Ahmet Yenilmez

Futbol, gencinden yaşlısına kadar herkes için ilgi konusu olan bir spor, hatta büyük bir endüstridir. Özellikle gençlerin, günlük hayatta birbirleriyle sık konuştukları, çay muhabbetlerinde yapılan maçları değerlendirdikleri kritik bir alan. Toplum nezdinde ise etkisi bakımından da, diğer branşlara nazaran daha etkin bir yere sahip olmakta. Özellikle, Türkiye'de ayrı bir değer görmektedir. Ekonomik, politik, sosyolojik ve başka çeşitli açılardan değerlendirildiğinde, birçok unsuru içinde barındırmaktadır. Biz erkeklerin ise, yokluğunu en fazla hissettiğimiz şey nedir, diye soracak olursanız, herhalde istisnasız bir çoğumuzun cevabı maçlar olacaktır. Yaz aylarını sıcaklardan dolayı oldum olası sevememişimdir ve tabi Süper Lig'in tatile girmiş olması da cabası. Cuma günü 2023-2024 sezonuna merhaba dedik. Bendeniz Trabzonspor taraftarı olarak, bir başka heyecanla bekliyordum ligin başlamasını (bu sezon transfer yarışında geri kalmış olsak da şampiyonluk transferle belirlenmiyor). Yaz tatili sürecinde ise, birçok milyon Euro tutan transfer haberlerine şahit olduk. Görünen o ki, transfer süreci bitene kadar da daha birçok transfer göreceğiz gibi. İşin enteresan taraflarından bir tanesi de bu milyon Euro tutan transferlerin, yani bu değirmenin suyunun nereden geldiği? Lakin, o konuya girmeyeceğim, bu, kulüplerimizin kendi bilecekleri bir iş. Demek ki, güvendikleri bir şeyler var ki, böylesine korkunç meblağların altına imza atabiliyorlar. Benim için önemli olan ise, ne olur, ama ne olur, artık saçma sapan tartışmaların ( hakem hataları, tribün olayları, gereksiz laf dalaşları) bu sezon olmaması. Bu dileğimin olması, dünyaya bir gök taşı çarpması olasılığı kadar olsa bile, ümit etmeye devam edeceğim. Çünkü, asıl tartışılması gereken mesele, geçen sezon şampiyon olan takımımızın bile, üç ön eleme oynayıp, Şampiyonlar Ligi'ne katılıyor olması (İnşallah bir kaza olmaz). Dünya liglerini azçok takip eden biri olarak, inanın bu iş bu ülkeye yakışmıyor. Futbol kalitesi konusunda son yıllarda o kadar geriye düştük ki, hem ligimizin maddi değeri yerlerde hem de manevi olarak lig kalitesi biz seyircilere seyir zevki açısından üzücü bir seviyeye düşmüş durumda. Kaliteli rekabet, seviyeli tartışmalar hepimizin arzusu. Lakin, koca koca kulüp başkanlarının ilk okul 1 seviyesindeki laf yetiştirmelerini gördükçe, insan onlar adına utanıyor. Artık, altyapı kalitesi falan filan gibi yıllardır herkesin diline pelesenk olan, lakin sadece dile pelesenk olmaktan öteye gidemeyen bu mevzudan herkes bıktı, bir yol kat edilemeyeceğini anladı ve pes etti gibi. Tamam, o iş olmuyor hepimiz iliklerine kadar anladı bu konuyu. Bari bu kadar harcama yapılıyor iken, hiç olmazsa, "oh be ne lig oluyor'' diyebilelim. Bu iyi dileklerle sezona merhaba diyor ve tüm futbolcu kardeşlerime sakatlıksız hayırlı bir sezon diliyorum.

Hayırlı Pazarlar efendim...