Hercai'nin Reyyan'ı Ebru Şahin: Seyircinin sevgisine basamadan ellerini tutarak yükselmek daha samimi

Geçtiğimiz günlerde sezon finali yapan atv dizisi 'Hercai'nin 'Reyyan'ı Ebru Şahin şöhreti değerlendirdi: Bizim de sabah işe giden insanlardan farkımız yok. Birilerinin sevgisine basarak değil, onların elini tutarak yükselmek daha samimi

Haberin Eklenme Tarihi: 29.06.2019 16:03:00 - Güncelleme Tarihi: 29.06.2019 16:07:00
ABONE OL

Çekimleri Mardin'de yapılan ve atv ekranlarında yayınlanan 'Hercai' dizisinde 'Reyyan' karakterini canlandıran Ebru Şahin, Cosmopolitan dergisine samimi açıklamalar yaptı…

Gerçekliğine inanmadığım bir şeyin içinde bulunmayı sevmiyorum. Belki de 'Hercai'nin hikayesini ilk okuduğumda bana verdiği gerçeklik hissi hem 'Reyyan'ı, hem diziyi bu kadar sahiplenmeme sebep oldu. Tamamen farklı büyüdüğüm bir kızı oynamak, senaryo da olsa maalesef yaşanmışlığını bildiğimiz hikayelerdeki kadınların kalbi, gözü, duruşu ve sesi olabilmek benim için çok anlamlı. Özellikle gerçek hayatta bu gibi hikayeleri yaşayan ya da şahit olan kadınlarımızdan aldığım mesajlar beni çok duygulandırıyor.
 

Bunun için sadece Mardin kültürü demek doğru olmaz, buna bir kültür yakıştırması yapmayı da istemem açıkçası. Biz sadece bu işi güzel Mardin'in dokusunda çekiyoruz. Ama bu yaşanmışlıklar dünyanın her yerinde oluyor; son bulması dileğimle.

DÜRÜSTLÜKTEN ETKİLENİRİM

Oyunculuk, küçüklüğümden beri hayalini kurduğum, beni tiyatroyla tanıştıran bir dürtüydü. Daha sonra koşullardan dolayı bu isteğimi görmezden geldim. Ama üniversitemin son yılında hayatla ilgili o zor dönemeçte hayatım boyunca yapmak istediğim şeyin aslında hep istediğim ama görmezden geldiğim şey yani oyunculuk olduğuna karar verdim. Sonuçta kalpte olan hiçbir aşk gizli kalamaz; öyle değil mi?

İnsanların yanımıza geldiklerinde gözlerinde beliren o ışık ve bu kadar fazla kişi tarafından sevilip takdir ediliyor olmak bizim için çok değerli. Şöhret kısmına gelecek olursak... Nasıl insanlar sabah kalkıp işine gidiyorsa, bu da aynı aslında, bizim de işimiz bu. Bu yüzden kendimizi herkesten farklı bir yere koymamız ve üstün ilan etmemiz bana doğru gelmiyor. Birilerinin sevgisine basarak değil, onların elini tutarak yükselmek çok daha keyifli ve samimi. İşin büyüsü işin kendisinde. Onun dışında bir yanılsamaya kapılmamak gerekiyor.

Evini, arkadaşlarını, ailesini ve de alışkanlıklarını İstanbul'da bırakmış insanlar olarak farklı bir coğrafyada başka bir hayat yaşıyoruz, öğreniyoruz, gelişiyoruz. Küçüklüğümden beri spor yapmaya alışkın biri olarak Mardin beni en çok bu anlamda zorladı çünkü kadınların fazla bir imkanı yok. Rahatlamak için koşuya çıkıyor ya da meditasyon yapıyorum. Aşkın ve aşık olunacak insanın bir tarifi yok. Ama beni duygusal zekası yüksek, karakter olarak tarz sahibi, iletişime açık ve dürüst erkekler etkiler. Üniversiteden beri en çok kullandığım uygulama Instagram. Fotoğraf çekmeyi seviyorum. Bunu insanlarla paylaşmak, fotoğrafların altlarına yazılar yazmak hoşuma gidiyor. Ancak ne yazsam anlık ruh halim gibi algılanabiliyor, o yüzden dikkatli davranıyorum.

GÜZELLİK SIRRIM KAHVE TELVESİ

Mardin'deki çekimlerden dolayı bakım ritüellerim de değişti. Mardin'in havası çok kuru olduğu için cildimi nemlendirmeye ve güneşten korumaya yönelik bakımlar uyguluyorum. Yorgun hissettiğimde kahve telvesiyle maske yapıyorum. Ayda bir detoks yapıyordum ve protein-karbonhidrat dengesine dikkat ediyordum, fakat şimdi pek dikkat edemiyorum. Dolabımda en çok limon ve avokado vardır.

'BU YILIN RENGİ ŞU' GİBİ KISITLAMALAR RUHUMA TERS

Modayı çok fazla takip ettiğimi söyleyemem. Moda benim için, kendi hislerimle giymeyi tercih ettiğim, herkesten bağımsız ne istiyorsam o diyebileceğim bir anlayış. O nedenle 'Bu senenin rengi şu, modeli bu' gibi kısıtlamalar ruhuma ters düşüyor. Retro ve vintage parçaları, bohem kıyafetleri çok beğeniyorum. İçinde gizli topuk olan spor ayakkabıları ise hayatta giymem.