Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Elleri koynunda kalanlar…

1983 yılından bu yana gurbetteyim.

Türkiye'nin bir ucundan bir diğer ucuna, Ordu'dan Izmir'e uzanan bir gurbet yolculuğu...

Tamı tamına, 40 yıl olmuş!

Bu kırk yılda, ne zaman Samsun Çarşamba'dan geçsem, "Çarşamba'yı sel aldı..." türküsünün sözleri dökülür dudaklarımdan.

Samsunlu merhum Yıldıray Çınar'dan dinleyip sevmiştim bu türküyü!

Bir sevdadan dolayı sevmemişimdir bu türkünün sözlerini!

Sevda çekmedim mi?

Çekmez olur muyum, hem de iliklerime kadar...

Ben bu türkünün, bir mısrasına vuruldum, "Elim koynumda kaldı"...

Daha doğrusu bu türkünün bir mısrası, sanki beni, bizim ismimizi mırıldanıyordu bizlere!

Elleri koynunda kalanlar...

Dünyanın bir başka coğrafyası ya da kültüründe elleri koynunda kalanlar diye, isimlendirilenler var mıdır bilmem, ama Anadolu insanını ne güzel de ifade ediyor.

Elleri koynunda kalanlar...

Düşünüyorum da bundan tam 104 yıl önce bugün (14 Mart 1919) ABD, İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanlıların İzmir'e çıkmasını onaylıyorlar!

Daha doğrusu, dünün PKK'sı Yunanistan'a, Anadolu'nun batısını ikram ediyorlar!

Yunan, 15 Mayıs 1919' da İzmir'e çıkıyor!

Fransız; Antep, Maraş, Hatay, Mersin'de...!

Ne zaman ki, elleri koynunda kalanların mahremine tasallut ediliyor, o eller Maraş'ta koynundan çıkıp, 31 Ekim 1919' da tetiğe basıyor ve Anadolu kıyama kalkıyor!

Hemen sonrasında da Ankara'dan bir ses yükseliyor semaya, "Korkma"!

9 Eylül 1922' de gelenler, kendilerini Ege'nin sularında buluyorlar!

Ben, 2009 yılından bu yana, elleri koynunda kalanların coğrafyası Anadolu'da, "Korkma" destanının hikayesini anlatarak dolaşıyorum.

Ama, bu sefer ki bir başka oldu. Bir başka hüzün kapladı içimi.

Oyunun finalinde son repliğim, "Korkma" sözü bir başka döküldü dudaklarımdan!

Hemen ardından, "Doğacaktır sana vaat ettiği günler Hakk'ın! Kim bilir belki yarın belki yarından da yakın " mısralarını bu kadar inanarak söylememiştim!

Oyun bitiminde, memleketim Ordu'ya oğlumun evine geldim.

Torunumu kucağıma aldığımda, "Dede biliyor musun burada deprem oldu" dediğinde içim ürperdi!

Kahramanmaraş'ta kucağıma aldığım yavrumuz geldi aklıma ...!

Torunum Meyra Ahsen'i sarılıp, kokladım kokladım kokladım...

O anda torunum kulağıma, "Dede biliyor musun, ben kumbaramı evi yıkılan kardeşlerime yolladım" dediğinde gözyaşlarımı tutamadım!

Korkma, dedim içimden, "Doğacaktır sana vaat ettiği günler Hakk'ın" mısraları döküldü dudaklarımdan!

Doğacak inşallah...