Selçuklu şaheseri Çifte Minareli Medrese

Taç Kapı üzerinde bir şerit halinde uzanan celi kitabesinden, medresenin 1271yılında İlhanlı Veziri Şemseddin Cüveyni tarafından yaptırıldığı öğrenilmektedir. Aynı kitabedeki mimar adı okunamamakta, ancak birçok araştırmacı tarafından bu şahsın Kölük b. Abdullah olduğu kabul edilmektedir. Çifte Minareli Medrese, en çok tahribata ve yıkıma uğramış yapılardan biridir. 

GÖRKEMLİ ÖN CEPHE 

Yapının günümüze ulaşan tek özgün yanı, Anadolu'nun en yüksek taç kapısına sahip görkemli ön cephesidir. Cephenin arkasında 1882 yılında yapılan ve sonraları okul olarak kullanılan bir hastane binası yer almaktadır. Sivas Gök Medrese ve Erzurum Çifte Minareli Medrese'yle benzerlik gösterir. Cephedeki taş süsleme ve oran mimari bir olgunluk oluşturur. Aynı süslemeyi tekrardan kaçınan bir anlayış hâkimdir. 

SİVAS’IN SEMBOLÜ 

Böyle bir uygulamayla daha canlı, hareketli, ışık-gölge oyunlarını kuvvetlice hissettiren bir cephe elde edilmiştir. Taç Kapı üzerinde yükselen iki minare ise adeta Sivas'ın sembolü olmuştur. Anadolu'da yapılmış en abidevi medreselerden biri olup, Dârü'l-hadis adıyla da bilinir.  Minarelerinin altında iki tane kare şeklinde desen bulunmaktadır. Bu desenlerde küfi yazıyla ‘Allah’ yazmaktadır.