Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Bir baba düşünün!

Kimine göre yüzyılın felaketi, bana göre ise kıyamet...!

Ailesi, kendisi uykuda, ama bir evlatlarından biri, oğlu bir yurtta...!

İtfaiye elemanı bir baba...

Evde, ailesiyle kendisini oturduğu binanın dışına atıyor ve arabasının kontağına basmıyor!

İstikamet, Kahramanmaraş İtfaiye Daire Başkanlığı binası...

Bakınız, "Acaba oğlumun durumu nedir " diye düşünmüyor!

Hava, ayaz mı ayaz, arabasını çalışır halde bırakıyor evden çıkan ailesi donmasın diye...! ve Ekip arkadaşlarıyla, bırakıyor kendisini mahşer yerine dönmüş Kahramanmaraş sokaklarına!

Ortalık zifiri karanlık...

Görev yeri, evladının kaldığı yurdun da bulunduğu mıntıka...

Kurtarılması kolay yerdeki canlar çıkarılıyor, kazdıkça da alt katlara iniliyor!

Tam bir canı kurtarırken bir el görüyor, gördüğü el oğlu Muhammed'in eli!

Ardından, oğlunun sesi, "Beni kurtarmayacak mısınız ?!

Baba Hacı Murat'ın cevabı, "Hemen kurtaracağım yavrum" olmuyor, "Yaran var mı oğlum" oluyor!

Durun bitmedi...!

"Tamam oğlum sabret, döneceğim" diyor ve yarası olan, daha müşkül durumda olan insanları kurtarmaya devam ediyor!

Aradan tam yedi saat geçiyor, ondan sonra oğlu Muhammed'i kurtarıyor!

Nasıl...?

Bir an, baba Hacı Murat ya da Muhammed'in yerine kendinizi koyabildiniz mi?

112 ambulans şoförüsünüz ve mahşer sizi uykuda yakalıyor!

Canınızı zor kurtarıyorsunuz ve ambulansınıza atlayıp, doğru AFAD merkezine gidiyorsunuz!

Ortalık kızılca kıyamet, her bir yandan yaralı sesleri geliyor!

Anaların kucağında evlatlar, evlatların kucağında ana babalar!

Ambulansınızı doldurup en yakın hastaneye giderken, birden ananızın ve babanızın yaşadığı evin önünden geçtiğinizi fark ediyorsunuz!

"Acaba anam, babam ne durumda " diye durmuyorsunuz bile!

Yaralıları hastaneye yetiştirip döndüğünüzde, ananızın ve babanızın cenazelerini ambulansa yüklüyorsunuz...!

Kendinizi ...?

Demeyeceğim!

Diyemeyeceğim!

Hadi, bu iki insana ne diyelim, ne eyleyelim, bu durumu nasıl isimlendirelim?

Siz, ne isim koyarsınız bilemem, ama ben bu insanların her birine, "Al Bayrak" diyeceğim!

Bir çift sözüm de bu acının üzerinden, ister siyasi ister ticari rant çıkarmaya çalışanlara...

"Aman ha! Bayrağı lekelemeyin"!

Sonra, İnsanlık vicdanında da huzuru mahşerde de hesabını veremezsiniz!