Milli teknoloji hamlesi!

2025'te yapay zeka alanındaki istihdamın en az 50 bine ulaşmasını hedeflediklerini açıklayan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, '2025'te yapay zeka teknolojilerinin milli hasılamıza katkısını yüzde 5'e çıkarmayı hedefliyoruz. Ülkemizin uluslararası yapay zeka endekslerinde ilk 20'de yer almasını amaçlıyoruz' dedi.

Haberin Eklenme Tarihi: 24.08.2021 14:58:00 - Güncelleme Tarihi: 24.08.2021 14:58:00
ABONE OL

Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç, Türkiye'nin İlk Ulusal Yapay Zeka Stratejisi'ne ilişkin, 2025'te yapay zeka alanının ülkenin Gayri Safi Yurt İçi Hasılasına yaptığı katkıyı yüzde 5'e yükseltmeyi hedeflediklerini bildirdi.

Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan, Türkiye'nin 5 yıllık dönemdeki yapay zeka çalışmalarına yön verecek ilk "Ulusal Yapay Zeka Stratejisi" Bilişim Vadisi'nde kamuoyuna tanıtıldı.

Koç, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın katılımıyla düzenlenen toplantıda, yeni bir çağın eşiğine gelindiğini belirterek, yapay zekayla üretim süreçleri, meslekler, gündelik yaşam ve kurumsal yapıların yeni bir dönüşüm sürecine girdiğini söyledi.

"Artık geri dönüş yok. Geleceğe hep birlikte merhaba diyebiliriz." ifadesini kullanan Koç, her şeyin dijitalleştiği yeni bir dünyaya koşar adımlarla ilerlendiğini, eğitimden sağlığa, üretimden iklim sorunlarına birçok alanda kullanılan yapay zekanın, dünyayı kökünden dönüştürdüğünü anlattı.

Koç, bu dönüşümü yakalamanın yolunun, yapay zekayı her alanda daha verimli kullanabilmekten geçtiğine işaret ederek, "İşte bu noktada, geleneksel teknolojilerin dijital bir duvara çarptığı günümüzde, 'Müreffeh bir Türkiye için çevik ve sürdürülebilir yapay zeka ekosistemiyle küresel ölçekte değer üretmek' vizyonuyla 2021-2025 Ulusal Yapay Zeka Stratejimizi hazırladık." dedi.

11. Kalkınma Planı ve Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programları doğrultusunda hazırladıkları stratejinin odağına, 3 temel yetkinlik alanını aldıklarını aktaran Koç, bunları kaliteli veri, ileri beceriler, teknik altyapı olarak sıraladı.

- "10 YIL İÇİNDE KÜRESEL BÜYÜMENİN YÜZDE 14'ÜNÜ TEK BAŞINA YAPAY ZEKA SAĞLAYACAK"

Geçen yüzyılda, kazananı belirleyenin üretim gücü ve buradan elde edilen katma değer fakat bugün gücün belirleyicisinin sahip olunan veri ve bu veriden değer üretme kabiliyeti olduğuna dikkati çeken Koç, şöyle devam etti:

"Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi, 'Veri üretiminden güvenliğine, savunma, sağlık, eğitim, bilişim teknolojilerinden yapay zekaya kadar her alanda kendi ayaklarımız üzerinde durmak mecburiyetindeyiz.' Türkiye olarak, kaybedecek vaktimiz yok. Teknolojiyi takip eden değil, teknolojiye yön veren bir ülke olmalıyız. Bunu da özel sektörün dinamizmini, üniversitelerin bilimsel yaklaşımını ve sivil toplum kuruluşlarının kapsayıcı bakış açısını harmanlayarak başarabiliriz. Önümüzdeki 10 yıl içinde küresel büyümenin yüzde 14'ünü tek başına yapay zekanın sağlayacağı öngörülüyor. Dolayısıyla yapay zeka, ülkeler için bir tercih olmaktan öte kalkınmanın vazgeçilmezidir. Biz de teknolojiyi tüketen değil, üreten bir ülke olmak amacıyla 'Dijital Türkiye' ve 'Milli Teknoloji Hamlesi' vizyonlarımız doğrultusunda yoğun bir çalışmanın eseri olan Ulusal Yapay Zeka Stratejimizi tamamladık."

- "STRATEJİMİZ KEŞFEDİCİ BİR YAKLAŞIMA SAHİP"

Koç, stratejinin ana özelliğinin katılımcı ve kapsayıcı olması olduğunu, bu belgeyi hazırlarken kamu, üniversite, özel sektör ve STK'larla yoğun görüş alışverişinde bulunduklarını aktararak, ilgili tüm uluslararası organizasyonlardan ve farklı disiplinlerdeki uzmanların değerlendirmelerinden en verimli şekilde faydalandıklarını söyledi.

Kalkınma hedeflerinin temel taşlardan biri olacak bu dokümanın bir diğer özelliğinin üst düzey yapay zeka politika ve stratejileriyle eşgüdüm içerisinde hazırlanması olduğunu vurgulayan Koç, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanlığı Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulunun hazırlamakta olduğu 'Yapay Zeka Teknoloji Yol Haritası da stratejimizin ana hatlarından oluşuyor. Sağlıklı bir yapay zeka ekosistemi geliştirmenin yolu; kaliteli verinin, teknik altyapının ve ileri becerilerin doğru kullanılmasından geçiyor. Bu da ancak kurumsal kapasiteyi, koordinasyonu ve iş birliğini öncelemekle mümkün oluyor. Buradan hareketle belgemizin odağına 'kurumsal yetkinlik', 'yönetişim' ve 'stratejik uyum' maddelerini aldık. Yapay zeka, deneyen, öğrenen ve kendisini sürekli olarak güncelleyen bir olgudur. Buradan hareketle stratejimizin temel özelliklerinden biri de keşfedici bir yaklaşıma sahip olmasıdır. Yapay zekanın sosyoekonomik getirileri, yeni küresel rekabet alanları doğurmuş, yapay zekanın küresel etki alanını genişletmiştir. Biz de yapay zekayı etkili ve verimli kullanarak küresel rekabet gücümüzü artırmak durumundayız. Nitekim 2025'te hedefimiz; yapay zeka alanının ülkemizin Gayri Safi Yurt İçi Hasılasına yaptığı katkıyı yüzde 5'e yükseltmektir."

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, yapay zeka alanındaki hedefleri gerçekleştirmede nitelikli insan kaynağının büyük önem taşıdığını belirterek, "2025'te yapay zeka alanındaki istihdamın en az 50 bine ulaşmasını hedefliyoruz. Bu nedenle nitelikli insan kaynağının yetişmesi için çok önemli tedbirler belirledik." dedi.

Bakan Varank, Bilişim Vadisi'nde gerçekleştirilen Ulusal Yapay Zeka Stratejisi Tanıtım Programı'nda yaptığı konuşmada, yapay zeka teknolojilerinin uygulama alanlarının her geçen gün arttığını söyledi.

Özellikle kendini tekrarlayan ve yoğun hesaplama gerektiren sektörlerde bu teknolojilerin büyük kolaylıklar sağladığını ifade eden Varank, "Yapay zeka teknolojilerinin küresel ekonomi üzerinde internet devriminden bile daha büyük bir etki oluşturacağı öngörülüyor. Zaten büyük bir hızla yaşanan dijitalleşme süreci, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkisiyle daha da hızlandı. Bu süreçte mecburen uygulanan sosyal mesafe kısıtları, iletişim ve yapay zeka uygulamalarının kullanımını katbekat artırdı." diye konuştu.

- "TEKNOLOJİK DEĞİŞİMİ BENİMSEMEK TEK AKILCI YOL"

Varank, yakın gelecekte yapay zekaya sahip teknolojilerin ekonomik ve sosyal hayatın vazgeçilmez bir parçası olacağına işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu:

"2020'de dünya genelindeki yapay zeka harcamaları yaklaşık 50 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. Önümüzdeki 5 yılda bu teknolojilerin pazar büyüklüğü en az 2 katına çıkacak. Yapay zekanın 2030'a kadar küresel ekonomiye 13-16 trilyon dolar katkı yapması ve yüzde 13 civarında bir büyüme sağlaması bekleniyor. Tabii bu teknolojiler hayatımıza daha yaygın bir şekilde girmesiyle bazı işlere ve hizmetlere duyulan ihtiyaçlar da giderek azalacak."

Bu nedenle yapay zeka ve robotik teknolojilerin yaygın bir işsizlik doğuracağı kaygısının bulunduğuna dikkati çeken Varank, şöyle konuştu:

"Bu kaygılar, dar bir bakış açısıyla yapılan değerlendirmelerin bir sonucu. Geçenlerde bir muhalefet milletvekili bana bir soru önergesi göndermiş. 'Yapay zeka teknolojilerinin kullanımıyla kaç kişinin işsiz kalmasını öngörüyorsunuz?' diye bir soru sormuş. Bu eksik bakış açısı, kaybolan işlerin yerini kreatif ve bilgi gerektiren çok daha fazla işlerin alacağını göz ardı ediyor. Teknoloji ve endüstri tarihini incelediğimizde, kaybolan ve yeni ortaya çıkan işlerin sayısız örneklerinin olduğunu görüyoruz. Gelecekte de bu sürecin aynı şekilde devam edeceği aşikar. Bu yüzden teknolojik değişime direnmek yerine onu benimsemek, özümsemek ve yönetmek tek akılcı yol. Çünkü bu yarışta geride kalan ülkeler mevcut ekonomik birikimlerini de kaybetme riskiyle karşı karşıyalar. Burada bize düşen, bu dönüşümün topluma en faydalı şekilde gerçekleşmesini sağlamak ve kimseyi geride bırakmamaktır."

- "SAYILI ÜLKELER ARASINDA YERİMİZİ ALDIK"

Varank, Ulusal Yapay Zeka Stratejisi ile Türkiye'nin yapay zeka alanında strateji yayımlayan sayılı ülkeler arasında yerini aldığını belirterek, Sanayi ve Teknoloji Stratejisi'nde de yıkıcı teknolojilerin gelişimi için özel başlıklar belirlediklerini anımsattı.

Türkiye'yi kritik teknolojilerin pazarı değil, üreticisi konumuna yükseltecek kapsamlı politikaları bu anlayış çerçevesinde uyguladıklarını ifade eden Varank, Yapay Zeka Stratejisi ile de bunu daha ileri taşıyacak adımları atacaklarını bildirdi.

Varank, stratejide iddialı ama hayata geçirilebilir hedefler belirlediklerini vurgulayarak, şunları söyledi:

"2025'te yapay zeka teknolojilerinin milli hasılamıza katkısını yüzde 5'e çıkarmayı hedefliyoruz. Ülkemizin uluslararası yapay zeka endekslerinde ilk 20'de yer almasını amaçlıyoruz. Buna yönelik hamlelerimizi yapacağız. Yakın zamanda küresel inovasyon endeksi sonuçları açıklanacak. Orada da son dönemde ciddi çalışmalar yaptık, inşallah ülkemizin üst sıralara yükseldiğini görmüş olacağız. Bu hedefleri gerçekleştirebilmenin birinci şartı, yapay zeka teknolojilerine yön verecek nitelikli insan kaynağına sahip olmaktan geçiyor. 2025'te bu alandaki istihdamın en az 50 bine ulaşmasını hedefliyoruz. Bu nedenle nitelikli insan kaynağının yetişmesi için çok önemli tedbirler belirledik. Bu konuda halihazırda birçok politika ve programı da uygulamaya devam ediyoruz. Stratejide belirlediğimiz tedbirlerle bu alandaki çabamızı daha da hızlandıracağız."

- "TÜM DÜNYANIN DİKKATİNİ ÇEKMEYİ BAŞARDIK"

Yapay zeka alanındaki hedeflere ulaşmanın bir diğer ön şartının Ar-Ge ve inovasyon kültürünün yaygınlaştırılmasıyla girişimciliğin geliştirilmesinden geçtiğini ifade eden Varank, Ar-Ge konusunda altyapı ve proje bazlı desteklerle özel sektörün yatırım yapmasını teşvik ettiklerini dile getirdi.

Varank, AK Parti hükümetleri döneminde Ar-Ge ve yenilikçilik ekosistemindeki gelişmelere dikkati çekerek, TÜBİTAK, KOSGEB ve kalkınma ajansları aracılığıyla uyguladıkları programları anlattı.

Ülkedeki girişim ekosisteminin yakın zamanda çıkardığı "unicorn"larla tüm dünyanın dikkatini çekmeyi başardığını vurgulayan Varank, "Yapay Zeka Stratejimizde belirlenen tedbirlerle desteklerimizi daha da etkinleştireceğiz ve bu alanda da yeni 'unicorn'lar çıkaracağız." dedi.