici çalışmalar veriler üzerinden vatandaşımıza nerede destek olacağız? Bunların her birisi son derece bilimsel metotlarla çalışılıyor ve uygulanıyor." dedi. Yanık sözlerine şöyle devam etti: Her türlü ihtiyacında. Hatta bakın benim ihtiyacım var demesine de gerek yok artık vatandaşımızın. Bizim sosyal hizmetlerde yaptığımız en temel paradigma değişikliği talep odaklı hizmet sunumundan, arz odaklı hizmet sunumuna geçiştir. Nedir bu? bundan 20 sene önce vatandaş en temel ihtiyacını bir engellisine bakım merkezi bulabilmek için yahut işte yaşlısına bakım merkezi bulabilmek için, kapı kapı gezip, devletten, kurumlardan, yahu işte "Benim böyle bir ihtiyacım var. Bunu karşılar mısınız" diye dolaşırken biz artık arz odaklıya dönüştük. döndük. Nedir o. Bizim bakanlığımızın Aile Sosyal Destek Uzmanları ve vakıf personeli arkadaşlarımız hanelerimizi tek tek dolaşıyorlar ve hanenin bir fotoğrafını çekiyorlar. İşte o demin söylediğim bütünleşikte olduğu gibi. Hanede kaç kişi yaşıyor? Engelli var mı? Yaşlı var mı? çocuk kim çalışıyor? Kim çalışmıyor. Şiddet var mı? Bakın bunları gördükten sonra biz diyoruz ki mesela burada yeterince ekonomik ailenin yeterli ekonomik gücü yok.

Yanık, "(Kahramanmaraş merkezli depremler) Başlangıçta ilk 24 saat bazı yerlerde 48 saat sıkıntılar oldu. Bu kadar büyük bir afette sıkıntıların olmaması mümkün değildi. Kahramanmaraş'ta afetzede vatandaşa yardım edecek olan 600 AFAD gönüllüsü hayatını kaybetti. Benim 48 arkadaşım deprem bölgesinde vefat etti." diye konuştu.

Bakan Yanık, "Bir eksiğimiz varsa bunun gösterilmesinde rahatsız olmayız. Ama depremi fırsat bilip devleti kötülediğinizde bütün bir toplumu umutsuzluğa sürüklüyorsunuz. Depremzede vatandaşlar gayretle çalışıldığının farkındalar." dedi.

Bakan Yanık, "Biz AK Parti iktidarı olarak, her vatandaşımızın bir şekilde sosyal güvenceye sahip olması gerektiğini düşünüyoruz. Hiçbir vatandaşımızın sosyal güvenlik sisteminin dışında kalmasını istemiyoruz." ifadelerini kullandı.

Yanık, "Bizim açımızdan kadına yönelik şiddetle mücadele tartışılamayacak kadar önemli bir mesele. Bizim şiddetle mücadele noktasındaki irademiz çok keskin, çok kesin ve aralıksız devam edeceğiz." dedi.

Kılıçdaroğlu'na tepki gösteren Bakan Yanık, "İçi boş klasörlerle gelip boş iddialarda bulunmayı severdi. Hala aynı şekilde siyasete devam ediyor." diye konuştu.

Bakan Yanık, "20 senedir biz yapıyoruz onlar (muhalefet) bozmayı vaat ediyorlar. Kazanımları itibarsızlaştıran bir dil bu milletin hayrına bir dil değildir, bu milletten de onay alacak bir dil değildir." dedi.

HDP'li Süreyya Önder'in "Bir kez de CHP'yle deneyelim" sözüne tepki gösteren Bakan Yanık, "Devlet yönetimi deneme yanılma tahtası değil. Çözüm sürecinin neyini deneyecekler? Şu cümleyi kullanmaya insan utanır. Çözüm sürecini niye bitirdi? Kim bitirdi ve nasıl sona erdi?" diye konuştu.

Türk milletinin çözüm sürecinde fedakarlık yapmaya hazır olduğunu aktaran Bakan Yanık, "Çözüm sürecini kim bitirdi ki CHP'yle tekrar başlayacaksınız. Üstelik terör baronlarının açık bir biçimde Abdullah Öcalan'a özgürlük verilecek Selahattin Demirtaş'a özgürlük verilecek dedikleri bir ortamda bu CHP'yle mi çözüm süreci yapılacak? Bu CHP'yle mi terörle mücadele yapılacak. Allah aşkına ya. Aklımızla dalga geçmesinler. Bu millet ne yaşadığını çok iyi biliyor. Ben bu toprakların çocuğuyum. Benim ailemde de yakın uzak çevremde de pek çok şehitlerimiz var, gazilerimiz var. Biz bu dokuyu çok iyi biliyoruz. İnsanların nasıl baktıklarına çok iyi biliyoruz. Çözüm sürecini en çok destekleyenlerden ekranlarda o zaman konuşanlardan birisi de acizane bendenizim. Biz o zaman nasıl desteklediysek bugün ne olacağını da çok iyi biliyoruz. Çözüm süreci dedikleri şeyin Türkiye'yi terör baronlarını avucuna bırakmak, uluslararası vesayet sisteminin avucuna bırakmak. Türkiye'nin güneydoğusunda, Suriye'de, Irak'ta, şurada burada uydu devletçikler kurup paramparça etmek olduğunu herkes çok iyi biliyor. O yüzden bize öyle çözüm süreciyle falan gelmesinler. Orada, orada söyledikleri hiçbir şey bir anlam ifade etmez. Aradan üç beş sene geçti. Millet unuttu. Milletin derin hafızası unutmaz. Milletin o derin şuuru asla unutmaz. Sandıkta da göreceğiz. Kim hatırlıyor? Kim hatırlamıyor? Dolayısıyla hiç oralarda öyle çözüm sürecinden falan gelmelerine gerek yok. TCG Anadolu'yu göstermeyecek. Milli muharip uçağıyla dalga geçen, İHA'ların, SİHA'ların adını duymayacaksınız. Ondan sonra terörle mücadele edeceğiz. Kim inanır bu tutarsızlığa. Bu milletin zekasıyla alay etmesinler. Bu milletin bugüne kadar izzeti nefsiyle çok oynadılar. Her seferinde cevabını aldılar" dedi.

Yanık, "Biz ilk turda bitmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Türkiye'nin geleceğinde neler yapmak istediğimizi vatandaşımıza anlatıyoruz. Teveccüh ederlerse ilk turda biter. Anketler tek başına belirleyici olamaz. Ben sokakta vatandaşlarla konuşurken bana bakışlarından anlıyorum. O kadar sahici bir seçmenimiz var ki... Türkiye'yi büyütmek, geliştirmek ve geleceğe taşımak için elimizden geleni yapıyoruz. Vatandaşımızın bu süreçte bize desteği de tamdır" diye konuştu.