Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

AYNI İSİMLER AYNI KURUMLAR

Bizler hayata dair planlarımızı en fazla 10 yıllık, belki taş çatlasın 20 yıllık yaparken, birileri 100 yıllık, belki de 300 yıllık planlar çerçevesinde hayatlarını, geleceklerini, geleceğimizi yönlendirmenin derdinde. Evet, bu söylem kimilerine uçuk gelebilir, fakat görünen köy bazen kılavuz istemiyor. Malum, bazı kesimin, "komplo teorisi bunlar" bakışıyla, meseleleri ayağa düşüren bilinçli politikaları sayesinde, çoğu komplo teoriden çıktı, pratiğe döküldü ve sonuçlandı. Dünya çapında, cambaza bak oyunları oynandı, oynanıyor ve oynanmaya da devam edecek.

Bildiğiniz gibi, geçtiğimiz senelerde ülkemizi ve dünyamızı kasıp kavuran bir hastalık salgınıdır, geldi geçti! Sokaklara çıkılamadı, maske takmayanlar linç edildi, aşısızlar toplu taşımalara ve toplu bulunan mekanlara alınmadı, insanların arasında mesafeler açıldı, psikolojiler bozuldu, ticaret bozuldu, neredeyse tüm sistem alt üst oldu! Henüz salgının başlarında (24 Şubat 2022) gazetedeki köşemde, "Tarih Tekerrür" isimli yazımda, 100 yıl önceki İspanyol Gribi'ni yazmıştım. Bugün ise, o grip döneminde olan bazı detaylara değineceğim.

İspanyol Gribi denilen salgının başlangıcı 1918 yıllarına, yani 1. Dünya Savaşı'nın son yıllarına denk geliyor. O dönemde savaştan ölenlerin sayısı devasa olduğu için hastalıktan ölenler de arada kaynıyor. Hastalığın ilk rapor edildiği yer olarak geçen yer, ABD'deki Funston Kampı. Ardından yapılan araştırmalar sonucu, aynı dönemde aynı kampta, o zamanın Rockefeller Tıbbi Araştırma Enstitüsü ile birlikte çalışan Frederick Gates isimli bir doktor, askerler üzerinde bir menenjit aşısı test ediyor. Binlerce denek üzerindeki bu testten sonra, ilk tespiti aynı yerde olan ölümcül bir grip salgını, dünyayı kasıp kavuruyor! Hatta, dönemin Sultanı Mehmet Reşat da bu hastalıktan vefat ediyor.

Şimdi ne var bunda, biri menenjit diğeri grip denebilir. Öğrendiğim kadarıyla menenjit bakteriyel, grip ise viral bir hastalık. Lakin, bazı araştırmacıların, dönemin İspanyol Gribi'nin sanılanın aksine, viral değil bakteriyel bir salgın olduğu yönünde tespitleri olmuş. Bunları bir kenara bırakacak olursak; işin ilginç yanı, başrol karakterlerinin yakınlıkları! Yukarıda ismi geçen Enstitü, o gün bu gündür bu sektörde aktif olarak çalışıyor, yanı sıra aynı isimli aynı aileye ait bir fon da hala ilaç ve aşı şirketlerini fonluyor. Öte yandan söz konusu doktor Frederick Gates ise, geçtiğimiz yıllarda yaşanan salgın döneminin her alanında sahnede olan, aşı ve ilaç şirketlerini fonlayan ve sözüne itibar edilen "Bilgisayar Yazılımcısı" Bill Gates'in büyük amcası (dedesinin kardeşi). Ne hikmetse aylar geçiyor, yıllar geçiyor, hatta 100 yıl geçiyor, yine dünya çapında bir salgın peyda oluyor ve başroldekiler aynı soy ismi taşıyor!

Geçti gitti, diyebilirsiniz. Evet, geçti gitti, lakin bu adamlar hala, dünya çapında büyük iklim, sağlık, gıda, tarım ve enerji alanlarında devlet politikalarına müdahil oluyor. Avrupa'dan Asya'ya, Afrika'dan Amerika'ya dünyanın neredeyse bütün devletleri bu insanların yönlendirmeleriyle iklim, sağlık, gıda, tarım ve enerji hakkındaki devlet politikalarını düzenliyor ve politika üretiminde bu insanların, "sivil toplum kuruluşları" ile iş birliği yapılıyor. Konuyu daha detaylı öğrenmek isteyenler, "bağımsız" arama motorlarına, "Did a Military Experimental Vaccine in 1918 Kill 50-100 Million People Blamed as "Spanish Flu?" isimli makaleyi aratabilirler.

Neyse, bunlar birilerinin deyimiyle, komplo teorisi. Bizim, sağlık, gıda, iklim, tarım ve enerji meselelerinden daha önemli konularımız var. Seçim sürecindeyiz, malum. Yakın tarihten gördüğümüz kadarıyla, kim seçilirse seçilsin, bu soy isimlerini ve sivil toplum kuruluşlarını, hem kendi ülkemizin politikalarında hem de dünya ülkelerinin politikalarında, daha sık göreceğiz gibi görünüyor. Kalın sağlıcakla.