Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

ABD yaptı yapacağını da biz ne yaptık?

Hani bir söz vardır, ''Varlık içinde yokluk çekmek'' bana kalırsa bugünlerde yaşadığımız hal, aynen bu desem, herhalde abartmış olmam!

Aslına bakarsanız, kendimi bildim bileli yok olanımızı var, var olanımızı da yok diyerek, bugünlere geldik.

Mesela, dört yanımız denizlerle çevrili su zenginiyiz sözünün, ne denli yanlış olduğuyla, bugünlerde kıraçlaşmış arazilerimiz ve dolmayan barajlarımızla yüz yüze geldik!

Bir de bakmışız ki, biz su zengini değil, su fakiri bir ülkeymişiz!

Bu sadece yer altı, yerüstü kaynaklarımız için geçerli de değil, diyecek çok sözümüz, gösterecek çok belgemiz olduğu halde...

Bakar mısınız Allah aşkına, 1915 yılında 1 000 000 'a (Bir milyon) yakın insanımız Ermeni Taşnaklar tarafından, devamında onlarca diplomatlarımız ASALA tarafından, yetmedi on binlerce insanımız da ASALA 'nın peydahlaması PKK tarafından şehit edilmişken, bugün sözde Ermeni Soykırım suçlamasıyla burun buruna geldik!

Bu acı olaylarda değişmeyen tek bir gerçek varsa, bu cani eli kanlı katillerin arkasında, 1915'te Rus, daha sonrasında Avrupa, Amerika kısacası, "Yedi Düvel" in olmasıdır!

Onun içindir ki, gerek 1915 gerek 1970'li yıllarda başlayan ASALA ve daha sonrasındaki PKK katilleri, Rusya, Amerika ve Avrupa'da kimisi mahkemeye dahi çıkarılmadan elini kolunu sallaya sallaya gezmektedirler!

Bunun acı bir örneği de Talat Paşa'yı katleden (15 Mart 1921) Ermeni Taşnak katili Solomon Teilirian' ın bir gün bile ceza almamış olmasıdır! İşte bu olay ve neticesi, daha sonra işlenecek cinayetlerin de başlangıcı olmuştur.

İş daha da organize hal almış, dünyada bir Ermeni Diasporası oluşturulmuş, dünyanın birçok yerinde lobicilik faaliyetleri yapılmış, bunun neticesinde de haritada ülkemizin yerini bile bilmeyen otuzu aşkın ülkenin meclisinden, sözde Ermeni Soykırım yasası kabul ettirilmiştir!

En nihayet, kendisini dünyanın patronu gören ABD Başkanı Joe Biden, ağzındaki baklayı çıkardı!

Alman mahkemeleri Osmanlı Sadrazamı Talat Paşa'nın katili Solomon Teilirian 'ı kahraman ilan etti!

Onların işledikleri cinayetleri, katliamları, soykırımları, bırakınız dünyaya anlatmayı, kendi evlatlarımıza bile anlatabildik mi?

Mesela, sanat alanında, 1986'da senaryosunu merhum Tarık Buğra'nın yazdığı, yönetmenliğini ise merhum Natuk Baytan'ın yaptığı, ''Duvardaki Kan'' isimli dizi filmden başka, hiçbir sinema ya da dizi çalışması yapılmamış!

Ne Devlet Tiyatroları, ne Şehir Tiyatroları ne de özel tiyatrolarda bir tek tiyatro oyununun bile sahnelenmemiş olması normal midir?

İşin en acı tarafını diyeyim de tam olsun!

Bakınız, Anadolu'da 1915 Ermeni Mezalimi neticesinde katledilmiş toplu mezarlar, günümüzde hala yeni yeni çıkmaktadır!

Peki, ülkemizde kaç kişi bu toplu mezarları görerek büyümüştür? Bu sorunun cevabı var mıdır, bilemiyorum!

Biz romanı, kendi milletimizi, milletimizin acılarını itibarsızlaştırmak, sinemayı da kendi değerlerimizi aşağılamak olarak gördük!

Milletini aşağılayan romancımız Nobel aldı, ilk sözü sözde Ermeni Soykırımı'nı dilendirmek oldu!

Bir bakın, ABD Başkanı Joe Biden ağzındaki baklayı çıkardıktan sonra, acaba kaç romancımız, sanatçımız tepki gösterdi?!

Evet, topyekün tepeden tırnağa titreyip, kendimize gelme zamanı, geldi de geçiyor!