32 yıllık meşale söndü

Sanat Haberleri

Dergah Dergisi'nin 'kağıt tedarikinde yaşanan zorluklar' yüzünden yayınına ara vermek zorunda kalması hiç iyi olmadı.

Haber, edebiyat çevrelerinde üzüntüyle karşılandı.

En çok üzülenlerse derginin aboneleri...

Bir aboneden cep telefonuma şöyle bir mesaj düştü; meseleyi özetlediği için aynen aktarıyorum:

'Acımız büyük. Temelinde büyük mütefekkir Nurettin Topçu'nun harcının bulunduğu, genel yayın müdürlüğünü, uzun süre, kıymetli hikayecimiz Mustafa Kutlu'nun yürüttüğü ve ardından şair-yazar Ali Ayçil'in bayrağı devraldığı Dergah dergisi, kağıt fiyatlarının aşırı artması ve yeterince bulunmaması yüzünden yayınına ara verdi. Dergah dergisi ülkemizin ilim, fikir, kültür, sanat, irfan ve edebiyat meşalesiydi. Böylesi bir ocağın sönüşünü, bu memleketin hiçbir yetkilisinin, hiçbir zengininin ve özellikle Kültür Bakanı'nın kabullenmemesi ve üzerine düşen vazifeyi mutlaka yapması gerekir.'

Edebiyatımızda iki ayrı Dergah dönemi var.

Birinci Dergah, Millî Mücadele günlerinin ümit ve heyecan dolu havası içinde yayın hayatına başladı ve büyük ölçüde Yahya Kemal'in (Beyatlı) fikir, görüş, zevk ve estetik anlayışı doğrultusunda şekillendi. Dergi 1921-1923 yılları arasında 42 sayı olarak yayınlandı.

İkinci Dergah, 1990 yılında, Ezel Erverdi yönetiminde ve Mustafa Kutlu'nun yayın yönetmenliğinde çıktı. Dergi, 90'lı yıllardan günümüze edebi bir muhit haline geldi. Pek çok edebiyatçının yetişmesine kaynaklık etti, her kesimden aydının yollarının kesiştiği adres oldu. Aynı zamanda Yahya Kemal dönemi Dergah'ını okurlarına ücretsiz ilave olarak sundu; bu önemli bir kültür hizmetiydi.

İşte kapanan (yayın arası veren) ocak böyle bir ocaktır.

Büyük mütefekkir Cemil Meriç, 'Dergiler hür tefekkürün kaleleridir' diyordu.

Yazık ki bir kale düşmüş görünüyor.

Peki bu kale neden düştü?

Veda notunda belirtildiği üzere 'bütün dünyada gözlemlenen kağıt tedarikinde yaşanan zorluklar ve içinde bulunulan şartlar' nedeniyle mi?

Bu resmi açıklama okurlar ve edebiyat çevreleri için ne kadar tatmin edici?

Mesele yalnızca kağıt tedariki ve ekonomik şartlar ise (bari) Dergah neden dijitalde devam etmiyor, ya da buna dair bir açıklama yok?

Şunu söyleyelim, 32 yılın ardından aniden gelen tek cümlelik 'veda' mesajı hem okurda, hem de dergiye yazı verenlerde şok etkisi yaptı.

Kolay değil; dergiyle gönül bağı kurmuş pek çok kalem sahibi var.

Aralarında başka bir dergiye yazı vermeyip sadece Dergah'ta olmanın ayrıcalığını, heyecanını yaşayanlar var.

Onlar için de hayal kırıklığı...

Söylendiği üzere bu bir 'yayın arası' mıdır, yoksa tası tarağı çoktan toplanmış bir karar mıdır?

Umalım ki geçici bir durum olsun, ancak ümit etmek yetmez, dergiler okunduğu, satılabildiği ölçüde nefes alıp vermeye devam eder.

O halde yayıncı kadar okura da sorumluluk düşüyor.

Şimdilik veda mesajındaki ifadeyle avunabiliriz; 'gelecekte buluşmak ümidiyle...'

Dergah dağılmasın!

BEDİR ACAR




Etiketler : dergah dergisi edebiyat mustafa kutlu ali ayçil bedir acar