Ahmet Yenilmez
6 Şubat 2023 depremi, ülkemiz açısından "Yüzyılın Felaketi" olarak isimlendirildi. Ülkenin tamamını kötü şekilde etkileyen afet, özellikle Güneydoğu Anadolu bölgemizde yaşayan ve depreme maruz kalan insanlar üzerinde ağır travmalar bıraktı. Üzerinden çok geçmemesine rağmen, deprem gündemdeki yerini yavaş yavaş kaybetti. Depremden hemen sonra, bir çok tiyatro ekibi de depremzede çocukları eğlendirmek acılarını bir nebze de olsa unutturabilmek için, bölgeye akın etti.
Şu sıralarda bu tür etkinlikleri devam ettiren bazı kurumlar mevcut, lakin yakın zamanda karşıma çıkan bir haber beni çok şaşırttı. Depremin en şiddetli yaşandığı Hatay Samandağ'da bir kukla ekibi, bayramın ilk günü çocukları eğlendireceklerini iddia ederek, bir sahne kuruyorlar. Çocukların yüzlerine maske yapıp, balonlar veriyorlar. Daha sonra kukla sahnesi kuruluyor ve "Çocuklarımıza korkuyu nasıl yeneceklerini öğreteceğiz" diyerek, oyunu başlatıyorlar. Oyunun ismi, "Korku ve Kederin Kaçtığı Gün".
İçeriğinde ayağı kesilmiş çocuklar, korkunç canavarlar ve benzerleri mevcut, hatta bulundukları çadırları sallayarak deprem efekti yarattıklarında korkudan kaçışan çocuklar olmuş! Zaten, yeni yeni travmayı üzerinden atmaya çalışan çocuklara, yeni travmalar oluşturmak için birebir...! Hatta, bırakın çocukları, o afeti bizzat yaşamış yetişkinlerde bile, derin etkiler bırakabilir bir durum!
İşin bir başka yönü ise, oyunun içinde çocuklara yönelttikleri, "Tanrı sadece iyileri mi cezalandırır?" sorusu. Çocukların hem zihinsel sağlıklarını kötü etkileyecek hem de imanlarına dair şüphe tohumları ekecek bu organizasyon, izleyen çocukların duygusal güvenliklerini sarsacak ve büyük kafa karışıklığına sebep olacaktır.
İddiaya göre, bir kısmı Türk bir kısmı yabancı uyruklu olan bu ekip, bayram süresince bu etkinlikle deprem bölgesini gezmiş. Olayın duyulması üzerine, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı konunun takipçisi olacağına dair bir paylaşım yaptı.
İşin içinde yabancı uyrukluların da olması ve etkinlik esnasında maske takarak alanda geziyor olmaları, akıllarda olayın kasıtlı yapıldığı şüphelerini uyandırıyor. Gerek sahne işlerinde, gerekse dijital alanlarda, çocuklarımızın nelere maruz kaldıklarını takip etmek zorundayız.
Bu arada, dünya Fransa'da yaşanan olayları konuşuyor. Halk, Fransa sokaklarını alev yerine çevirmiş vaziyette! Fransa'nın en büyük kütüphanesinin alev alev yandığı görüntüler sosyal medyada dolaşıyor. Macron'un, "Amerika'ya bağımlı kalmamalıyız, biz de Avrupa olarak güçlü bir aktör olmalıyız. Rusya Ukrayna savaşında, Amerika'nın sözüne sadık kalındığı için en büyük bedeli Avrupa ödedi" gibi çıkışlarından sonra, ilk olarak Rusya'da Wagner grubunun olayı, ardından da Fransa'daki olaylar patlak verdi. Amerika, Fransa'ya önemli bir ültimatom vermeye çalışıyor gibi görünüyor. Kalın sağlıcakla...