Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;

16 NİSAN PAZAR GÜNÜ BAT'YA CEVAP OLACAK

Terör örgütlerinin başını ezme yolunda önemli mesafe katetmişken 15 Temmuz'da tarihimizin en ağır ihanetiyle karşılaştık. 249 kardeşimiz şehit oldu. Ordu'nun terörle mücadelede asker ve polis olarak 17 şehidi var. 15 Temmuz darbe girişminde 2 Ordulu kardeşimiz şehit oldu. Bu vesile ile Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Dün İstanbul'da şehit yakınları ve gazilerimizle birlikteydik. Onların vakar ve güçlü duruşlarını görünce geleceği dönük ümitlerim arttı. 16 Nisan Pazar günü Batı'ya cevap olacak.

BUNLARI GÖMÜYORUZ, GÖMECEĞİZ

Bir oy yeri geldiğinde ülkenin geleceğini belirler. Onun için 16 Nisan'da tek bir oyun bile ziyan olmasına rıza göstermeyin. 20 ayda 10 bine yakın teröristi etkisiz hale getirdik. Şu Ordu'nun, Giresun'un dağlarında teröristlerin sızma planlarını biliyorsunuz değil mi? Bunları gömüyoruz, gömeceğiz. O açtıkları çukurlara Güneydoğu, Doğu bölgesinde gömdük, gömüyoruz. Bu milleti, bu ümmeti bölemeyecekler. Ezanlarımızı susturamayacaklar. Onun için bunların üzerine gitmek ve bunun için Pazar günü oyumuzu kullanıyoruz. Son yıllarda ekonomide de içeriden ve dışarıdan ayağımıza pekçok çelme takıldı. Terör örgütlerini ülkemizden kazımak için her alanda büyük bir mücadele başlattık. FETÖ, PKK, DHKPC'yı hedef alan bu mücadelede açıkçası kimsenin gözünün yaşına bakmadık, bakmayacağız.

KIBRIS SAVAŞINDAN SONRA KENDİ GÜCÜMÜZLE YAPTIĞIMIZ OPERASYON

Suriye'de de önemli bir operasyon başlattık. Fırat Kalkanı Harekatı, Kurtuluş Savaşı'ndan beri Kıbrıs savaşından sonra hakkımızı, hukukumuzu kendi gücümüzle aradığımız bir operasyondur. Artık Türkiye masaya çok güçlü bir şekilde oturacaktır. Ana muhalefet önce 'niye getmediniz' sonra 'orada ne işimiz var' diyor. Akşam başka, sabah başka, yalancı makinası. 16 Nisan'dan sonra Türkiye terör örgütlerine ve onları kullanan güçlere karşı çok daha güçlü şekilde çıkabilecek. Sizin evetleriniz sayesinde onlar yaptıklarına, yapacaklarına pişman olacak. Türkiye 1990'lı yılların yol açtığı kaos dönemlerini yaşamayacaktır. Türkiye yürütme, yasama, yargısıyla hedeflerine kilitlenmiş bir şekilde yoluna devam edecektir.

BU YAĞAN RAHMET 16 NİSAN'DAKİ BAYRAMIN MÜJDECİSİ

Pazar akşamı inşallah bu bayramı birlikte kutlayacağız. Hiç şüphem yok. Bu rahmet onun müjdecisi. Türkiye'ye, Türk Milleti'ne ihanet eden taş kesilir. 16 Nisan'da bu milletin ahını alanlar yine taş kesilecekler ve sandığa gömülecekler hiç şüpheniz olmasın. Bunlardan bir şey olmaz. Ver 5 koyunu kaybedip gelir. İnşallah 2019 sonuna kadar buradaki hastane de devreye girecek.

KARADENİZ HIRÇINDIR KARADENİZLİ DE VEFALIDIR

16 Nisan 81 vilayet için her alanda yeni bir başlangıç olacaktır. Şayet Türkiye 1991 yılından beri tek partili dönemlerin istikrarıyla yönetilmiş olsaydı bugün bulunduğumuz yeri iki kat ilerisinde olacaktık. İstihdam sayımız 35 milyon olacaktı. Fena mı olurdu? Ama bunlardan dolayı olamadı. 16 Nisan'da evet oyu çıkmasıyla hayata geçecek yeni yönetim sistemimiz bu sürecin önünü açacaktır. Karadeniz ne kadar hırçın bir denizse Karadenizli de o kadar vefalıdır. Sizin bu vefanız İstanbul'un Vefa semti değil ha! Kalbinizden gelen bir vefa. Karadeniz aynı zamanda ihaneti, riyakârlığı, arkadan vurmayı da asla kabul etmez. Bunlara tevessül edenler Karadeniz'den cevabını daima almıştır ve alacaktır. Bugün de ülkemiz içeride ve dışarıda birçok tehditle karşı karşıyadır.

KILIÇDAROĞLU 7 AĞUSTOS'TAKİ KONUŞMASINI İNKAR ETTİ

Şimd Münbiç'i konuşuyoruz. Kılıçdaroğlu "Ne işimiz var orada" diyor. Öğreneceksin! Siyaseti öğrenince onu da öğreneceksin. 15 Temmuz'da Marmaris'tan çağrıyı yaptım, bütün milletim meydanlara döküldü. Ben Yeşilköy'e indim. Üzerimizden F-16'lar, helikopterler geçiyor. Valimiz, komutanımız değerlendirme yapıyoruz. Oradan bir vatandaşımız dedi ki, "Cumhurbaşkanım az önce VIP salonundan Kılıçdaroğlu geçti". Hayırdır nereye gidiyorsun? Tabii biz ne oldu, ne bitti bilmiyoruz. İnanın o şekilde bir durumun olduğunu bilseydim bakışım farklı olurdu. Yenikapı'ya çağırdım, bana red cevabı verdi. Daha sonra çok baskı yedi, dayanamadı ve bize katılacağını söyledi. 7 Ağustos'taki konuşmayı bulun, araştırın. Aradan 1 hafta geçti Yenikapı ruhunu eleştirmeye başladı. Bunun ruhunda dayanışma yok, birlik yok.

BEN HAYIR DİYEN VATANDAŞLARIMIZA UYARI GÖREVİ YAPIYORUM

Kandil hayır diyor. FETÖ hayır diyor. İmralı ne diyor, hayır diyor. Söyle bana arkadaşını söyleyeyim sana kim olduğunu. Sevgili peygamberimiz, kişi sevdikleriyle beraberdir buyuruyor. Ben de buradan diyorum ki, Kılıçdaroğlu saptırma. Diyorsun ki, "Hayır diyenlere terörist dedi". Hayır, hepsini anlayışla karşılarım. Bizim uyarma görevimiz var. O görevimizi yapıyoruz, yapacağız. Bunu Kandil, İmralı niye istiyor? Bunlar bu ülkeyi bölmediler mi, parçalamak istemediler mi? Bu ülkeyi bölemek isteyenlerle beraber olmanın bir izahı olmalı değil mi? Biz uyarı görevimizi yerine getiriyoruz.

ERDOĞAN'I BEĞENİRSİN BEĞENMEZSİN AMA BUNLARA BİR CEVAP VERMESİ GEREKMİYOR MU?

Anayasa değişikliğine karşı çıkanların bu pakette ne olduğunu bilmiyor. Üstelik en başında ana muhalefet partisinin başındaki zat. 18 madde için 180 yalan söylüyor. Vakit kaybetmeyeceğiz. Pazar akşamı Ordu'yu takip edeceğim. Bakalım Pazar akşamı Ordu'dan ne kadar evet çıkacak. Benim Ordu'dan beklentim şu: Bir olacağız, beraber olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. AK Parti, MHP, BBP, Saadet Partisi'ne, CHP'ye gönül veren kardeşlerim, gelin bu birliğinizi bozmayın, Batı'ya güzel bir cevap verin. Bugün Batı'nın tüm dergilerinde, gazetelerinde bu kardeşinize büyük bir saldırı yapıyorlar. İsviçre Parlamento binasının önünde dev posterin üzerinde şakağıma silahı dayamışlar. Bunlara gereken cevabı Türkiye'den vermemiz gerekmiyor mu? Erdoğan'ı beğenir misin, beğenmezsin. Sen herşeyden önce bu milletin ferdisin. Bunlara bir cevap vermen gerekmiyor mu?