Prof. Dr. Mesut Çaşın: ABD'de, Türkiye’nin NATO’dan ayrılma ihtimali de tartışılmaya başlandı

Gündem Haberleri

ABD’nin Suriye’de Kürt gruplara destek vermesi ve bunun ardından Türkiye’nin tepkisinin gittikçe sertleşmesini değerlendiren Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, "Washington’un acilen strateji değişikliğine gitmesi ve gelecekte Çin ile yaşayacağı rekabeti de dikkate alarak Ankara’yı kaybetmemesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.

 

Suriye’deki Kürt yapılanması PYD-YPG’ye ağır silahlar verilmesi ve Irak’ın kuzeyinde Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) tarafından bağımsızlık referandumuna gidilmesi, Ankara’nın her fırsatta ABD’ye yönelik sert tepki göstermesine neden oluyor. Türkiye’nin, bölgede Kürtler ile ilgili gelişmelerden dolayı ABD’yi sorumlu tutması Ankara’dan verilen demeçlere yansıyor. Buna karşın ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ve ABD Savunma Bakanı Jeff Mattis’in, YPG’ye yapılan silah yardımıyla ilgili Türkiye’ye sürekli bilgi verildiği şeklindeki açıklamaları ise Ankara’da kabul görmüyor.

 

Tam da bu gelişmelerin ortasında, ilişkilerdeki gerilimi düşürmek üzere ABD Savunma Bakanı Jeff Mattis’in bizzat Ankara’yı ziyaret etmesi gündemde. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın açıklamasına göre Mattis’in Türkiye’ye gelmesi ve dolayısıyla da Kürt meselesiyle ilgili karşılıklı değerlendirmeler yapılması bekleniyor.

 

Türk Silahlı Kuvvetleri’nden emekli ve Özyeğin Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, “ABD’nin diyalog kapısını açık tutma çabası açısından Mattis’in Ankara ziyareti gibi bir hamle yeterli değil. Bunun yerine Washington’un samimi şekilde politika değişikliğine gitmesi gerekiyor” diyor.

 

Amerika’nın Sesi’ne konuşan Caşın, ABD’nin Türkiye ile ilişkilerinde sergilediği tutumun ardından Ankara’da bir hayal kırıklığı yaşadığına ilişkin saptamalarda bulunuyor.

 

“Türkiye, dış politikasında en yakın müttefik olarak ABD’yi seçmiştir” diyen Caşın, Türkiye’nin soğuk savaş günlerinde ABD ve NATO’nun en ileri karakolu görevini üstlendiğini, Kore Savaşı’nda, Küba krizinde, U2 uçak krizinde kilit rol oynayarak kanat ülke pozisyonunda olduğunu söyledi. Türkiye’nin Kıbrıs’a harekat düzenlemesi üzerine ABD Başkanı Lyndon Johnson’ın mektubuyla ilişkilerde en ciddi kriz döneminin yaşandığını hatırlatan Caşın, daha sonra Turgut Özal ile George Bush liderliğindeki yakın işbirliği zamanında Türkiye’de F16 uçak fabrikası tesisleri kurulduğunu belirtti. İki ülke arasındaki ilişkilerde,2003 yılında Irak savaşı öncesi 1 Mart Tezkeresi nedeniyle kırılma yaşandığını kaydeden Caşın, Recep Tayyip Erdoğan ve Barack Obama’nın döneminde ilişkilerin yeniden stratejik ortak noktasına geldiğini belirtiyor. Caşın’a göre yeniden stratejik ortalıkğa geçilmesinde Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ve 2008’de Gürcistan meselesinde Ankara’nın arabulucu rol oynaması etkili oldu. Ancak Obama’nın Suriye iç savaşında politika değişikliğine gitmesiyle PYD-YPG’ye yardım kararı alması ilişkilerde yeniden ciddi bir gerilim başlattı. Caşın buna karşın PYD’ye silah tedariki konusunda Türk siyasi ve askeri elitinde yeni Başkan Trump döneminde Obama’nın politikalarında değişime gidilmesi beklentisi olmuştur tespitini yaptı. Caşın, 2017 yılındaki gelişmeler itibariyle ise Türkiye’nin sadece PYD-YPG konusunda değil askeri darbeyi gerçekleştiren Gülen grubu konusunda da beklentisine yanıt bulamadığına dikkat çekti.

 

Erdoğan’ın Türkiye’nin taleplerini Trump’a Washington ve Brüksel’de bizzat aktardığını da anımsatan Caşın, “PYD’ye ağır silah ve teçhizat teslim edilmesinin yanı sıra askeri eğitim de verilmesi Türkiye’nin endişelerini arttırmaktadır. ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’un verdiği garanti ise Türkiye kamuoyunda bu endişeleri gidermemektedir. Son kamuoyu araştırmalarında ABD’nin güvenilir bir müttefik olmadığı ve ABD’nin Ortadoğu bölgesinde gizli bir ajandası olduğu algısı ön planda görülmektedir” dedi.

 

Caşın, ABD’yle yaşanan gerilimde askeri açıdan PYD-YPG meselesinin yanı sıra Türkiye’nin Kilis’te vatandaşlarının ölmesine rağmen NATO ülkesi olarak Türkiye’ye patriot sistemleri verilmemesine de tepkili olduğuna dikkat çekti. Caşın ayrıca, Polonya’ya Ukrayna krizi sırasında patriot sistemleri verildiğini hatırlattı. Caşın’a göre benzer şekilde Türkiye’nin arzu ettiği Patriot sistemlerinin ortak üretimine de müsaade edilmedi ve tüm bunlar gerginliklerin ana noktaları oldu. Buna karşılık Türkiye’nin Rusya’dan S400 Füze alımı kararına ABD’nin tepki gösterdiği ve artık Türkiye’nin NATO’dan ayrılması ihtimalinin de tartışılmaya başlandı.

 

“ABD, Türkiye’yi Rusya ve Çin blokuna itmektedir”

 

Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın’a göre; ABD, Türkiye’yi Rusya ve Çin blokuna itiyor. Bu noktada geçtiğimiz hafta Rusya’yı Türkiye’den geniş kapsamlı bir grubun ziyaret etmesi ve Moskova’nın da Ankara ile ilişkilerini savunma sanayi başta olmak üzere geliştirme hedefi söz konusu. Ancak Prof. Mesut Hakkı Caşın, Rusya’nın bu tavrına karşılık ABD’nin yanlış bir strateji izlediği düşüncesinde.

 

Türkiye’nin NATO’dan kopması veya güç dengelerinde ABD tarafı yerine Rusya ve Çin blokuna kayması durumunda uluslararası ilişkilerde ciddi değişim yaşanacağını belirten Caşın, “Eğer Türkiye, Rusya ve Çin blokuna kayarsa ABD kaybedecektir. Türkiye, Almanya ve İtalya ile birlikte 4’ncü taktik silahlar bulunduran NATO ordusuna sahiptir. Türkiye, Ortadoğu ve Asya açısından 2040’lı yıllarda gelecekteki enerji köprüsüdür. Hem ABD hem de Avrupa’nın çıkarları ve enerji güvenliği açısından Türkiye’nin durumu unutulmamalıdır. Aklı selim Türk ve ABD halkları arasında dostluğu ve güveni korumak ve bunun da mütekabiliyete dayandırılması gerektiğini gösteriyor” diye konuştu.

 

ABD’nin son ırkçılık tartışmalarında görüldüğü üzere ciddi iç politika çalkantıları yaşadığını kaydeden Caşın, “Oysa ABD’nin NATO içerisinde müttefiklerini yeniden kazanması gerekiyor ve bu ülkeler başında Türkiye gelmektedir. 2040’lı yıllarda iyice belirginleşecek olan Çin ile rekabetinde Türkiye’yi kaybetmesi yanlış olacaktır. ABD’nin çok acilen bu yanlıştan dönmesi gerekiyor. Aksi durum Türkiye’de radikal İslam’ın ciddi şekilde yaygınlaşmasına sebebiyet verir. Laik ve demokratik bir Türkiye ABD’ye ve dünyaya lazım” tespitini yaptı.

 

Mevcut tabloda, ABD ile Türkiye’nin ilişkilerinin yeniden tanımlanması ve güven kaybının giderilmesine ihtiyaç olduğunu söyleyen Caşın’a göre, bunun için öncelikle ABD’nin harekete geçmesi gerekiyor.

 

Caşın ayrıca bölgede hem Rusya hem de ABD’nin Kürt kartına üzerine yoğunlaştığını belirtirken “İleride Türkiye’nin NATO’dan ayrılmaya kalkması gibi askeri gelişmeler, Türkiye’nin Rusya’ya yakınlaşması anlamına gelir. Türkiye henüz kararını vermiş değil, bu noktada kırmızı ışık yanmadan ABD stratejisini gözden geçirmeli. O kırmızı ışık Kürtler konusunda alınacak kararlardır. Irak’ta de facto devlet oluşumuna ve Suriye’deki yapıya Türkiye cevap verecektir. Unutulmamalıdır ki; Türkiye’nin zayıflatılmasından ABD’nin kazanç sağlanması mümkün değildir” görüşlerini aktardı.




Etiketler :