Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

“Asımın Nesli” Kosova İpek Susişa Köyündeydi!

Evettt!

Yarın, 27 Aralık...

Diyeceksiniz ki, nedir bu tarihin kıymeti harbiyesi?

Efendim, 150 yıl önce doğmuş İpekli Temiz Tahir Efendi'nin (İstanbul'da devrin en itibarlı medresesi olan Fatih Medresesi'nin başmüderrisi) oğlu Mehmet Ragif'in, bundan tam 87 yıl önce vefat ettiği gün!

Beyoğlu İstiklal Caddesi Mısır Apartmanı'nda 27 Aralık 1936 günü saat 19:45'te, son nefesini vermiş Mehmet Ragif!

Şimdi de diyeceksiniz ki, "Kimdir bu Mehmet Ragif?", siz de haklısınız, çünkü herkes Onu Mehmet Akif ismiyle tanır, soyadı kanunu çıktığında da Ersoy soy ismini alır.

İşin Aslı şu ki, doğduğunda babası İpekli Temiz Tahir Efendi oğlumun doğum tarihi kolay bulunsun diye, adını Mehmet Ragif koymuş, lakin çevresindekiler onu hep Mehmet Akif diye dillendirmişler. Dolayısıyla, biz de Mehmet Akif Ersoy ismiyle tanıdık.

Tanıdık mı yoksa sadece ismini mi bildik, o da çok ama çok üzerinde durulup, düşünülmesi gereken bir hazin gerçeğimizdir!

On küsur yıldır, Anadolu'yu baştan başa dolaşıp, "Mehmet Akif Ersoy dedemiz ne zaman ve nerede ölmüştür" sorusunu sorup bir tek kişiden cevap alamayışımla yüzleştim ben! Bu çok, ama çok hazin gerçeğimizle yüzleştim defalarca!

Allah nasip etti, medarı iftiharımız TÜRKSOY, Yunus Emre Enstitüsü, TİKA organizesiyle merhum Akif'in memleketine gittik.

Önce Üsküp Kalkandelen sonra da Kosova Priştine' de merhumun hayatından sayfalarla, bugünkü halimize baktığımız, "Korkma" tiyatro oyunumu sahneledim.

Peşinen şunu arz edeyim ki, pek çok kez oynadığım bu oyunumun Kosova Priştine temsili, çok başka oldu benim için.

Anlat deseniz de anlatamam ki, ben sizlere hal hali diyeyim, varın siz gerisini anlayın...

Dört gün süren gezimizin en duygu dolu anı, Kosova İpek Susişa Köyü'ne yaptığımız ziyaret oldu.

Köye vardığımızda Cuma namazımızı eda etmek için, Mehmet Akif Ersoy Camii'ne girdik, sağıma soluma baktım, camideki cemaat hemen hemen sadece büyük elçilik ve bizim kafileden ibaretti!

İçim cız etti ve bir anda her oyunumun sonunda sorduğum, "Mehmet Akif Ersoy dedemiz ne zaman ve nerede öldü" sorusunda yaşadığım o hazin hali bir daha yaşadım !

Allah'tan, medarı iftiharımız TIKA, tarihi camii ve viran şekildeki okulu tamir etmiş ve isimlerini de Mehmet Akif Ersoy Camii koymuş!

Köyün içerisinde ufak bir gezintiye çıktığımızda, TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Sayın Sayit Yusuf Bey kulağıma, "Birazdan seni bir sürpriz daha bekliyor" dediğinde yüreğim kabardı!

Bir ara, bir yıkıntının önüne geldiğimizde, oranın merhum Mehmet Akif Ersoy'un babası İpekli Temiz Tahir Efendi'nin doğduğu evin yıkıntısı olduğunu öğrendiğimde takılıp kaldım!

İstisnasız hepimiz o anda, "Evet burası restore edilmeli ve burası İpekli Temiz Tahir Efendi-Mehmet Akif Ersoy Kültür Evi olmalı" fikrindeydik.

Evet, olmalı ve merhumlar orada Susişalı çocuklara kuklalarla, çizgi filmlerle anlatılmalı...

TIKA Balkanlar sorumlusu Sayın Mahmut Çevik Bey'in gözleri doldu ve elini kalbinin üstüne koydu.

Yunus Emre Enstitüsü görevlileri, hemen arsanın sahibini buldu. TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Sayın Sayit Yusuf, o anda kimseye göstermeden gözyaşlarını siliyordu!

Olur mu, olur!

Merhum Akif 'in, "Asımın Nesli" diye tarif ettiği bu görevlerdeki kardeşlerimizi tanıyınca, benim umudum çok ama çok yükseldi.

Allah, onlardan razı olsun!

Merhum İpekli Temiz Tahir Efendi ve oğlu İstiklal Marşı'mızın şairi Mehmet Akif Ersoy'un ruhları şad olsun...