Fiziki ve psikolojik felaket!

Sanat Haberleri

2020 ve 2021 insanlık tarihine salgın yılları olarak kayıt düşecek kuşkusuz; yanı sıra yangınlar ve sel baskınları...

Doğayı ve onun habitatını hoyratça sömüren insanlık, 'Bu felaketlerle benim payım nedir' diye dönüp aynaya bakacak mı dersiniz?

Bu yaz, Türkiye tarihinde görülmedik biçimde orman yangınlara ve sel baskınlarına şahit olduk.

Bu büyük kriz karşısında insanlar elbirliğiyle yangınlara müdahale etti, selden zarar görenlerin yardımına koştu; devletimiz imkanlarını seferber etti.

'Tarafımız belli olsun' diyen karınca misali elindeki pet şişeyle alevleri söndürmek için çaba gösterenler olduğu gibi, maalesef klavye başına koşup 'yalan haber terörü'yle yangına körükle gidenler de oldu.

İçinde iyilik taşıyanlar iyiliğin tarafında; kötü niyetliler, birtakım çıkar hesapları içinde olanlar şenaatin yanında yer aldı.

Oysa ateş, sel, deprem gibi afetler sen ben ayrımı yapmaz, her şeyi yakıp yıkar.

Hepimiz aynı gemide olduğumuza göre?

Meslektaşımız Zeynep Türkoğlu, psikiyatr Prof. Dr. Medaim Yanık'ın 'zor zamanlarda insan davranışlarını' konu alan bir konuşmasını hatırlattı, sağ olsun.

Afetlerin sadece fiziki değil, derin manevi ve ruhsal sarsıntılara da yol açtığı söylüyor Yanık.

"Felaketler geride bırakıldığında bile hem tek tek insanlarda, hem de bütün olarak toplumlarda iz bırakır."

Büyük Marmara Depremi'ni hatırlayın; 'bu da geçti' deyip kurtuluvermek yok öyle!

Öte yandan, felaket zamanlarında insan, en ufacık bir umuda bile tutunmak, korkudan bir an önce kurtulmak ister.

Çünkü azalan hayat enerjisi en iyi, en hızlı böyle güçlendirilir.

Öte yandan bir de felaket dönemlerinin fırsatçıları vardır ki, "Biz ne ara bu kadar kötü olduk?" isyanına sevk eder bizi.

Bu isyan, yangından önce 15 lira olan ısıya dayanıklı eldiveni 90 liraya satan fırsatçıya söylenir.

Kovid salgınında üçe katlanan kolonya fiyatlarına, depremi, afeti fırsat bilip kiraya zam yapan ev sahibine söylenir.

Psikiyatr Prof. Dr. Yanık ne diyor bu duruma?

'Olağanüstü durumlarda 'ortalama' bozulur. Normal şartlarda ne biri evine iki katı fiyat isteyebilmekte, ne de diğeri 'yardım' olsun diye evini bir yabancıya açabilmektedir.

Unutulmaması gereken bir başka nokta daha var; yardımseverlik, iyilik, sevap, tevazu ve sessizlik içinde yaşar, gösteriş kabul etmez. Bu yüzden daha az görünür, daha az bilinirdir. Bu sebeple karamsarlığa gerek yok. Gördüğümüz fırsatçı nice davranışla beraber haberdar olmadığımız pek çok iyilik de vardır.'

Bu tür bir okuma, yangın yerine dönen içimize su serpiyor doğrusu.

BEDİR ACAR




Etiketler : felaket doğa habitat marmara depremi sel yangın bedir acar