Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: Gerçek dostlar birbirlerine sahip olmaya çalışan değil, sahip çıkan insanlardır
24 TV'de yayınlanan Arafta Sorular'da Esra Elönü'nün sorularını cevaplandıran Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, 'Bir şeye sahip çıkmak ile sahip olmak arasında çok ince bir fark vardır. Bir şeye sahip çıkmaya çalışmak onu korumak kollamak, onu yaşatmak anlamına gelir. Gerçek dostlar da birbirlerine sahip olmaya çalışan değil, sahip çıkan insanlardır. Sahip çıkarsın, arkasını kollarsın. Aynı arkadaş kelimesinde olduğu gibi. Sendelersen, düşersen ben arkandayım merak etme demektir.' dedi.
Haberin Eklenme Tarihi: 31.05.2021 11:03:00 - Güncelleme Tarihi: 31.05.2021 11:03:00Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, 24 TV'de yayımlanan Arafta Sorular programında Esra Elönü'nün sorularını cevapladı. Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Kalın, şu şekilde konuştu:
"Bir şeye sahip çıkmak ile sahip olmak arasında çok ince bir fark vardır"
Bir şeye sahip çıkmak ile sahip olmak arasında çok ince bir fark vardır. Bir şeye sahip çıkmaya çalışmak onu korumak kollamak, onu yaşatmak anlamına gelir. Gerçek dostlar da birbirlerine sahip olmaya çalışan değil, sahip çıkan insanlardır. Sahip çıkarsın, arkasını kollarsın. Aynı arkadaş kelimesinde olduğu gibi. Sendelersen, düşersen ben arkandayım merak etme demektir.
Biz neye sahip çıkmalıyız, birlikte neyi yaşatmalıyıza odaklanırsak o zaman hep birlikte aynı gökyüzünün altında bütün renkleri, güzellikleri görme imkanımız olur. Hepsi birlikte güzel. Bu birlik beraberliği polyannacılık oynayalım anlamında değil içimde bir dert endişe olarak söylüyorum. Bunu yapabildiğimizde hepimizin dili, düşünce ufku, dünyası zenginleşecek. Bunun gerisine düştüğümüzde ise ne kendimize ne de başkalarına bir faydamız olmaz.
Bir sürü mahalle var. Her mahallede başka baskı mekanizmaları var. Halbuki nereden ve kimden gelirse gelsin bu tür baskılar doğru değil. Baskılamak yerine nefes aldıralım, açalım. "Bir mahalleye aitim" diyorsa insanlar... Tamam sen mahalleni temiz tut. Öyle güzel tut ki ben o mahalleye özeneyim. Oradan bir şey öğreneyim. Mahallenin etrafına duvar örüp oradan bana ateş etme. Ben de yapmayayım aynısını tabi. Bütün mahalleler için söylüyorum. Tam tersine her mahalleyi çiçek bahçesine çevirelim. Bu imkansız değil. Neden olmasın?
"İnsanı dinamik yolculuğun içerisinde bir özne olarak düşünmek bana daha anlamlı geliyor."
Esra Elönü: Arafta mısınız?
İbrahim Kalın: Arafta olmayı seyr-ü sefer, bir yolculuk olarak yorumlarsak daha anlamlı olacağını düşünüyorum. Hiçbir konuda karar veremeyen, sürekli bir tereddüt halinde olan manasında kullanıldığında bunun insanın özne olma vasfını çok kısıtladığını düşünüyorum. İnsanı dinamik yolculuğun içerisinde bir özne olarak düşünmek bana daha anlamlı geliyor.