Biden, Türkiye'ye S-400 yaptırımı uygular mı?

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Özellikle Türkiye gibi bir ülkeye yaptırım diliyle konuşursanız siz kaybedersiniz. Buradan bir netice almanız mümkün değil. Burada biz yüzde yüz haklıyız. CAATSA yasası biz S-400 anlaşmasını yaptıktan sonra çıkartıldı. Bunu geriye doğru uygulamak bile hukuken absürt bir şey." dedi.

Haberin Eklenme Tarihi: 22.11.2020 08:17:00 - Güncelleme Tarihi: 22.11.2020 08:17:00
ABONE OL

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Özellikle Türkiye gibi bir ülkeye yaptırım diliyle konuşursanız siz kaybedersiniz. Buradan bir netice almanız mümkün değil. Burada biz yüzde yüz haklıyız. CAATSA yasası biz S-400 anlaşmasını yaptıktan sonra çıkartıldı. Bunu geriye doğru uygulamak bile hukuken absürt bir şey." dedi.

NTV'deki Özel Röportaj programında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Kalın şunları söyledi:

Koronavirüs tedavisi gördüğü anımsatılan Kalın, dikkat ettiği halde hastalığa yakalandığını, nerede kaptığına yönelik geriye doğru bir tarama yaptıklarını fakat tespit edemediklerini, birkaç gün ateş, baş ve eklem ağrıları dışında hastalığı hafif atlattığını ve doktorların önerilerini yerine getirerek kısa sürede toparlandığını anlattı.

Hastalığın ilk belirtilerini hissettiği anda virüsü Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve çalışma arkadaşlarına bulaştırmamak için kendini adı konmamış bir karantinaya aldığını, test sonucunun pozitif çıkmasının ardından da tedaviye evde devam ettiğini dile getiren Kalın, hastalığı yakın ekibinden ve evden kimseye bulaştırmadığını kaydetti.

Kovid-19 salgınına ilişkin yeni tedbirlere değinen Kalın, tedbirlerin Bilim Kurulu'nun tavsiyeleri doğrultusunda alındığını, Kabine Toplantısı'nda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın önerileri sunmasının ardından yapılan değerlendirmeler sonucunda Başkan Erdoğan'ın tedbirleri açıkladığını söyledi.

İbrahim Kalın, tedbirin tek başına yetmediğine dikkati çekerek, "En zecri tedbirleri bile uygulasanız insanlar buna uymazsa bilinçli bir şekilde bu tedbirleri hayata geçirmezlerse önleyici tedbirler almazlarsa en katı tedbirleri bile uygulasanız netice almanız zorlaşır. O yüzden vatandaşın bu konuda bilinç sahibi olması son derece önemli. Her gün Sağlık Bakanımız da Cumhurbaşkanımız da söylüyor. Lütfen zaruret ve mutlak ihtiyaç olmadıkça kalabalık ortamlara girmeyin, dışarı çıkmayın, kapalı ortamlarda bulunmayın. Çünkü belli ki virüs mutasyona uğruyor, farklı şekillerde bulaşmaya devam ediyor. Tehlike geçmiş değil, tam tersine hele şu grip nezle döneminde daha da artmış durumda." diye konuştu.

"Sürecin akışına göre farklı tedbirler gündeme gelebilir"

Türkiye'nin salgın dönemini en iyi atlatan ülkelerden biri olduğuna işaret eden Kalın, şu değerlendirmede bulundu:

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "Daha kapsamlı bir kapanmaya nasıl bakılıyor?" sorusuna, "Bu hafta açıklanan tedbirlerin seyrine bakacağız. Bunlar yıl sonuna kadar ilan edildi. Hafta sonu belli saatlerde sokağa çıkma sınırlaması getirilmesi, okullarda uzaktan eğitime devam edilmesi ve diğer bütün tedbirler. Bunların akışına bakacağız. Sağlık Bakanlığı tarafından bunlar günlük raporlanıyor. Gidişata göre bu tedbirler arttırılabilir, hafifletilebilir, daha ağırlaştırılabilir, süresi uzatılabilir. Bu tamamen bizle ilgili. 'Biz' derken bütün toplumu kastediyorum. Vatandaşlar olarak bu konuda sorumluluk almamızla ilgili bir durum." yanıtını verdi.

"Rehavete ve paniğe kapılmadan tedbirleri uygulayalım"

Salgının sadece ekonomik değil sosyo psikolojik maliyeti de olduğunu ifade eden Kalın, insanların sağlık gerekçesiyle bir dönem evde tutulabileceğini ama bu durum uzadığı zaman sosyo psikolojik sorunların ortaya çıkabileceğini, insanların dışarı çıkma ve sosyalleşme ihtiyacı duyduğunu söyledi.

Temel meselenin, insanların sağlığını koruyarak tedbirleri en başarılı şekilde hayata geçirmek olduğunu belirten Kalın, "Vatandaşlarımızın bu tedbirlere titizlikle uysunlar. Rehavete ve paniğe kapılmadan bu tedbirleri uygulayalım. Tedbirlere uymak hasta olmaktan, hastanede yatmaktan çok daha iyidir. Bunun şakası yok. Yaş grubu ve cinsiyet sınırlaması da yok. Bölgesel sınırlama da yok. 'Kentte yayılıyor, kırsalda yayılmıyor.' diye bir şey de yok. Açık havada bile bulaşabiliyor." uyarısında bulundu.

Kalın, dünyadaki birçok ülkede Kovid-19 aşı çalışmalarının devam ettiğini anımsatarak, bu konuda beklenti anlamında aceleci olmamak gerektiğini, aşıların tamamen etkin hale gelmesinin, salgını bütünüyle durdurmasının ve insanlar üzerindeki etkilerinin izlenmesinin uzun süre alacağını anlattı.

"Reform döneminin ekonomiye, siyasete ve dış politikaya birçok olumlu etkisi olacak"

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Başkan Erdoğan'ın açıkladığı reformların hatırlatılması üzerine, şunları söyledi:

Özgürlük, demokrasi ve güvenlik dengesini bir arada tutarak, vatandaşların bu ihtiyaçlarını karşılayacak yani onların demokratik hak ve özgürlük standartlarını yükseltecek bir şekilde yeni bir hamle ve dönemin Başkan Erdoğan tarafından ilan edildiğini yineleyen Kalın, "Bu bizim tabii ki hem içeride hem dışarıda işlerimizin daha hızlı akmasını sağlayacak. Bunun ekonomiye, siyasete, topluma, dış politikaya birçok olumlu etkisi olacak." değerlendirmesini yaptı.

"Güvenlik ve özgürlük dengesini korumak önemli"

"PKK, darbe girişimi ve FETÖ nedeniyle güvenlik ve özgürlük dengesinde sanki güvenlikten yana daha ağır basar bir haldeydi. Yeni dönemde özgürlükler tarafı daha ağır mı basacak?" sorusu üzerine Kalın, şöyle konuştu:

"Bunların hepsi birebir Cumhurbaşkanımızın adına yapılmış açıklamalar dersek hata yaparız"

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeleri Bülent Arınç ve Cemil Çiçek'in son dönemde adalet kavramı, uzun tutukluluk süreleri ve güvenlikçi yaklaşımlar hakkındaki söylemlerinin "Politika değişikliğine mi gidiliyor?" yorumlarına sebep olduğunun söylenmesi üzerine Kalın, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Yüksek İstişare Kuruluyla siyasi kurmaylarıyla hükümet birimleriyle bütün bu konuları istişare ettiğini, son tahlilde de politikayı belirleyen iradenin kendisi tarafından temsil edilerek, hayata geçirildiğini anlattı.

Kalın, Arınç ve Çiçek'in tecrübeli siyasetçiler olarak bu konularda farklı görüşler ifade etmelerinin mümkün olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Toplumdaki bazı hassasiyetleri de göz ardı etmemek lazım"

İbrahim Kalın, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş'ın tutukluluk süreleriyle ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine, bunun bir hukuki süreç, son tahlilde yargının uhdesinde bir konu olduğunu ifade etti.

Kendisinin onlar üzerine bir şey söylemesinin doğru olmayacağını belirten Kalın, şöyle devam etti:

"Türkiye'de kimsenin kimseyi bu şekilde tehdit etmesi hukuk devleti normları açısından kabul edilebilir değil"

Kalın, Alaattin Çakıcı'nın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik tehdit ve hakaret içeren paylaşımı ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin konuya ilişkin açıklamalarına Cumhurbaşkanlığının yaklaşımının sorulması üzerine, şöyle konuştu:

"Türkiye'yi göz ardı edebilecek bir yaklaşıma sahip olmaları mümkün değil"

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Joe Biden yönetiminde Ankara-Washington ilişkilerine dair öngörülerinin sorulması üzerine de henüz Biden yönetiminin şekillenmediğini hatırlattı.

"Amerikan yönetiminin başında kim olursa olsun Türkiye'yi göz ardı edebilecek bir yaklaşıma sahip olmaları mümkün değil. Bu bir jeopolitik zorunluluk." diyen Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bunların yanında ikili ilişkilerin, ticaret, S-400 meselesi, F-35'lerin bloke edilmesinin bulunduğunu anlatan Kalın, Biden yönetimi iş başına geldiğinde onların da bu fotoğrafa bakacaklarını, Türkiye'yi yok sayan bir coğrafya tasavvurunun onların da elini kolunu bağlayacağını ifade etti.

ABD seçimlerinin ardından oluşacak yeni dönemde Ankara'nın yeni bir strateji geliştirip geliştirmediğine dair soru üzerine Kalın, "Bizim bu konudaki tavrımız çok net. ABD'nin Suriye'de PYD ve YPG'ye verdiği destek yanlıştır. Bu siyasetin mutlaka değişmesi lazım. İkinci olarak da FETÖ ile mücadelede ABD'nin, Türkiye'nin yanında durması lazım. Bu iki konu çözülmeden diğer tali konularda mesafe almak çok anlamlı olmuyor." dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, S-400 meselesine ilişkin ise şu değerlendirmede bulundu:

"CAATSA yasası biz S-400 anlaşmasını yaptıktan sonra çıkartıldı"

CAATSA'nın (Amerika'nın Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası) ABD Başkanı seçilen Biden döneminde yeniden gündeme gelip gelmeyeceği yönündeki soruyu yanıtlayan Kalın, CAATSA konusunun kongrede devam ettiğini söyledi.

Kalın, bütçe yasası gereği bunun tekrar Trump'ın önüne gelebileceğini belirterek, "Biden'a bırakabilir. Orada nasıl bir karar verileceğini bilemiyoruz. Öyle bile olsa CAATSA yaptırımları konusunda biz daha önce de söyledik. Yaptırım dili ve yöntemi, bir yöntem değil. Sonuç alıcı bir yöntem değil. Özellikle Türkiye gibi bir ülkeye yaptırım diliyle konuşursanız siz kaybedersiniz. Buradan bir netice almanız mümkün değil. Burada biz yüzde yüz haklıyız. CAATSA yasası biz S-400 anlaşmasını yaptıktan sonra çıkartıldı. Bunu geriye doğru uygulamak bile hukuken absürt bir şey. Bu kongrenin tamamen 'Güçlüyüm, haklıyım.' şeklinde hareket etmesinin sonucu." diye konuştu.

F-35'leri tehlikeye atacak riskli bir durumun ortaya çıkmaması için tekliflerde bulunduklarını dile getiren Kalın, bununla alakalı bir komisyon kurulmasının teklifte yer aldığını söyledi.

Türkiye-AB ilişkileri

Kalın, konuşmasının devamında Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) ilişkilerine değindi.

Aralık ayındaki liderler zirvesi ve yaptırımların gündeme gelmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kalın, şunları aktardı:

Kalın, AB ile Türkiye'nin birçok ortak çıkarı olduğuna işaret ederek, "Türkiye'nin AB'ye üyeliğini stratejik bir öncelik olarak görüyoruz. Burada üzerimize düşenleri yerine getirmek için çok büyük bir çaba sarf ettik. Sürecin akamete uğraması, Avrupalıların genişleme yorgunluğu dedikleri bir sürecin sonunda ortaya çıktı. Bir zaman sonra da tabii ki bir müzakere yorgunluğu oluştu. 30 küsur fasıl üzerinde mutabık kalıyorsunuz ama 10 yıl sonra bir fasıl açılıp kapanıyor. Ama ondan sonra bazı üyelerin gündeme getirdiği birtakım siyasi problemler... Bütün bunları yaşadık ama yarına baktığımız zaman Türkiye'nin AB ile ekonomik, siyasi ve güvenlik anlamında ortak noktalarının çok daha fazla olduğunu görüyoruz." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin Karabağ, Suriye ve Libya'daki varlığı

Türkiye'nin denge unsuru olarak Karabağ'da, Suriye'de ve Libya'da bulunmasının AB, NATO, Batı ittifakı için son derece önemli olduğuna dikkati çeken Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:

Kalın, "Muhalefet, Cumhurbaşkanı'nın AB'ye yönelik söylemlerini dile getirerek, liderler zirvesi öncesi bir ön alma şeklinde de yorumluyor, Başkan Erdoğan'ın son çıkışını, siz nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:

"Türk askeri her halükarda Karabağ'da olacak"

Konuşmasının devamında Türk askerinin Karabağ'daki durumunun nasıl olacağı hususunda detayları aktaran Kalın, "Görüşmelerde ilk tur tamamlandı. Rus tarafı bizim görüşlerimizi aldı. Şimdi Kremlin'den onlar gerekli talimatları alacak. Askerlerimiz, Milli Savunma, Dışişleri bakanlıklarımız ve MİT Başkanlığımız yürütüyor bunları. Önümüzdeki günlerde operasyon modaliteleri üzerinde, nerede ve nasıl olacak, kim hangi işi yapacak bu konuda müzakerelerin tamamlanmasını bekliyoruz. Türk askeri her halükarda orada olacak. Biz zaten oradayız. Azerbaycan'la olan çok özel ilişkimizden dolayı, askeri eğitim ve iş birliği anlaşmalarımız çok eskiye dayanıyor. Biz zaten oradayız o manada. Tezkere de geçti. Gözlem gücü olarak da biz orada olmaya devam edeceğiz." dedi.

Kalın, Ermenistan'la orta ve uzun vadede ilişkilerin düzelmesinin bütün bölge için olumlu olacağını belirterek, bunun en başta Ermenistan'ın çıkarına olduğunu söyledi.

Nahçıvan'la Azerbaycan'ı bağlayacak koridorun önemine de işaret eden Kalın, koridorun açılmasının en az Karabağ'ın özgürleştirilmesi kadar kıymetli olduğunu kaydetti.