Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

#EvdeKalalımDengemiziBulalım

Ee hayat nasıl gidiyor?

Çoluk çoluk, davar doluktan ne haber?

Herkes hayatından memnun mu?

Şikâyeti olan var mı?

İyi mi böyle whatsapp grupları oluşturuldu, facebook ‘ta siyah beyaz resimler cirit atıyor...

Sizi bilmem, ama bendenizin telefonuna hemen hemen hergün yeni bir Whatsapp grubu daveti, Facebook hesabıma da Messenger mesajı yağıyor!

Ne yalan söyleyeyim kendi albümümde bile olmayan kendi resimlerimi görünce, ister istemez, ‘’Vay be nereden nereye’’ demeden de edemiyorum!

Bir yandan da kimin nerede ne iş yaptığını öğrendikçe, bir gayya kuyusunun içine düşüyorum ister istemez!

Bırakın okul, askerlik arkadaşlarımızı uzun bir aradan sonra bulmanın, kan bağıyla bağlı olduğumuz uzak akrabalarımızın bile, nerede ne halde olduklarını yeni yeni öğrenmeye başlamanın çok ama çok ağır duygu halini yaşamak!

Bir başka ifadeyle rahvan yaşadığımız dönemlerde, hızlandıkça aramızdaki mesafenin açıldığı, açıldıkça da birbirimizi kaybettiğimiz, yaşadığımız hikâyenin paydaşları!

Diğer yanda da hızlı yaşadığımız maraton koşusu hayatımızda, zaman zaman omuz attığımız ya da omuz atan, çelme taktığımız ya da bize çelme takan, kaçtığımız ya da bizden kaçan paydaşlarımızdan uzak kalmanın burukluğu mu desem, hafifliği mi desem bir türlü anlatamadığımız, anlatmakta güçlük çektiğimiz hal!

Bir başka ifadeyle dengesizliğimizin neticesinde başımızın dönüp midemizin bulanmasıyla bir an olduğumuz yere yığılıp kaldığımız halden, tanıdığımız hal!

Bütün bu dengesizliğimize sebep olan hırsımızın enerjisiyle elde ettiklerimizin, bugün beş para etmemesi, elimizde bulunan az ile buluşup, aza hamd etme halimiz!

Baksanıza haftada beş maske yetiyor artıyor bile!

Korkarım, bu sürenin sonunda nereye koyacağım telaşına düşeceğimiz onca maske, kalacak elimizde!

Nasıl, whatsapp grubundan ya da facebook ‘tan yıllar sonra karşınıza çıkan arkadaş ve akrabalarınızla konuşacak bir şey bulabiliyor musunuz?

Mesela, benim gibi şok mu yaşıyorsunuz?

Yıllar sonra karşıma çıkan fakülteden ev arkadaşımın oğlunun, üst üste iki projede çalıştığım şirkette çalıştığını, hastalığımın tedavisi için, ‘’ Bak bu doktor çok iyi’’ diyerek elime sıkıştırılan ismin, yokluğu paylaştığım arkadaşımın eşi olduğunu öğrendiğimde, yaşadığım şoklar!

Sayayım mı daha?

Mesela, araya adamlar koyup da ulaşmaya çalıştığım makam sahibinin, benim dönem arkadaşım olduğunu öğrenmem!

Eminim ki, sizlerde bu ve buna benzer şeyler yaşadınız, yaşıyorsunuz, süreç onu gösteriyor ki, daha da yaşayacaksınız!

Tıpkı, hayatı rahvan yaşadığımız zamanda yaşadığımız hikâyede paydaşlarımız olan dost, arkadaşlarımızın ve akrabalarımızın öldüğünü öğrenmenin verdiği acı gibi!

Biliyorsunuz değil mi, bu anda hızlı yaşadığımız, bu hayatta sahip olduğumuz her şeyi versek de bir saniye de olsa geri getiremeyeceğiz onları!

Farkında mısınız;

“Mal sahibi, mülk sahibi

Hani bunun ilk sahibi?

Mal da yalan, mülk de yalan

Var biraz da sen oyalan…”

Diyen Yunus haklı çıktı!

En iyisi mi biz #EvdeKalalımDengemiziBulalım …