Şenol Güneş: Sözümde durdum imza atmadım

Spor Haberleri

Beşiktaş'ın teknik patronu Şenol Güneş, A Milli Takım'ın başına neden geçmediği konusuna açıklık getirdi.

Siyah-beyazlı hoca, Beşiktaş’la yeniden anlaştıktan sonra Başkan Fikret Orman’ın bilgisi dahilinde Türkiye Futbol Federasyonu ile görüştüğünü bildirdi, “İstesem o zaman Milli Takım için imza atabilirdim. Ancak daha önce iki takımı birlikte çalıştırmam demiştim. Ben bu konularda asla sözümden dönmem” dedi.

Güneş, “İstesem Milli Takım için imza atabilirdim” diyerek başladı sözlerine. Kulüplerle sözleşmelerini genelde 1 yıllık yaptığını hatırlatan Güneş, “Çünkü uzun süreli mukavele olunca Türkiye’de sıkıntılar çıkıyor. Hep cambaza bak diyoruz. Asıl yabancı sorunundan daha çok bu tür sorunları konuşmak lazım. Mukavelenin sonunda bir yıl uzatma var. Onun uzatılma şeklinde sıkıntılar oldu ama olsun bunlar gelip geçti. Başkan ile o kadar yakınım ki hemen unutulup, gidebiliyor. İş konusunda görüş farklılıklarımız olabilir. Sözleşmeyi imzaladık fakat medyada gideceğim söylendi. Biri gidecek diyor diğeri gitmeyecek diyor, aralarında kavga ediyorlar ve olan bana oluyor” diye konuştu.

"Yıldırım Demiören'le görüşüyordum"

Siyah-beyazlı hoca şöyle devam etti: Ben Beşiktaş’a imza attım. Aradan bir ay geçti. Uygulanması gereken bazı prosedürlerin ihmal edilmesi nedeniyle tekrar imza atmam gerekti. Ben de o arada A Milli Takım için TFF Başkanı Yıldırım Demirören ile görüşüyordum. İstesem o zaman Milli Takım için imza atabilirdim. Ama ben öyle bir adam mıyım? Beni tanımamışlar mı? Asla bu konularda sözümden dönmem. Daha önce iki takımı birlikte çalıştırmam demiştim. Bu görüşmeyi de başkan söyledi, git görüşme yap diye. Madem bir konuyu bilmiyorlar bari sussunlar” diyerek bu önemli konuya açıklık getirdi.

Röportaj sırasında sohbetimizin yönünü değiştirmek için konuyu hocanın beklemediği bir anda PFDK’nın 6 maç ceza verdiği Caner Erkin’e getirdik.

Daha sözümüzü bitirmeden ne sorulacağını anlayan tecrübeli teknik adam, “Monaco maçı öncesi Caner’i ben kadroya almadım. Ama beni kimse aramadı. Çünkü tek karar verici benim! Bana kulüple ilgili bir şey sorulduğunda ‘niye bana soruyorsunuz’ derim. Caner’in hareketlerine kızıyoruz. Ama ondan hemen vazgeçemeyiz. Çağırır, konuşurum. Elmaları temiz tutmak da benim görevim. Ne yaparım gerekirse, çürük elmaları ayıklarım. Caner’i kadroya almadım, herkes yöneticilere soruyor. Bana sorun, o kararı alan benim. Ama öyle yapmıyorlar” dedi.

‘Soru değerindir’

Şenol Güneş basın toplantılarında futbolla, oyunla ilgili sorular duymak istediğini de dile getirdi.

Siyah-beyazlı çalıştırıcı, “Maç öncesi veya maç sonu yaptığımız toplantılarda soru futbola olacak bana değil. Sen, benle hesaplaşmaya geliyorsun. Biz hep kişilerle uğraşıyoruz. Halbuki önce o adamın işine bakacaksın. Soru senin değerindir. Dünya Kupası’na gidiyorum. ‘Bununla olmaz’ diyorlar. Gittim, bu kez de ‘Neden daha iyisini yapmıyorsun...’ Onu ben söyleyebilirim çünkü onun için oradayım. Dünya Kupası’nda Avrupa takımı çıkmamış, ben mi çektim fikstürü? Biz, Dünya Kupası’nda üçüncü olduk, ama Dünya üçüncüsü olmadık. Daha iyi sonuçlar aldık ama bazı ülkelerden iyi olamıyoruz. Bunu yapmamız gerek” diye konuştu.

‘Eleştirebiliriz fakat saygısızlık edemeyiz’

Şenol Güneş, A Milli Takım Teknik Direktörü Mircea Lucescu ile ilgili görüşlerini de paylaştı.

Beşiktaş’ın hocası, “Lucescu’yu tartışmaya gerek yok ancak adamı kendi kafamızda bir yere oturtmaya çalışıyoruz. Eleştirebiliriz ama saygısızlık edemeyiz. Herkes sorunları söylüyor ama kimse çözüm ortaya koymuyor. Aslında çözüm söylemek isterken yine sorun yapıyoruz. Akvaryumdaki o kirli suyun içindeyiz hepimiz. Bir kirlenmişlik var. Mesela adam bir haber yapmış, takımı dağıtmış, haber doğru ama haberi almayı gurur meselesi yapıyor. Üçümüz buradayız şu elimdeki televizyon kumandası yok. Üçümüz şüpheli miyiz? Evet. Gazeteci kaynak söylemez doğru fakat böyle bir durumda herkes şüpheli konuma düşüyor” ifadelerini kullandı.

‘Real’le eşleşirsek’

Şampiyonlar Ligi ve ligi birlikte götürmenin gayreti içinde olduklarını kaydeden siyah-beyazlı hoca sözlerine şöyle devam etti:

“Ben neden maç seçeyim? Ben oyuna bakarım. Porto maçı ile herhangi bir lig karşılaşması ne bizde ne de medyada aynı olmaz. Bir de maç kritik ise her şey farklı olur. Gruptan çıktın kurada Real Madrid ile eşleştin. O maçın havası tabii ki çok daha farklı olur. Ligde de söylememe gerek yok Beşiktaş her zaman şampiyonluk yarışında genetik olarak var. Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor yarışta değil diyebilir misiniz? Şu an için Başakşehir de şampiyonluk yarışı içinde. Bunlardan biri şampiyon olunca öbürleri kapanacak mı? Heyecan olmalı ama baskı olmamalı. Benim için değil yeni antrenörler için bu baskı olmamalı.”

Şenol Güneş yıkıcı eleştirilerin değil, aşırı övgülerin de kişilere ve Türk futboluna zarar verdiğini ifade etti.

Deneyimli teknik adam, “Bir keresinde bir milli maçımızda basın tribünündeydik. Bana o gün ‘2002 daha güzeldi’ dediler. Ben de ‘O zamanlar sahada kim vardı’ diye sordum. Bana ‘Sen vardın’ dediler. Ama beni o zaman yok saydınız. Eğer sen benimle konuştuğunda benim bir eksikliğim varsa her zaman bende değil, kendinde de bunu aramalısın. Birilerinin beni övmesinden de rahatsız olurum yıkıcı eleştiriler yapmasından da. Ama en çok övmelerinden rahatsız olurum. Elbette güzel şeyler söylenir. Ama saçı olmayan bir adama ‘Ne güzel saçın var’ gibi şeyler söylenir mi? Beni sen değil, ben yönetirim. Buna asla izin vermem. Bana başkası sa dece fikir verir. Ben bana aitim. Beni değiştirmeye çalışma” diye konuştu.

‘Fellaini’yi konuşmam’

Şenol Güneş’i yakalamışken transferde ismi geçen Fellaini’yi de sorduk ama hoca baştan yüzünü buruşturdu, cevap vermek istemediğini belli etti. “Fellaini için konuşmam” diyerek sözlerine başlayan Güneş şunları söyledi: “Çünkü benim olmayan bir oyuncu. İyi bir oyuncu ama elimde olmayan bir oyuncu. Ben elimde olanlar hakkında konuşurum. Transferde, teknik, idari ve ekonomik unsurlar vardı. Teknik benim görüşüm. Bunlar bir araya gelmeden transfer yapılmaz. Elbise almıyoruz. Yönetim de bu şekilde istemez. Monaco’nun beş forveti var. Son maçta dördü sahada yer aldı. Biz diyoruz ki ‘Monaco’dan daha iyiyiz.’ Hayır sadece onları yendik. Bu ufkumuzu daha da genişletmeliyiz.”

Milliyet




Etiketler :