Afet bölgesinde kolera tehlikesi

Sağlık Haberleri

Tüketilen besinlerin yeterince yıkanmamasından, kirli su tüketiminden ve ortak kullanılan eşyalar nedeniyle kolera salgını görülebilir. Uzmanlar bu hastalığa karşı dikkatli olunması gerektiğini söyleyerek deprem bölgesinde hijyenik ortamın sağlanmasının şart olduğunu söyledi.

Tüketilen besinlerin yeterince yıkanmamasından, kirli su tüketiminden ve ortak kullanılan eşyalar nedeniyle kolera salgını görülebilir. Uzmanlar bu hastalığa karşı dikkatli olunması gerektiğini söyleyerek deprem bölgesinde hijyenik ortamın sağlanmasının şart olduğunu söyledi.

Asrın felaketi sonrası bu süreçte dikkat edilmesi gereken hastalıklar üzerine konuşan uzmanlar kolera salgınına dikkat çekti. Vibrio cholerae adlı bir bakterinin bağırsaklara yerleşmesiyle yaşanan hastalığa kolera denir. Akut ve şiddetli ishale neden olan hastalık ilk kez 117 yılında Japonya'da görüldü. Daha sonra 1826 yılında Moskova ve akabinde de 1831'de Berlin ve Paris'te devam etti. Büyük kentlerde görülen hastalık tedavi bulunana kadar ciddi derece de ölümlere neden oldu. Topraklarımıza Osmanlı Devleti zamanında geldi. Balkan Savaşlarında yaşanan salgın çok sayıda askerin ölmesine yol açtı. Dışkının suya karışması ve suların arındırılmamasından dolayı yayılan kolera virüsü, kalabalık ve doğal afetlerden etkilenen yerlerde sıklıkla görülmektedir.

KİRLİ SULARLA BULAŞIYOR

Kirli sularda yetiştirilmiş sebze ve meyvelerin yeterince yıkanmamasından kaynaklı virüsün ağız yoluyla bulaşmasına neden olur. Ayrıca bu tarz kirli sularda yetişen deniz ürünlerinin yeterince pişirilmeden tüketilmesi de sebep olabilir. Kirli suların tarlalara ulaşması ve hasatlara virüs bulaşır. Bu tarlalarda yetişen besinlerde salgına yol açar. Nadiren de olsa insandan insana dışkı yoluşla bulaşır. Ya da ortak kullanılan eşyalar da bulaşma sürecinin temel sebeplerindendir.

İLK OLARAK İSHALE YOL AÇAR

1 ya da 2 gün içerisinde kuluçka döneminde olan virüs daha sonra harekete geçer. İlk olarak ishale yol açar. Daha sonra ishalin şiddeti artar. Vücut neredeyse susuz kalır. Bunun akabinde vücut ağrıları, ağız da kuruluk, iştahsızlık, şiddetli karın ağrısı, ani düşen tansiyon, susama hissine bağlı yükselip azalan nabız, gözlerde morarma, ten renginde sarılık, ses tellerinde ağrı, ciltte su kaybına bağlı kırışma ve son olarak hasta şoka girer. Erken tedavi edilmediğinde ölümle sonuçlanabilir.

AŞISI VAR AMA ÖNERİLMİYOR

İlk ortaya çıktığı yıllarda kesin bir tedavisi yoktu. Ancak günümüzde çok basit bir tedavi yöntemi vardır. Öncelikle ishalin durdurulması için ilaç yöntemine başvurulur. Vücut aşırı su kaybettiğinden dolayı sıvı takviyesi sağlanır . Bu süreçte vücut sıvıyla beraber potasyum, tuz kaybı da yaşadığından bu maddeler bakımından zengin besinler tüketilir. Hastalığın aşısı bulunmakta ancak Dünya Sağlık Örgütü, aşıyı önermemektedir. Çünkü aşı virüs için önleyici olsa bile ilerlemesini durdurmaz.




Etiketler : Afet bölgesi Dünya Sağlık Örgütü Kirli sular