Ahmet Yenilmez
"Hayatta en önemli şey nedir?" diye soracak olsak, herhalde kahir ekseriyetin cevabı, "Eğitim'' olur. Ardından, "Eğitim nedir, nerede başlar nerede biter?" soruları peşi sıra zihnimizi meşgul eder. "Eğitim"in sözlük anlamına bakacak olursak; belli bir bilim dalında, belli bir konuda bilgi ve beceri kazandırma, yetiştirme ve geliştirme işi... Biraz daha irdelersek, yeni kuşakların toplum yaşamında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları edinmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine yardım etme... Sanırım, ikinci açıklama daha aydınlatıcı oldu. "...toplum yaşamında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri, anlayış ve kişiliklerini geliştirmek..." Kulağa ne hoş geliyor değil mi, kim bunlara karşı çıkabilir ki, kim evladının bilgisinin becerisinin ve kişiliğinin gelişmesini istemez ki? Eğitimin düşük olduğu ülkelerin başına neler geldiğine, hep beraber şahit oluyoruz.
Lakin, ülkemizde son yıllarda (tam olarak tarihini bilmiyorum çünkü duyduğumda şaşkınlığımı gizleyememiştim) sınıf tekrarı sokak diliyle "sınıfta kalma" nın kaldırıldığına şahit olduk. İnanması güç geliyor biliyorum, lakin bu bir gerçek! Ülkeler, milletler, uluslar için herkesin hemfikir olduğu en önemli olgu olan, "Eğitim'' meselesinde, ülkemizde sınıf tekrarı yok! Yaptığım kısa araştırmalar sonucunda sınıf tekrarı ile ilgili yapılan araştırmalar sonucunda, sınıf tekrarının çocukların psikolojileri ve eğitim hayatlarında bir artısı olmadığı yönünde. Lakin, bu araştırmalar ülkemizi değil, Avustralya gibi gelişmişlik seviyesi bir tık daha yukarıda olan ülkeleri kapsıyor. Kimse kusura bakmasın ama, oralarda yapılan her araştırma, her ülkede geçerlilik kazanır anlamına gelmiyor. Eğitim sistemi olarak son yıllarda ülkemizin geldiği durum kaygı verici. Bunları üzülerek ve hepimizin hatası olarak gördüğüm için söylüyorum. Amacım, birilerini suçlamak değil, -zaten geç kalınmış- "Eğitimde Kalkınma" hareketinin bir an önce hayata geçirilmesidir. Son Milli Eğitim Bakanımız Sayın Yusuf Tekin beyefendinin son yaptığı açıklamalar, içimdeki ümitlerin yeşermesine sebep oldu. Yazımın konusu ise, Sayın Tekin'in açıklamalarından sonra dile gelmiştir. Evet, Sayın Yusuf Tekin sınıf tekrarının geri getirildiğini açıklayarak, çok isabetli bir karar almışlardır. Sınıf tekrarı, bazı şeylerin yanlış olduğunu ortaya koymaktadır. Bu sadece evlatlarımızın eksikliklerinden olmuyor, kusura bakmasınlar, lakin bazı öğretmenlerimiz de bence şapkalarını önüne koymalı. Bunu dile getirdiğim için bir çok kişi bana kızacak, varsın kızsınlar. Eğer, bu konu ile ilgili olumlu bir katkımız olacaksa, kızmalarına razıyım. Bir çocuk sınıfta kalıyorsa, ortada bir değil bir çok yanlış var demektir. Ve sınıf tekrarı yaşandığında, bu problemlerin üzerine gidilir, varsa hatalar, yanlışlar ortaya çıkar ve çözüm için harekete geçilir.
Hülasa, bu sefer inanıyorum ki, Sayın Bakanımız ülkemiz için bir şans ve diliyorum bu sefer bu şansı iyi değerlendiririz. Eğitim konusunda kaybedilecek bir günümüz dahi yok, konuşulması gereken bir çok konu var. Üstelik bu durum sadece ilköğretim ve lise seviyesinde değil, üniversitelerimizin pür melali de ortadadır, lakin o başka bir yazımızın konusu olsun. Dilerim bu değişim, hayırlı bir başlangıç olur. Hayırlı Pazarlar efendim...